Turkish example sentences with "kardeşi"

Learn how to use kardeşi in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

O, Taro'nun erkek kardeşi.

Onun erkek kardeşi Kensaku şu an Brezilya'da.

Onun üç tane erkek kardeşi var.

Onun kız kardeşi ile ben iyi arkadaş olacağız.

Jack kırdığı tabağı sakladı fakat küçük kız kardeşi onu gammazladı.

O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.

O, kız kardeşi kadar hoştur.

Juan'ın kız kardeşi Susan çok akıllı.

Onun hiç kardeşi yok.

İsa, Galilee Denizi boyunca geçerken, Simon ve kardeşi Andrew'in göle bir ağ attıklarını gördü.

Erkek kardeşi sakardır, ama o usta bir cerrahtır.

Tom ve kız kardeşi her ikisi de bu üniversitede öğrenciler.

Tom ve erkek kardeşi yaklaşık aynı boyda.

Cinderella'nın iki aşağılık üvey kız kardeşi vardı.

George'un kız kardeşi bana biraz sandviç yaptı.

Üç erkek kardeşi vardır.

O beni erkek kardeşi ile tanıştırdı.

Joan kız kardeşi kadar çekici.

Tom Mary'nin küçük kız kardeşi ile nişanlıdır.

Küçük kız kardeşi çok tatlı, değil mi?

Tom kardeşi kadar iyi kayak yapabilir.

O Tom'un erkek kardeşi olmalı.

Oradaki erkek çocuk Tom'un erkek kardeşi olmalı.

Tom'un kız kardeşi Mary şu an Boston'da.

Tom genç kız kardeşi Mary ile bir odayı paylaştı.

Mary Tom'un kız kardeşi.

Tom bir odayı erkek kardeşi ile paylaştı.

Tom'un Mary adında bir kız kardeşi var.

Tom Mary'nin bir erkek kardeşi olduğunu bilmiyordu.

Tom'un yaklaşık olarak senin yaşında bir kız kardeşi var.

Tom'un Boston'da bir kız kardeşi var.

Tom'un Fransızca konuşabilen bir kız kardeşi var.

Tom'un tenis oynamayı seven bir kız kardeşi var.

Onun kız kardeşi için kanını verdi.

O, onu kız kardeşi için yaptı.

Onun bir kız kardeşi yok.

Mary ve kız kardeşi, hasta annelerine nöbetleşe baktılar.

Ken ve erkek kardeşi birbirine çok benzer.

Mike ve kız kardeşi Fransızca konuşabilirler fakat onlar Japonca konuşamazlar.

Ann'in bir kız kardeşi yok.

Ann'in hiç kız kardeşi yok.

Andrew yaptığı ilk şey, kardeşi Simon bulmak ve onu anlatmaktı.

Jane'i kız kardeşi ile karıştırmış olabilirsin.

Jim kardeşi kadar sıkı çalışır.

Mary, ben Joe'nun erkek kardeşi David.

Tom'un bir kız kardeşi yok.

Tom'un hiç erkek kardeşi ve kız kardeşi yok.

Tom'un hiç erkek kardeşi ve kız kardeşi yok.

Tom'un hiç erkek kardeşi yok.

Onun hiç erkek kardeşi yok.

Seiko'nun hiç kız kardeşi yok.

Onun kız kardeşi genç görünüyor.

Tom'un üç erkek kardeşi var.

Onun Tokyo'da bir erkek kardeşi var.

O çocuk, onun erkek kardeşi.

Shinko'nun erkek kardeşi sekiz yaşındadır.

Onun hiç erkek kardeşi var mı?

Onun kız kardeşi bir doktor oldu.

Tom Mary'nin erkek kardeşi olmalı.

Onun kardeşi bana göre kötüydü.

Onun kız kardeşi, gerçek bir güzelliktir.

O, erkek kardeşi ile gurur duyuyordu.

Annemin dört erkek kardeşi var.

Onun erkek kardeşi iyi bir sürücüdür.

Ann'i kız kardeşi sandım.

Onun her iki kız kardeşi de güzeldir.

Onun annesi ve kız kardeşi hastaydı.

Bu John, bu da kardeşi.

Kardeşi ondan daha sabırlıdır.

Onun erkek kardeşi yoktu.

Onun iki kız kardeşi var.

O, onun kız kardeşi ile evlendi.

Kardeşi çok çalışır.

Onun erkek kardeşi çok çalışır.

Ben onu onun erkek kardeşi sandım.

Bir erkek ve iki kız kardeşi var.

Erkek kardeşi kadar uzun değildir.

Kısa süre sonra erkek kardeşi eve geldi.

Tom'un avukat olan bir kız kardeşi var.

Onun erkek kardeşi okula otobüsle gider.

Erkek kardeşi her zaman TV izliyor.

Kate kız kardeşi kadar büyüleyici.

İki erkek kardeşi var; biri Osaka'da diğeri Kobe'de yaşıyor.

Onun erkek kardeşi geçen ay öldü.

Babam ve kız kardeşi marangozdur.

Erkek kardeşi kadar hızlı yüzebilir.

Erkek kardeşi Kensaku şimdi Brezilya'dadır.

Erkek kardeşi çok yetenekli bir doktor.

Sık sık kız kardeşi ile karıştırılır.

O, kız kardeşi kadar güzel değil.

Onun erkek kardeşi ünlü bir futbolcudur.

Tam kız kardeşi kadar çekicidir.

Tom'un mimar olan bir erkek kardeşi var.

Kız kardeşi için bir sözlük aldı.

Erkek kardeşi bir ticaret şirketinde çalışır.

Onun kız kardeşi iyi bir aşçı gibi görünüyor.

Babamın beş erkek ve kız kardeşi var.

Kız kardeşi kadar çok çalışmaz.

İki kız kardeşi var. Her ikisi de Kyoto'da yaşıyor.

İki kız kardeşi var. Onlar Kyoto'da yaşıyor.

Onun hiç erkek kardeşi ya da kız kardeşi yok.

Also check out the following words: Mahjong, taşları, güzeller, genellikle, oynanan, oyun, dünyada, olan, oyunlardan, biri.