Learn how to use terk in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Kötü hava nedeniyle, şehir gezisi düşünceleri terk edildi.
Translate from Turkish to English
Seni terk etmiyorum.
Translate from Turkish to English
Önceki gün orayı terk ettiler.
Translate from Turkish to English
Soğuk bir sabahta ülkesini terk etti.
Translate from Turkish to English
Hepimiz onun böyle iyi bir adamı niye terk ettiğini merak ettik.
Translate from Turkish to English
Er ya da geç şans onu terk edecek.
Translate from Turkish to English
O, sonsuza dek Afrika'yı terk etti.
Translate from Turkish to English
O, sürekli olarak ülkeyi terk edeceğini söylüyor.
Translate from Turkish to English
O sonsuza dek Japonya'ya terk etti.
Translate from Turkish to English
Onun terk etmesini istiyorum.
Translate from Turkish to English
Şanslı bir ruh seni terk ettiği zaman, bir başkası seni alır.Ben az önce bir iş sınavını geçtim.
Translate from Turkish to English
Seni asla terk etmeyeceğim.
Translate from Turkish to English
Lucy beni terk edinceye kadar onu ne kadar çok sevdiğimi fark etmedim.
Translate from Turkish to English
Onlar hızla evlerini terk ettiler.
Translate from Turkish to English
O, karısını terk etti ve yarı yaşında bir kadınla aşk hayatı yaşıyor.
Translate from Turkish to English
Bütün aileme evi terk ettirdim.
Translate from Turkish to English
Onun memleketi terk etme düşüncesi yoktu.
Translate from Turkish to English
Neden beni terk ettin?
Translate from Turkish to English
İş yerindeki adamların karının seni başka bir kadın için terk ettiğini duyuncaya kadar bekle.
Translate from Turkish to English
Ben, sevdiğim tek kadın tarafından terk edilmiş hissediyorum.
Translate from Turkish to English
Tom, beni terk etmiyor musun?
Translate from Turkish to English
Bir pasaport olmadan, bir ülkeyi terk etmek söz konusu değildir.
Translate from Turkish to English
Lütfen burayı terk et.
Translate from Turkish to English
Tom'un şu ana kadar karısını terk etmeyi düşündüğünden şüpheliyim.
Translate from Turkish to English
Onun işini terk etmek için karar verdiğini bilmiyordum.
Translate from Turkish to English
Tom, Mary'yi terk ettikten sonra John'la görüşmeye başladı.
Translate from Turkish to English
Tom bir acil durum çağrısı aldı ve işi terk etmek zorunda kaldı.
Translate from Turkish to English
Tom, onu terk ettiği için babasını affetmek istiyor.
Translate from Turkish to English
Tom yaklaşık akşam altıda binayı terk etti.
Translate from Turkish to English
Tom asla Boston'u terk etmek istemiyor.
Translate from Turkish to English
O ailesini terk etti.
Translate from Turkish to English
O sanat için hukuku terk etmeye karar verdi.
Translate from Turkish to English
Eğer gerçeği bilseydi, Tom'un eşi muhtemelen onu terk ederdi.
Translate from Turkish to English
Tom yağmur başlamadan önce hemen terk etmemizi önerdi.
Translate from Turkish to English
Tom, Mary'nin onu terk edeceğinden şüphelenmeye başladı.
Translate from Turkish to English
Tom ve Mary gece yarısından önce partiyi terk etmeyi kararlaştırdılar.
Translate from Turkish to English
Kasaba, sakinleri tarafından terk edilmiş.
Translate from Turkish to English
Tom karısını asla terk etmediğini söyledi.
Translate from Turkish to English
Tom midesinin ağrıdığını söyledi ve odayı terk etti.
Translate from Turkish to English
Mary'nin kasabayı terk ettiğini ona söylediğimde, Tom gerçekten şaşırmış görünüyordu.
Translate from Turkish to English
Askerler madencilerin terk etmelerini emretti.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'ye onu asla terk etmeyeceğine söz verdi
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin hemen terk etmesini istedi.
Translate from Turkish to English
Tom karısını ve ailesini terk etti.
Translate from Turkish to English
Mary'nin kasabayı niçin terk ettiğini Tom kesinlikle biliyor.
Translate from Turkish to English
Şimdi odayı terk edebilirsiniz.
Translate from Turkish to English
O çocuklarını terk etti.
Translate from Turkish to English
Ben okulu terk etmek zorunda bırakıldım.
