Turkish example sentences with "parası"

Learn how to use parası in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Onun 100 dolardan az parası yok.
Translate from Turkish to English

Onun bankada bolca parası var.
Translate from Turkish to English

Onun parası yoktu ve herhangi bir yiyeceği alamıyordu.
Translate from Turkish to English

Onun on beş dolardan fazla parası yok.
Translate from Turkish to English

Aptal ve parası çabuk ayrılırlar
Translate from Turkish to English

Yeni bir araba için parası yok.
Translate from Turkish to English

Onun yeterinden fazla parası oldu.
Translate from Turkish to English

Onun biraz parası var.
Translate from Turkish to English

İtalyan, Almanya'da kahvesi için Yunan euro parası ile ödeme yaptı.
Translate from Turkish to English

Tom her zaman parası yok gibi görünüyor.
Translate from Turkish to English

Onun bankada bir miktar parası var.
Translate from Turkish to English

Onun çok fazla parası yok.
Translate from Turkish to English

Şu ülkenin parası petrolden geliyor.
Translate from Turkish to English

Tom bankadaki on milyon dolardan fazla parası ile öldü.
Translate from Turkish to English

Onun parası çok.
Translate from Turkish to English

Onun çok parası yoktur.
Translate from Turkish to English

Parası olan konuşur.
Translate from Turkish to English

Tom'un erkek kardeşinin sahip olduğundan daha az parası var.
Translate from Turkish to English

Tom yeterli parası olmadığı için bizimle Boston'a gidemedi.
Translate from Turkish to English

Yumi'nin şimdi çok parası var.
Translate from Turkish to English

Tom'un parası bitiyor.
Translate from Turkish to English

Tom'un parası tükendi.
Translate from Turkish to English

Tom o faturayı ödemek için yeterli parası olup olmadığını merak etti.
Translate from Turkish to English

Tom'un birkaç bakkal almak için yeterli parası vardı.
Translate from Turkish to English

Kongre'nin parası yoktu.
Translate from Turkish to English

Güneylilerin yeniden inşa etmek için hiç parası yoktu.
Translate from Turkish to English

Savaş Kongresi'nin hiç parası yoktu.
Translate from Turkish to English

Ailesinin çok parası yoktu.
Translate from Turkish to English

İnsanların yeni mallara harcamak için daha fazla parası vardı.
Translate from Turkish to English

Parası olan Amerikalılar yatırım için korkuyorlardı.
Translate from Turkish to English

Birçok Amerikalının bir otomobile sahip olmak için parası yoktu.
Translate from Turkish to English

Onların hiç parası kalmamıştı.
Translate from Turkish to English

Onun yolculuk için bol miktarda parası vardı.
Translate from Turkish to English

Tom böylesine güzel bir yemek için ödeyecek yeterince parası olup olmadığı hakkında endişeli.
Translate from Turkish to English

Tom'un sonuçta Mary'ye elmas bir yüzük alması için yeterli parası olmalıydı.
Translate from Turkish to English

Tom hiç parası yokmuş gibi davrandı.
Translate from Turkish to English

Tom'un güvenli bir yere gizlenmiş biraz parası var.
Translate from Turkish to English

Tom'un benim sahip olduğumdan daha çok parası var.
Translate from Turkish to English

Tom'un harcayabileceğinden daha çok parası var.
Translate from Turkish to English

Tom'un bu mağazadaki herhangi bir bilgisayarı almak için yeterli parası var.O sadece hangisini alacağına karar vermeli.
Translate from Turkish to English

Tom'un o tür parası yok.
Translate from Turkish to English

Tom hesabı ödemek için cüzdanında yeterli parası olduğunu düşünmüyordu.
Translate from Turkish to English

Tom'un otomattan bir içecek satın almak için yeterli bozuk parası yoktu.
Translate from Turkish to English

Tom'un çok az parası var.
Translate from Turkish to English

Tom kaç parası olduğunu görmek için cüzdanını kontrol etti.
Translate from Turkish to English

Tom'un kesinlikle eskisi gibi parası yok.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye ne kadar parası olduğunu sordu.
Translate from Turkish to English

