Learn how to use yemeye in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Tom yemeği masaya koydu ve herkese yemeye başlamasını söyledi.
Translate from Turkish to English
Böyle pahalı bir restoranda yemek yemeye gücüm yetmez.
Translate from Turkish to English
Birlikte tekrar ramen yemeye gidelim mi?
Translate from Turkish to English
Çocuğun yemek yemeye ihtiyacı varsa, ona sağlıklı bir şey pişirin.
Translate from Turkish to English
Yemek yemeye gidelim.
Translate from Turkish to English
O, kahvaltısını yemeye başladı.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'yi akşam yemeği yemeye davet etti.
Translate from Turkish to English
Değişiklik olsun diye bu akşam dışarıda yemeye ne dersin?
Translate from Turkish to English
Laurie, en sevdiği restorana yemek yemeye gitti.
Translate from Turkish to English
Lütfen yemeye devam et. Benim hakkımda endişelenme.
Translate from Turkish to English
Yalnız yemek yemeye alışıyorum.
Translate from Turkish to English
Değişiklik olsun diye bu sabah dışarıda yemeye ne dersin?
Translate from Turkish to English
Bazen birlikte akşam yemeği yemeye çıkalım.
Translate from Turkish to English
Lütfen buzdolabındaki bir şeyi yemeye çekinme.
Translate from Turkish to English
Yakında Japon yemeklerini yemeye alışırsın.
Translate from Turkish to English
Yemeye başlayabilir miyim?
Translate from Turkish to English
Cuma geceleri, sık sık arkadaşlarımla birlikte pizza yemeye giderim.
Translate from Turkish to English
Bir şeyler yemeye gitmek ister misin? Hesap benden.
Translate from Turkish to English
Krep yemeye bana gelir misin?
Translate from Turkish to English
Hiçbir şey olmamış gibi yemeye devam ettiler.
Translate from Turkish to English
Böyle pahalı bir restoranda yemek yemeye yetecek param yok.
Translate from Turkish to English
Tom yemeye devam etti.
Translate from Turkish to English
Tom yemek yemeye başladı.
Translate from Turkish to English
Tom yemek yemeye devam etti.
Translate from Turkish to English
İstemiyorsan kendini yemeye zorlama.
Translate from Turkish to English
Yemeye devam ettiler.
Translate from Turkish to English
Emily'nin bir şeyler yemeye ihtiyacı var, çünkü o aç.
Translate from Turkish to English
Tom sandviçini açtı ve onu yemeye başladı.
Translate from Turkish to English
Tom sabah kahvaltısını yemeye başladı.
Translate from Turkish to English
Genellikle sağlıklı bir öğle yemeği yemeye çalışırım.
Translate from Turkish to English
Her zaman sağlıklı yemek yemeye çalışırım.
Translate from Turkish to English
Tom zaten öğle yemeği yemeye başladı.
Translate from Turkish to English
Ekmek yemeye bayılırım.
Translate from Turkish to English
Şu anda yemek yemeye vaktim yok.
Translate from Turkish to English
Puding yemeye karşı koyamıyorum.
Translate from Turkish to English
Dün baş başa lokantada yemek yemeye karar verdik.
Translate from Turkish to English
İzin verirsen, yemeğimi yemeye çalışıyorum.
Translate from Turkish to English
Domuz gibi yemeye alışkındım.
Translate from Turkish to English
Bayan Brown Japon yemekleri yemeye alıştı.
Translate from Turkish to English
Farklı bir şey yemeye çalış.
Translate from Turkish to English
Her zaman sağlıklı yiyecek yemeye çalışmalısın.
Translate from Turkish to English
Hadi, öğle yemeği yemeye gidelim.
Translate from Turkish to English
Bizim evde yemek yemeye gelmek ister misin?
Translate from Turkish to English
Bir süre sorunlarını unut ve bizimle akşam yemeği yemeye gel.
Translate from Turkish to English
Seninle öğle yemeği yemeye bir türlü vakit bulamadım.
Translate from Turkish to English
Seninle birlikte akşam yemeği yemeye ilgi duyuyorum.
Translate from Turkish to English
Tom yarım yenmiş böreği Mary'den kaptı ve onu yemeye başladı.
Translate from Turkish to English
Tom her zaman sağlıklı yemekler yemeye çalışır.
Translate from Turkish to English
Birlikte dışarıda akşam yemeği yemeye ne diyorsun?
Translate from Turkish to English
Tom'un birkaç lokma öğle yemeği yemeye bile zamanı yoktu.
Translate from Turkish to English
Lütfen bizi dışarıda akşam yemeği yemeye davet edin.
Translate from Turkish to English
Biraz daha az yemeye çalış.