Translate from Turkish to English
Polis kasabayı terk etmememi söyledi.
Translate from Turkish to English
Polisler park yakınında terk edilmiş bir arabada bir ceset buldu.
Translate from Turkish to English
Derhal kuşlar yuvalarını terk ettiler.
Translate from Turkish to English
Derhal terk et.
Translate from Turkish to English
Derhal terk etmeli miyim?
Translate from Turkish to English
Şimdi terk etmeniz gerekmez.
Translate from Turkish to English
Evi derhal terk etmenin bir sakıncası yok.
Translate from Turkish to English
Derhal burayı terk et.
Translate from Turkish to English
Fareler batan gemiyi terk ederler.
Translate from Turkish to English
Tom tamamen yiyeceklere saplantılı. Mary'nin onu terk ettiğine şaşmamalı.
Translate from Turkish to English
O iki yıl önce ülkesini terk etti.
Translate from Turkish to English
Tom projeyi terk etti. Çünkü o yeterli paraya sahip değildi.
Translate from Turkish to English
Tom eşini terk etti ve orduya katıldı.
Translate from Turkish to English
Tom ailesini terk etti ve saklanmaya gitti.
Translate from Turkish to English
Tom benzini biten arabasını terk etti ve yürümeye başladı.
Translate from Turkish to English
Jane, geri dönmemek üzere Japonya'yı terk etti mi?
Translate from Turkish to English
Kate ailesine evi terk ettirdi.
Translate from Turkish to English
Jane evi terk etmek üzereydi.
Translate from Turkish to English
Bruce kız arkadaşı onu terk ettiğinde son derece üzülmüştü, ama kısa sürede atlattı.
Translate from Turkish to English
Tom, Mary'nin onu terk ettiği zaman duyduğu acıyı hâlâ hatırlayabiliyor.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin onu terk etmeye karar verdiğini bilmiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom biraz daha uzun kalması gerektiğini mi ya da hemen terk etmesi gerektiğini mi bilmiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom sigara içmeyi bırakmadı, bu yüzden Mary odayı terk etti.
Translate from Turkish to English
Tom parkta Mary'yi terk etti.
Translate from Turkish to English
Odayı terk et.
Translate from Turkish to English
O onu terk etti.
Translate from Turkish to English
Tom, Mary'yi terk etti.
Translate from Turkish to English
O, ailesini terk etti.
Translate from Turkish to English
Lütfen hemen terk edin.
Translate from Turkish to English
O, çocuklarını terk etti.
Translate from Turkish to English
Tom Mary için eşini terk etti.
Translate from Turkish to English
İşi her zaman terk edebilirsin.
Translate from Turkish to English
Mürettebat gemiyi terk etti.
Translate from Turkish to English
O, köyü terk etmek zorunda kaldı.
Translate from Turkish to English
Onun derhal terk etmesini istedim.
Translate from Turkish to English
Tom bir lise terk öğrencisidir.
Translate from Turkish to English
Tam evi terk edecektim.
Translate from Turkish to English
O, arkadaşları tarafından terk edildi.
Translate from Turkish to English
O, kız arkadaşı tarafından terk edildi.
Translate from Turkish to English
O, terk edilmiş bir binada saklandı.
Translate from Turkish to English
Onlar batan gemiyi terk ettiler.
Translate from Turkish to English
O, onu daha zengin bir adam için terk etti.
Translate from Turkish to English
Ben girer girmez, o, odayı terk etti.
Translate from Turkish to English
Seni asla terk etmeyeceğime sana söz veriyorum.
Translate from Turkish to English
Onu ölüme terk ettik.
Translate from Turkish to English
O, daha genç bir adam için onu terk etti.
Translate from Turkish to English
Karısının onu niçin terk ettiği hakkında hiçbir fikri yoktu.
Translate from Turkish to English
Onlar kaleyi düşmana terk ettiler.
Translate from Turkish to English
O beni terk etti.
Translate from Turkish to English
Alışveriş merkezi terk edilmiş.
Translate from Turkish to English
Ben Afrika'yı ebediyen terk ettim.
Translate from Turkish to English
Kasaba terk edildi.
Translate from Turkish to English
Irmağın kenarında terk edilmiş bir araba vardı.
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: hayvanat, gittiler, görebiliyor, Sessizim, banliyö, kaçınılmazdır, Paraya, ihtiyacımız, sürmekten, hoşlandı.