Herkes Tom'un Mary ile parası için evlendiğini düşünüyor.
Translate from Turkish to English

O, fakir olmaktan çok uzak, aslında çok parası var.
Translate from Turkish to English

Bazen zengin insanlar çok parası olmayan diğer insanlara tepeden bakarlar.
Translate from Turkish to English

Ödül parası dünya gezisine gitmeme olanak sağladı.
Translate from Turkish to English

Onun şimdi parası yok.
Translate from Turkish to English

Onun yanında az parası var.
Translate from Turkish to English

Jack'in yeni bir bisiklet satın almak için parası yok.
Translate from Turkish to English

Haruki'nin yanında çok parası yok.
Translate from Turkish to English

Ann'in yanında biraz parası var.
Translate from Turkish to English

Tom'un yeterli parası olmadığı için satın almak istediği şeyi alamaz.
Translate from Turkish to English

Tom'un yeterli parası yoktu.
Translate from Turkish to English

Tom'un çok parası yoktu.
Translate from Turkish to English

Tom'un henüz istediği arabayı almak için yeterli parası yok.
Translate from Turkish to English

Tom'un yeterli parası yok.
Translate from Turkish to English

Tom'un bir fincan kahve için yeterli parası yok.
Translate from Turkish to English

Tom parası ile ne yapacağını bilmiyor. Onun çok fazla parası var.
Translate from Turkish to English

Tom parası ile ne yapacağını bilmiyor. Onun çok fazla parası var.
Translate from Turkish to English

Onun hiç parası yoktu.
Translate from Turkish to English

Onun hiç parası yok.
Translate from Turkish to English

Tom'un hiç parası yoktu.
Translate from Turkish to English

Onun parası bitti.
Translate from Turkish to English

Tom'un hiç parası kalmamıştı.
Translate from Turkish to English

Bu Kanadalı parası mı?
Translate from Turkish to English

Bütün parası bitti.
Translate from Turkish to English

Tom'un çok parası var.
Translate from Turkish to English

Onun çok parası yoktu.
Translate from Turkish to English

Tom'un parası bitti.
Translate from Turkish to English

Onun yeterli parası yoktu.
Translate from Turkish to English

Tom'un oldukça çok parası var.
Translate from Turkish to English

Tom'un asla çok parası olmadı.
Translate from Turkish to English

Onun 10,000 yenden daha fazla parası yok.
Translate from Turkish to English

Onun bütün parası soyuldu.
Translate from Turkish to English

Onların her zaman parası az.
Translate from Turkish to English

O, onu bütün parası için kandırdı.
Translate from Turkish to English

Tom'un cebinde hiç parası yok.
Translate from Turkish to English

Onun çiftliği almak için parası yok.
Translate from Turkish to English

Tom'un parası var. Fakat o kadar çok mutlu değil.
Translate from Turkish to English

O, onunla parası için evlendi.
Translate from Turkish to English

Bankada onun çok parası vardı.
Translate from Turkish to English

Onun bankada çok parası var.
Translate from Turkish to English

Onun hiç parası yoktu, böylece o benimle gidemedi.
Translate from Turkish to English

Onun parası var.
Translate from Turkish to English

Onun bir araba alması için yeterli parası yok.
Translate from Turkish to English

Onun o zaman yanında parası yoktu.
Translate from Turkish to English

Onu almak için yeterli parası var.
Translate from Turkish to English

Onun kendine ait bir miktar parası var.
Translate from Turkish to English

Onun 100 dolardan daha fazla parası yok.
Translate from Turkish to English

Parası var, ama mutlu değil.
Translate from Turkish to English

Gerekenden daha fazla parası var.
Translate from Turkish to English

Bir kenara konulmuş biraz parası var.
Translate from Turkish to English

Kullanabileceğinden daha çok parası var.
Translate from Turkish to English

Tom'un taksiye ödeyecek parası yoktu.
Translate from Turkish to English

Bir sürü parası olduğunu söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom'un bankada çok parası var.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: halk, Kasabayı, ziyaret, edenler, yıldan, yıla, artıyor, tekne, suda, ilerliyor.