Turkish example sentences with "yerden"

Learn how to use yerden in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
Translate from Turkish to English

Ben, bir kayak kazası sırasında iki yerden bacağımı kırdım.
Translate from Turkish to English

Tom'un yeme isteği vardı fakat evde yiyecek bir şey olmadığı için yaşadığı yerden çok uzakta olmayan mahalle marketine gitti.
Translate from Turkish to English

Tom Boston'u şu ana kadar yaşadığı herhangi bir başka yerden daha çok seviyor.
Translate from Turkish to English

Ölüm iki şeyden biridir.O ya ölümlülüktür, ve ölüler herhangi bir şeyin bilincinde değildir; ya da bize söylenildiği gibi, gerçekten bir değişikliktir: ruhun bu yerden ötekine göç etmesidir.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin yaşadığı yerden uzakta olmayan bir parça arazi aldı.
Translate from Turkish to English

Yerden kir kazıyabilirsin.
Translate from Turkish to English

Tom durduğu yerden Mary'yi görebiliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom durduğu yerden gölü göremiyordu.
Translate from Turkish to English

Bu yerden çıkalım.
Translate from Turkish to English

O, bir yerden bir yere taşındı.
Translate from Turkish to English

O, yerden bir mendil aldı.
Translate from Turkish to English

Bu yerden nefret ediyorum.
Translate from Turkish to English

Bıraktığın yerden okumaya başla.
Translate from Turkish to English

Yerden göğe kadar haklısın.
Translate from Turkish to English

Kalemi yerden al.
Translate from Turkish to English

Doğduğu yerden uzakta yaşıyor.
Translate from Turkish to English

Saklandığı yerden çıktı.
Translate from Turkish to English

Durduğum yerden kuleyi görebiliyorum.
Translate from Turkish to English

Kısa bir moladan sonra işine kaldığı yerden devam etti.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin yerden bir şeyler topladığını gördü?
Translate from Turkish to English

Durduğu yerden sürücüyü görebiliyordu.
Translate from Turkish to English

Onu aramak için bir yerden bir yere gitti.
Translate from Turkish to English

Göklerden ve yerden korkmayın fakat Wenzhou'lu bir kişinin kendi dilini konuştuğunu duymaktan korkun.
Translate from Turkish to English

Keşke bu korkunç yerden gidebilsem.
Translate from Turkish to English

Gittiğin yerden bana mektup yazmayı sakın unutma.
Translate from Turkish to English

Geçit törenini bulunduğum yerden iyi göremiyordum.
Translate from Turkish to English

Ailesi bir yerden bir yere seyahat ettiği için, Cezar Chavez bir çocukken otuzdan daha fazla okula gitti.
Translate from Turkish to English

Tom bebeği yerden kaldırdı ve ona gülümsedi.
Translate from Turkish to English

Tom onu yerden kaldırmadı.
Translate from Turkish to English

Tom senin yaşadığın yerden uzakta mı yaşar?
Translate from Turkish to English

Başka bir yerden gibisiniz.
Translate from Turkish to English

Düşersem bir tekmede sizin atmanız yerine bırakın da yerden kalkayım.
Translate from Turkish to English

Oturduğun yerden kalkma!
Translate from Turkish to English

O Teksas ya da yakınlarında bir yerden gelmiş.
Translate from Turkish to English

Bu yerden çıkmam gerekiyor.
Translate from Turkish to English

Bu yerden çıkmalıyım.
Translate from Turkish to English

Seni bir yerden tanıyorum, değil mi?
Translate from Turkish to English

Tom çalıştığı yerden çok uzakta olmayan bir daire bulmalı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin ayaklarını yerden kesti.
Translate from Turkish to English

Tom yerden bir iğne aldı.
Translate from Turkish to English

Tom saklandığı yerden çıktı.
Translate from Turkish to English

Bu yerden kaçmalıyız.
Translate from Turkish to English

Tom bu yeri eskiden yaşadığı yerden daha çok seviyor.
Translate from Turkish to English

Tom, kırılmış cam parçalarını yerden aldı.
Translate from Turkish to English

Tom saklandığı yerden kutuyu almak için gitti.
Translate from Turkish to English

Yaşadığım yerden çok uzakta olmayan bir yüzme havuzu var.
Translate from Turkish to English

Tom bana bu yerden söz etmedi.
Translate from Turkish to English

Bu yerden bıktım.
Translate from Turkish to English

Bulunduğu yerden hiçbir şey demeden hızlıca ayrıldı.
Translate from Turkish to English

