Turkish example sentences with "vermeye"

Learn how to use vermeye in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Ben ona biraz nasihat vermeye çalıştım fakat o bana şiddetle kötü davrandı.
Translate from Turkish to English

Kısa sürede karar vermeye çalış.
Translate from Turkish to English

Şu anda sipariş vermeye hazır mısınız?
Translate from Turkish to English

Onu dışarı götürerek ona moral vermeye çalıştık.
Translate from Turkish to English

Koşarak kilo vermeye çalışın.
Translate from Turkish to English

Hiç kimse mahkemede kendi aleyhine delil vermeye zorlanamaz.
Translate from Turkish to English

Ben ona biraz para vermeye çalıştım, ama o hiç almadı.
Translate from Turkish to English

Tom hızlı kararlar vermeye alışkındır.
Translate from Turkish to English

Tom'un Mary'ye para vermeye hiç niyeti yoktu.
Translate from Turkish to English

Tom geri çekilmeye ve bir süre işleri Mary'nin idare etmesine izin vermeye karar verdi.
Translate from Turkish to English

Tom ölünceye kadar konserler vermeye devam etti.
Translate from Turkish to English

Açıkçası, Tom'un onun olmasına izin vermeye niyeti yoktu.
Translate from Turkish to English

Sanırım sonunda Tom Mary'yi yeni bir motosiklet almaya izin vermeye ikna edecek.
Translate from Turkish to English

2. Mayıs 2011, Kanada Federal Seçimlerinin tarihi: oy vermeye gitmeyi unutmayın!
Translate from Turkish to English

Tom kilo vermeye çalışıyor.
Translate from Turkish to English

Onun onu öpmesine izin vermeye niyeti yoktu.
Translate from Turkish to English

O, onun bütün parasını ona geri vermeye hazırdı.
Translate from Turkish to English

Bir kahve molası vermeye ne dersin?
Translate from Turkish to English

Boş yere tanığa rüşvet vermeye yeltendiler.
Translate from Turkish to English

Haziranın sonuna kadar, onlar oy vermeye hazırdı.
Translate from Turkish to English

Gelecek pazar barbekü partisi vermeye ne dersin?
Translate from Turkish to English

Sipariş vermeye hazır olduğunuzda lütfen bana bildirin.
Translate from Turkish to English

Özür dilerim, o bilgiyi size vermeye izinli değilim.
Translate from Turkish to English

Tom'un arabamı kullanmasına izin vermeye karar verdik.
Translate from Turkish to English

Tom'a terfi vermeye karar verdik.
Translate from Turkish to English

Çevirmen olabildiğince çok detay ve bilgi vermeye çalışır.
Translate from Turkish to English

Ben emir vermeye hazır mıyım?
Translate from Turkish to English

Ben yapamadım deyip vermeye devam etsem mi acaba?
Translate from Turkish to English

Eğer istersen sana ikinci bir şans vermeye hazırım.
Translate from Turkish to English

Tom'a oy vermeye gidiyordum.
Translate from Turkish to English

Ona moral vermeye çalıştım.
Translate from Turkish to English

Yoluna çıkan herhangi birine rüşvet vermeye alışmış.
Translate from Turkish to English

Bana rüşvet vermeye çalıştığına inanamıyorum.
Translate from Turkish to English

Bankalar güneşli günde sana şemsiye vermeye çalışırlar ama yağmurlu günde sırtlarını dönerler.
Translate from Turkish to English

Sana zarar vermeye niyetim yok.
Translate from Turkish to English

Bana rüşvet vermeye mi kalkışıyorsun?
Translate from Turkish to English

Tom'un oğlunun tek başına seyahat etmesine izin vermeye niyeti yok.
Translate from Turkish to English

Herkese bir zam vermeye karar verdim.
Translate from Turkish to English

Tom annesini hafta sonu için arabasını ödünç vermeye ikna etti.
Translate from Turkish to English

Kavgaya son vermeye çalıştım.
Translate from Turkish to English

Madem beni korudun neden bana ders vermeye kalktın?
Translate from Turkish to English

Çaldığım bütün paraları geri vermeye karar verdim.
Translate from Turkish to English

Ne o bana ders mi vermeye çalışıyorsun?
Translate from Turkish to English

Benden aldıklarını vermeye gücün yetmez.
Translate from Turkish to English

Evrene rahatsızlık vermeye cüret eder miyim?
Translate from Turkish to English

Sana zarar vermeye hakları yoktu.
Translate from Turkish to English

Tom'un Mary'nin partisine gitmesine izin vermeye karar verdim.
Translate from Turkish to English

Biraz kilo vermeye çalışacağım.
Translate from Turkish to English

Çalışmak için geri gelmene izin vermeye karar verdim.
Translate from Turkish to English

