Turkish example sentences with "onun"

Learn how to use onun in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Onun 100 dolardan az parası yok.

Onun bisikleti mavi.

Onun birçok tarih kitabı var.

Onun iyi bir piyanist olduğunu söylemeye gerek yok

Batman hakkında bilmeniz gereken şey, onun süper kahraman olmasıdır.

Onun test sürüşünü geçmesi herkesi şaşırttı.

O benim, onun değil.

Aman, onun hakkında kusura bakma.

Bu John'dur ve o da onun biraderidir.

Onun fiyatı 10.000 yendir.

Onun bankada bolca parası var.

Onun parası yoktu ve herhangi bir yiyeceği alamıyordu.

Onun kız arkadaşı Japon.

Onun suyunu kestiler çünkü o faturayı ödemedi.

Onun elleri buz kadar soğuktu.

Onun favori beyzbol takımı Devler'dir, fakat o Aslanlar'ı da seviyor.

Onun görünümünü çekici bulurum.

Onun geçen aydan beri hasta olduğunu duydum.

Onun kendi evi var.

Onun ne de çok kitabı var!

Onun böyle güzel bir teklifi reddetmesine şaşırdım.

Onun ailesi ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum.

Hastalık onun dışarıya çıkmasını engelledi.

Onun gri saçı var.

Onun on beş dolardan fazla parası yok.

Onun adını biliyorum.

Onun adı Lucifera.

Onun dediğini görmezden gel. O sadece şaka yapıyor.

Kız bayıldı, fakat biz onun yüzüne su döktüğümüzde o kendine geldi.

O onun, değil mi?

Şu, onun arabası.

O, onun arabası.

O onun İngilizce öğrenmesi için kolay değil.

Onun adını unuttum.

Onun bir çocuğu olduğunu bilmiyordum.

Onun adı Tomoyuki Ogura.

Onun saçı sarı ve genç görünüyor.

Bu kalemler onun.

Onun erkek kardeşi Kensaku şu an Brezilya'da.

Onun annesi bir Kennedy idi.

Onun ana dalı İngiliz edebiyatıdır.

Onun kitabı sadece İngiltere'de değil, Japonya'da da ünlü.

Onun bir kedisi var. Bu kedi beyazdır.

Onun saldırgan olduğunu herkes biliyordu.

Onun istifa etmesi için bir neden yok.

Onun istifa etmesi için bir sebep yok.

Onun görme yeteneği kötü.

Onun görme kabiliyeti kötü.

Onun bisikleti benimkinden daha iyi.

Onun mavi gözleri var.

Fransızca, onun ana dilidir.

Onun ana dili Fransızcadır.

Onun başaracağını umuyorum.

Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.

İspanyolca onun ana dilidir.

Fahrenheit, termometreyi bulan Alman bir mucittir. Aynı zamanda onun ismi bir sıcaklık birimine verilmiştir.

Onun nerede doğduğunu biliyor musun?

Onun beşten fazla sözlüğü var.

Onun gözleri midesinden daha büyük.

Onun yaşadığı evi beğenmiyorum.

Onun başka bir oğlu var.

Onun Mahjong'da iyi olduğunu duyuyorum.

Onun söylediği doğru.

Onun başarısızlığının ana nedeni tembelliktir.

Onun bir doktor olduğunu düşünüyorum.

Önümüzdeki ay onun bir bebeği olacak.

Onun oğlu ünlü bir piyanist oldu.

Onun politikaya ilgisi yok.

Onun siyasete ilgisi yok.

Onun için ne kadar ödedin?

Onun Mary adında bir kızı var.

Bay Brown onun babasıdır.

Onun Bay Brown olduğunu düşünüyorum.

Onun ölmüş olabileceğinden korkuyorlar.

Onun ölü olabileceğinden korkuyorlar.

O, Amerika Birleşik Devletleri'nde büyüdü fakat onun ana dili Japonca.

O, Birleşik Devletler'de büyüdü fakat onun ana dili Japonca.

O, ABD'de büyüdü fakat onun ana dili Japonca.

O, Amerika Birleşik Devletleri'nde büyüdü ama onun ana dili Japonca.

O, Amerika Birleşik Devletleri'nde büyüdü lâkin onun ana dili Japonca.

O, Amerika'da büyüdü fakat onun ana dili Japonca.

Onun Londra'ya gittiğini biliyorum.

Bu akşam onun için bir veda partisi düzenliyoruz.

Onun yardımımıza ihtiyacı var.

Onun üç tane erkek kardeşi var.

Onun adını hatırlayamam.

Onun adını hatırlayamıyorum.

Onun ikinci oğlu evlendi ve yuva kurdu.

Onun sorularını anlamak imkânsızdı.

Onun ismini unuttum.

O, onun otomobili.

Onun romanları genç insanlar arasında popülerdir.

Onun bir sakalı var.

Onun kız kardeşi ile ben iyi arkadaş olacağız.

İşte onun yaşadığı ev.

Onun çizdiği şey son derece detaylandırılmış ve belirgin, her zaman küçük detaylara ayrılamaz.

Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.

O, onun arkadaşıdır.

Onun ofisini bulmak kolaydı.

Onun teklifini reddetti.

Delil bizi onun masumluğuna ikna etti.

Also check out the following words: sularının, şifalı, yıkamalı, üstlerinizi, değiştirdiniz, anneniz, Çincenin, sebebe, duymasında, aptalları.