Turkish example sentences with "temas"

Learn how to use temas in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Ben seninle temas kuracağım.

O, ırkçı gruplarla temas halinde olduğunu mahkemede itiraf etti.

Yurt dışında eğitim görerek, öğrenciler diğer görgü ve gelenekler ile temas kurabilirler.

Mümkün olduğunca kısa sürede onunla temas edeceğim.

Bir krizde öğretmenin ile temas kurmalısın.

Acil bir durumda, temsilcim ile temas kurun.

Acil bir durumda, hemen temsilcimle temas kurun.

Uzağa gitsen bile, telefon üzerinden birbirimizle temas kurmaya devam edelim.

O sizinle doğrudan temas kuracak.

Yarın Tom'la telefonda temas kuracağım ve bize yardım etmesini rica edeceğim.

Temas kuralım.

Onunla temas halindeyim.

Tom'la doğrudan temas kurulabilir.

Tom'a telefonla temas sağlanabilir.

Tom'la e-posta yoluyla temas kurmak mümkün.

Tom, Mary ile temas edemiyor.

Tom, Mary ile temas kuramadı.

Ebeveynlerimle temas kurdum.

Temas halinde kalacağımızı umuyorum.

Ben onunla temas kurdum.

O, onunla temas halinde kalır.

Onunla temas kuramam.

Seninle nasıl temas kurabilirim?

Lütfen onunla nasıl temas edebileceğimi söyle.

O geçen sene Japon kültürüyle ilk defa temas kurdu.

Onunla temas kuramadım.

Tom sonunda Mary ile telefonla temas kurdu.

Yarın benimle temas kurabilirsiniz.

Yerel politikacılarıyla temas ettiler.

Eski bir arkadaşıma bir e-posta gönderdim. Son kez karşılaşmamız iki yıl önce olduğu için bir süre görüşmedik ve o zamandan beri birbirimizle temas kurmadık.Ondan henüz bir cevap yok. Endişelenmeye başlıyorum.

Sonunda, polisle temas kurduk.

Son zamanlarda onunla temas kurdun mu?

Yarın seninle telefonda temas kuracağım.

Varır varmaz seninle temas kuracağım.

Mümkün olan en kısa sürede sizinle temas kuracağım.

İftira ve hakaret içeren yorumlarını çıkarmanı istiyorum yoksa avukatım seninle temas kuracak.

Tom'la temas etmeliyim.

Tom'la temas kurmaya çalıştım.

Tom'la temas kuramadım.

Tom'la temas halindeyim.

Tom'la sürekli temas halindeyim.

Sonunda Tom'la temas kurabildim.

Dün öğleden sonra Tom'la temas ettim.

Tom'la temas eder misiniz?

Tom'la temas ettim.

Lütfen bizimle temas kur.

Tom'la temas edeceğiz.

Bize temas edildi.

Tom'a temas edildi.

Tom'la temas kurmalıyım.

Sentetik kumaşları ütülerken yüksek ısı ayarları kullanmak sentetik kumaşları eritecek ve görülebilir kalıcı hasara sebep olacaktır, bu, çok sıcak ütünün kumaşla en uzun temas ettiği yerde çoğunlukla parlak bir alan gibi görünür.

Boston'a vardığında lütfen benimle temas et.

Tom'la temas kuramıyorum.

Tom'la temas kurmaya çalışacağım.

Tom'la temas hâlinde olacağım.

Gelmeden önce seninle temas etmemiz gerektiğini Tom'a söyledim.

Tom'la temas kurabileceğim bir yol var mı?

Tom'la nasıl temas kurabileceğimi biliyor musun?

Sanırım en kısa sürede Tom'la temas kurmak isteyeceksin.

Daha fazla bilgiye sahip olmak isterseniz, lütfen benimle temas kurun.

Boston'da temas kurmak zorunda olduğum birisi var.

Kaydederken bir hata oluştu. Lütfen tekrar deneyin ya da bunu bildirmek için bizimle temas kurun.

Şirketine döndüğünde benimle temas kurmayı unutma.

Ona seninle temas kurmasını söyleyeceğim.

Temas halinde bulunacağım.

Tom seninle temas kuracak.

Tom seninle temas kurmaya çalışıyor.

Tom Mary ile temas kuracak.

Tom Mary ile temas kurmaya çalıştı.

Şimdi onunla temas kurmaya çalışacağım.

Onlar iyi bir noktaya temas ettiler.

Tom'la tekrar temas kurmaya çalışalım.

Temas kurulamadın.

Şimdi Tom'la temas kurmaya çalışacağım.

Tom'la temas kurmaya çalışıyordum.

Başka sorunlarınız olursa benimle temas kurmaktan çekinmeyin.

Başka sorunlarınız olursa benimle temas etmekten çekinmeyin.

O gittiğinden beri Tom'la temas kurdun mu?

Henüz Tom'la temas kurmadınız, değil mi?

Artık Tom'la temas etmek için çok geç.

Hey! Bu doğru yer değil. Sen bununla ilgili bilgi için gerçek milli takım antrenörüyle temas kurmalısın.

Herkesle temas edildi.

Temas halinde olalım.

Bir çocukla fiziksel temas çok önemlidir.

Bir internet kafede web üzerinde arkadaşlarınızla temas halinde olun.

Onlar bizimle temas kurmalıydılar.

Asit metal ile temas ettiğinde, kimyasal bir reaksiyona neden olur.

Yakın temas içinde kalalım.

Biz gözlerimizle görürüz, kulaklarımız ile duyarız, derimiz ile temas ederiz, burnumuz ile koklarız ve dilimizle tadarız.

Gözlerle görürüz, kulaklarla duyarız, deriyle temas ederiz, burunla koklarız ve dille tadarız.

Tom'la hala temas halinde olan tek kişiyim.

Tom ile temas halinde kalmak istiyorum.

Tom duyguları ile temas halinde.

Temas sporlarını severim.

Yakında tekrar temas içinde olacağım.

Dan, Linda'nın kız kardeşiyle temas kurdu.

Tom, Mary'nin aracılığıyla John'la temas kurdu.

O benimle ilk temas kuran biriydi.

Ben onunla temas etmeye çalıştım.

Belki de onunla temas etmemiz gerekir.

Tom ve Mary temas halinde olmayı kabul etti.

Also check out the following words: dilinde, site, bilmiyor, içmek, size, zarar, verecektir, okulunu, samimiyetle, seviyor.