Çabuk reaksiyon vermeye alışkınım.
Translate from Turkish to English

Bana rüşvet vermeye çalışma.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye suni teneffüs vermeye başladı.
Translate from Turkish to English

Tom'a ona biraz borç para vermeye hazır olacağımı söyledim.
Translate from Turkish to English

Tom'un Mary'nin onu yapmasına izin vermeye hiç niyeti yoktu
Translate from Turkish to English

Ne zaman sana para vermeye çalıştım?
Translate from Turkish to English

Sana bir şans daha vermeye hazırım.
Translate from Turkish to English

Bana hukuk dersi vermeye mi kalkıyorsun?
Translate from Turkish to English

Bunu Tom'a vermeye istekli değilim.
Translate from Turkish to English

Gitmene izin vermeye karar verdik.
Translate from Turkish to English

Neye karar vermeye çalışıyorsunuz?
Translate from Turkish to English

Soruna olabildiğince çabuk cevap vermeye çalışıyoruz.
Translate from Turkish to English

Mümkün olduğunca çok soruya cevap vermeye çalış.
Translate from Turkish to English

Onlara selam vermeye gidelim.
Translate from Turkish to English

Bana emirler vermeye hakkın yok.
Translate from Turkish to English

Biz bütün bu sorulara daha sonra cevap vermeye çalışacağız.
Translate from Turkish to English

Jacksonlara selam vermeye gidelim.
Translate from Turkish to English

Bana vermeye söz vermiş olduğunuz kitabı verin.
Translate from Turkish to English

Onlar tartışmaya bir son vermeye karar verdi.
Translate from Turkish to English

Anneye bir öpücük vermeye gel.
Translate from Turkish to English

Bir şey söz vermeye cesaretim yok.
Translate from Turkish to English

Tom ona bir şans daha vermeye karar verdi.
Translate from Turkish to English

Tom'a bir şans daha vermeye karar verdim.
Translate from Turkish to English

Daha sonra ne yapacağıma karar vermeye çalışıyorum.
Translate from Turkish to English

Bunu Tom'a vermeye zaten karar verdim.
Translate from Turkish to English

O bir parti vermeye karar verdi.
Translate from Turkish to English

Tom ne yapacağına karar vermeye çalıştı.
Translate from Turkish to English

Tom'un eski arabamıza sahip olmasına izin vermeye karar verdik.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary işlere bir şans daha vermeye karar verdi.
Translate from Turkish to English

Bilim ödülünü kazanan ödül parasını hayır kuruluşuna vermeye karar verdi.
Translate from Turkish to English

Tom'un kesinlikle bir mola vermeye ihtiyacı var.
Translate from Turkish to English

Biraz kilo vermeye çalışıyorum.
Translate from Turkish to English

Tom tekrar konser vermeye başladı.
Translate from Turkish to English

Tom tekrar gitar dersleri vermeye başladı.
Translate from Turkish to English

Daha pozitif olmaya ve sahip olduğum her şeyi ona vermeye karar verdim.
Translate from Turkish to English

İyi bir ilk izlenim vermeye çalışıyorum.
Translate from Turkish to English

O bile ona rüşvet vermeye çalıştı.
Translate from Turkish to English

Bu sorulara yanıt vermeye çalışalım.
Translate from Turkish to English

Tom bunun için bir mola vermeye çalıştı.
Translate from Turkish to English

Ben Tom'a bir şans daha vermeye karar verdim.
Translate from Turkish to English

Tom'un bana emir vermeye hakkı yok.
Translate from Turkish to English

Dan kilo vermeye çalışmadı bile.
Translate from Turkish to English

Sana sahip olduğum her şeyi vermeye istekliyim.
Translate from Turkish to English

Bir mola vermeye ne dersin?
Translate from Turkish to English

Cevap vermeye zahmet etme.
Translate from Turkish to English

Aşağıdaki sorulara cevap vermeye çalışacağız.
Translate from Turkish to English

Hükümet terörizme son vermeye kararlı.
Translate from Turkish to English

Babamın bize arabayı ödünç vermeye istekli olduğunu sanmıyorum.
Translate from Turkish to English

Cevap vermeye bile çalışmadım.
Translate from Turkish to English

Tom soruya cevap vermeye çalıştı.
Translate from Turkish to English

O var, ama bu tabudur ve kimse bahsetmek istemez, çünkü ona bir isim vermeye gerek yoktur.
Translate from Turkish to English

O, onların kavgasına bir son vermeye çalıştı.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: mavi, gökte, yüzüyor, bisikleti, gözlerim, gitmen, fark, yaratmayacak, Mohan, top.