Başka yerden mi geliyorsun?
Translate from Turkish to English

Blok, oldukça yüksek bir yerden onun ayak parmağına düştü.
Translate from Turkish to English

Tom bıraktığı yerden devam etti.
Translate from Turkish to English

Seni bir yerden tanıyor muyum?
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi durduğu yerden göremedi.
Translate from Turkish to English

Tom bana bu yerden bahsetti.
Translate from Turkish to English

Babam bana bu yerden bahsetti.
Translate from Turkish to English

Dün bıraktığımız yerden başlayalım.
Translate from Turkish to English

Hiçbir yerden haber gelmedi.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'ye çalıştığı yerden çok uzak olmayan bir daire buldu.
Translate from Turkish to English

Tom çalıştığı yerden uzakta yaşamıyor.
Translate from Turkish to English

Bu yerden sıvışmamız gerekiyor.
Translate from Turkish to English

Bıraktığımız yerden alabilir miyiz?
Translate from Turkish to English

Kaldığımız yerden devam edebilir miyiz?
Translate from Turkish to English

Bu yerden çıkmak zorundayız.
Translate from Turkish to English

Hepimiz bir yerden başlamak zorundayız.
Translate from Turkish to English

Burası Tom'un olduğu yerden çok daha güvenli.
Translate from Turkish to English

Tom bana ucuz yemek yiyebileceğim bir yerden bahsetti.
Translate from Turkish to English

Tom'un ofisi yaşadığı yerden üç mil uzakta.
Translate from Turkish to English

Bu yerden gına geldim.
Translate from Turkish to English

Çamaşırları mandallamayı unutma yoksa yerden toplarsın.
Translate from Turkish to English

Tom'u bir yerden tanıdığımı biliyordum.
Translate from Turkish to English

Kapalı yerden korkarım.
Translate from Turkish to English

Yüksek yerden suya atlarken dik girmek gerek. Yoksa öldürür.
Translate from Turkish to English

Dün bıraktığımız yerden devam edelim.
Translate from Turkish to English

Her yerden uygulamalar alıyoruz.
Translate from Turkish to English

Her yerden başvuru alıyoruz.
Translate from Turkish to English

Sen de kapalı yerden korkar mısın?
Translate from Turkish to English

Sadece yaşadığım yerden bir blok ötede Boston'da tam burada yaşadığına inanamıyorum.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi bulunduğu yerden göremiyor.
Translate from Turkish to English

Geçen hafta kaldığımız yerden okumaya devam edelim.
Translate from Turkish to English

Tom gerçekten olduğu yerden bir şey göremiyor.
Translate from Turkish to English

Tom okuldan sonra yarı zamanlı çalıştığı yerden eve giderken Mary ile karşılaştı.
Translate from Turkish to English

Bir yerden başlamak zorundayız.
Translate from Turkish to English

Bıraktığımız yerden başlayalım.
Translate from Turkish to English

Tom yerden bir şey aldı.
Translate from Turkish to English

Ateş olan yerden duman çıkar.
Translate from Turkish to English

O bir yerden gelmek zorundaydı.
Translate from Turkish to English

Bu yerden kurtulmak zorundayım.
Translate from Turkish to English

Aslan, yattığı yerden belli olur.
Translate from Turkish to English

Kaldığınız yerden okumaya devam edin.
Translate from Turkish to English

Gürültü oradan bir yerden geldi.
Translate from Turkish to English

Orası, doğduğum yerden sadece bir taş atımı uzaklıkta.
Translate from Turkish to English

Siz Amerikalıların bir yerden bir yere taşınmayı sevdiğinizi duydum.
Translate from Turkish to English

Onun olduğu yerden uzakta değiliz.
Translate from Turkish to English

Tom kitabı yerden aldı.
Translate from Turkish to English

Kaldığımız yerden devam edelim.
Translate from Turkish to English

Bizim bir yerden başlamamız lazım.
Translate from Turkish to English

Bu ucuz şeylerden birini büyük olasılıkla başka bir yerden alabilirsin.
Translate from Turkish to English

Beni bu yerden çıkarmak zorundasın.
Translate from Turkish to English

Tom yerden bir şey almak için eğildi.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: arkadaştır, Auckland'ın, milyon, nüfusu, kırmızıdır, sürpriz, yağmurlu, önemli, Bileti, unutma.