Turkish example sentences with "yaşında"

Learn how to use yaşında in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Muiriel şimdi 20 yaşında.

O önümüzdeki şubat ayında on yedi yaşında olacak.

Mikey on üç yaşında.

Hem Facebook'un hem de Twitter'ın en yaşlı üyesi olan Ivy Bean, 104 yaşında öldü.

Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.

Babam yakında kırk yaşında olacak.

En büyük erkek evladın kaç yaşında?

O yaklaşık olarak 40 yaşında.

O aşağı yukarı 40 yaşında.

Benim babam sadece on beş yaşında.

O, 54 yaşında öldü.

Bayan Nakano'nun kaç yaşında olduğunu biliyor musun?

On yaşında mısın?

Yaklaşık olarak kırk yaşında.

Otuz üç yaşında.

Ben, 22 yaşında bir adamım.

Senin yaşında bir oğlu var.

Babam elli yaşında.

Bronisław 18 yaşında.

Eğer ben seksen yaşında olsam ve o hâlâ yaşasa, bana aynı öğüdü verir.

Roger Miller Amerikan Birleşik Devletleri Ordusu'na on yedi yaşında katıldı. Atlanta, Georgia'ya yakın bir üsse gönderildi.

Bir insan kaç yaşında olursa olsun, öğrenebilir.

O beş yaşında iken o şiiri ezberleyebildi.

O üç yaşında iken babasını kaybetti.

O, karısını terk etti ve yarı yaşında bir kadınla aşk hayatı yaşıyor.

Oğlum on yaşında.

Sanırım o, kırk yaşında.

O, on bir yaşında iken annesi öldü.

Tom yetmiş yaşında iken vefat etti.

Tom 97 yaşında öldü.

Büyükannem 82 yaşında ve hâlâ dinç.

O, 6 yaşında piyano derslerine başladı.

Ben o zaman sadece yedi yaşında bir kızdım.

O, yirmi yaşında olduğunu söyledi, gerçek değildi.

O yirmi yaşında, bir öğretmen oldu.

O, 25 yaşında evlendi.

O iki yaşında, ama şimdiden 100'e kadar sayabiliyor.

Çocuk altı yaşında olacak.

Büyük oğlun kaç yaşında?

John seksen yaşında ama hâlâ formda.

Yaşında görünüyor musun?

İster inan ister inanma, Tom 70 yaşında.

91 yaşında kadar Picasso resim çizmeye devam etti.

Tom şu anki yaşında daha iyisini bilmeli.

Gelecek nisanda on yaşında olacak.

O üç yaşında iken babası vefat etti.

O bizimle birlikte yaşamak için geldiğinde 12 yaşında idi.

Tom on üç yaşında davul çalmaya başladı.

Tom'un yirmilik dişleri yirmi dört yaşında diş hekimi tarafından çekildi.

Tom üç yaşında iken ilk kez Japonya'ya geldi.

Tom yaşında görünmüyor.

Tom otuz yaşında öldü.

Tom'un yaklaşık olarak senin yaşında bir kız kardeşi var.

Büyükbabam seksen yaşında bir hastalık nedeniyle hayatını kaybetti.

Büyükbabam 90 yaşında ve çok canlı.

Senin yaşında daha iyi bilmelisin.

Senin yaşında ben de öyle düşünürdüm.

Senin yaşında kendini geçindirmelisin.

Dick on yaşında öldü.

Helen on yedi yaşında .

Blues şarkıcısı ve gitarist Robert Johnson 27 yaşındayken ölmeseydi, 8 Mayıs 2011'de yüz yaşında olacaktı.

Öldüğünde Dick on yaşında idi.

Tom on altı yaşında tek başına yaşamaya başladı.

Tom on iki yaşında iken trombon derslerine başladı.

O sekiz yaşında.

Tom otuz bir yaşında.

O köpek kaç yaşında?

O yaklaşık senin yaşında.

Onun yaşında tahminde bulundum.

Amcan kaç yaşında?

O beş yaşında.

Baban kaç yaşında?

Kaç yaşında olduğunu biliyorum.

O yaşında görünmüyor.

Senin yaşında olmak istiyorum.

Evren kaç yaşında?

Benim küçük erkek kardeşim on iki yaşında.

O, yetmiş yaşında öldü.

O, o zaman on yaşında bir çocuktu.

Onun arabası iki yaşında.

Tom 33 yaşında bir adam.

On dört yaşında olacağım.

Kaç yaşında olduğumu düşünüyorsun?

O bana kaç yaşında olduğumu sordu.

Okulumuz seksen yaşında.

Onun oğlu sekiz yaşında.

Tom şu anda üç yaşında.

Deden kaç yaşında?

Onun kaç yaşında olduğunu düşünüyorsun?

Tom'un kaç yaşında olduğunu düşünüyorsun?

Onların on yaşında bir oğlu var.

Tom'un yaklaşık senin yaşında bir kızı var.

O çocuk sadece dört yaşında fakat şimdiden yüze kadar sayabiliyor.

Gelecek yıl kaç yaşında olacaksın.

Babam 65 yaşında emekli oldu.

Sekiz yaşında bir araba neredeyse değersizdir.

Senin yaşında tekrar evlenmeyi ciddi olarak düşünüyor musun?

O, 22 yaşında evlendi.

O, bu romanı yirmi yaşında yazdı.

Gelecek hafta on yedi yaşında olacağım.

İnsanların çoğu altmış yaşında emekli olur.

Also check out the following words: yürümeyi, yürümekten, hoşlanır, unuttum, verebilir, bıçakla, kesmek, kolaydır, Parasız, düşünebilir.