Translate from Turkish to English
Yemek yemeye ihtiyacı var.
Translate from Turkish to English
Tom konuşmayı durdurdu ve yemek yemeye başladı.
Translate from Turkish to English
Yirmi dokuz yıldır Çernobil'de radyasyona maruz kalmış tilkiler artık insanlardan korkmuyor ve onların ellerinden yemeye hazırlar.
Translate from Turkish to English
Tom hastane yemeğini yemeye alıştığını söylüyor.
Translate from Turkish to English
Bunu yemeye iznin yok.
Translate from Turkish to English
Mary daha çok nane yemeye karar verdi.
Translate from Turkish to English
Patates cipsi yemeye başlarsam, duramam.
Translate from Turkish to English
Yemek yemeye gitmek için iyi bir restoran seç.
Translate from Turkish to English
O, sandvicini yemeye başladı.
Translate from Turkish to English
Tom her zaman Jerry'yi yemeye çalışır.
Translate from Turkish to English
Kimse beni sevmez, herkes benden nefret eder. Tahmin ediyorum ki solucan yemeye gideceğim.
Translate from Turkish to English
Siz peynir yemeye devam edin, ben meyhaneye gidiyorum hemen şimdi tortulu, tortusuz şarap içmeye, kendinize dikkat edin.
Translate from Turkish to English
Tom yemeye değer tek fast food hizmeti veren bu yeri düşündüğü için buraya gelmeyi seviyor.
Translate from Turkish to English
Birlikte yemek yemeye gidelim.
Translate from Turkish to English
Bunu yemeye çalıştım ama yiyemedim.
Translate from Turkish to English
Çok aç değildim, bu yüzden daha sonra yemeye karar verdim.
Translate from Turkish to English
İnsanların yemek yemeye ihtiyaçları vardır.
Translate from Turkish to English
Yalnızca sağlıklı gıdaları yemeye çalışırım.
Translate from Turkish to English
Tom et yemeye son vermeyi reddetti.
Translate from Turkish to English
Şimdi yemeye başlamak üzereydik.
Translate from Turkish to English
Daha sonra birlikte yemek yemeye gitmek istiyor musun?
Translate from Turkish to English
Yemeye ne zaman başlayacağız?
Translate from Turkish to English
Ne zaman yemek yemeye başlayacağız?
Translate from Turkish to English
Tom öğle yemeği paketinden bir elma çıkardı ve onu yemeye başladı.
Translate from Turkish to English
Tom bir parça turta aldı ve onu yemeye başladı.
Translate from Turkish to English
Japon yemeği yemeye alıştın mı?
Translate from Turkish to English
O bizimle yemek yemeye geldi.
Translate from Turkish to English
Tom bir dengeli beslenme yemeye çalışıyor.
Translate from Turkish to English
Daha fazla sebze yemeye çalışıyorum.
Translate from Turkish to English
Tom çantasından bir sandviç çıkardı ve onu yemeye başladı.
Translate from Turkish to English
Bir lokmada onu yemeye çalışacağım.
Translate from Turkish to English
Başka bir gün o restoranda yemek yemeye gidelim
Translate from Turkish to English
Tom oturdu ve yemeye başladı.
Translate from Turkish to English
Düşündüm de, dışarı yemek yemeye gidelim.
Translate from Turkish to English
Pasta yemeye hazır.
Translate from Turkish to English
İnsanlar bu civarda yemek yemeye çalışıyorlar.
Translate from Turkish to English
Kurt şekil değiştirir ama tavuk yemeye devam eder.
Translate from Turkish to English
Biz artık Hint restoranında yemek yemeye gitmiyoruz.
Translate from Turkish to English
Ben bir at yemeye hazırım.
Translate from Turkish to English
Yokohama'daki bir Çin restoranına yemek yemeye gittim.
Translate from Turkish to English
Dengeli bir diyet yemeye çalışıyorum.
Translate from Turkish to English
Maria, Tom'u yemek yemeye zorladı.
Translate from Turkish to English
Tom çabucak sandviçi açtı ve onu iştahla yemeye başladı.
Translate from Turkish to English
Biz yemek yemeye başlıyoruz.
Translate from Turkish to English
Bu gece dışarıda yemek yemeye ne dersin?
Translate from Turkish to English
Mary endişeli olduğunda fazla yemeye eğilimi vardır.
Translate from Turkish to English
Ben akşam sekizden sonra asla yemek yemeye çalışmam.
Translate from Turkish to English
Tom, Mary'nin onun için yaptığı sandviçi yemeye başladı.
Translate from Turkish to English
Tom öğle yemeği yemeye başladı.
Translate from Turkish to English