Turkish example sentences with "takım"

Learn how to use takım in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Hangi takım kazanır?

İspanya, 2010 FIFA Dünya Kupası'nın galibi oldu ve millî takım logosu ilk yıldızını kazandı.

Bu kumaştan yapılmış bir takım elbise istiyorum.

Bizim takım bütün oyunları kaybetti

Çoğu sporlarda en sıkı çalışma yapan takım genellikle eve ekmek parasını getirir.

Zamanında vuruş olmasaydı, bizim takım oyunu kaybetmiş olurdu.

Benim takım gri.

Senin takım bizimkinden daha güçlü.

O kırmızı kravat takım elbisene uymuyor-Niçin yeşil olanını takmıyorsun?

Diğer takım elbiseye gücün nasıl yetebilir?

O takım her zaman alt sıralarda.

Bir takım ayakkabı istiyorum.

Takım oyuna hazır.

Takım üyelerine ekipman ve üniforma sağlanmaktadır.

Bir takım senatör Wilson'u sevmiyordu.

Yeni takım elbiseni nerede yaptırdın?

Senin ve benim aramda, yeni takım kaptanımızı sevmiyorum.

Turnuvaya yirmi takım girdi.

Ben yeni bir takım elbise satın almak için çok fakirim.

Ben, bir takım elbise giyerim ve kravat takarım.

Oyunda hiçbir takım iyi oynamadı.

Muhtemelen hangi takım kazanacaktır?

Hangi takım oyunu kazanacak?

Hangi takım oyunu kazandı?

Kimin kazanacağına gelince bir şanstır; her iki takım da kalite olarak aynıdır.

Kazanmak için ister Lions'ları ister Tiger'ları seç, sonucu şansa bağlıdır. Çünkü her iki takım eşit olarak güçlüdür.

Tom özel ortamlarda sadece takım elbise giyer.

Tom'un çalışmak için bir takım elbise ve kravat giymesi bekleniyor.

Onun oğluna yeni bir takım elbise yaptım.

Oğluma yeni bir takım elbise yaptım.

Tom takım elbisesini değiştirdi.

Tom ön masadaki adama takım elbisesini nerede ütületebileceğini sordu.

O, bana bir takım elbise yaptı.

John'u takım kaptanı olması için seçtiler.

Tom, bir takım elbise ve bir kravat giymek zorunda değildi fakat giydi.

Bizim takım oyunu kazandı.

Yeni bir takım yaptırdım.

O bana yeni bir takım elbise yaptı.

O, yeni bir takım yaptırdı.

O ona yeni bir takım yaptı.

Ben sana yeni bir takım yapacağım.

Yeni bir takım elbise yaptırmalıyım.

Her iki kız beyaz takım elbiseler giyiyor.

O, onun için yeni bir takım yaptı.

Senin için yeni bir takım elbise yapacağım.

Yeni bir takım elbise aldım.

Bizim takım oyunlarının hepsini kaybetti.

Takım onun önerisini kabul etti.

Takım arkadaşları için tezahürat yaptılar.

Oğlum için yeni bir takım elbise almalıyım.

On takım ödül için yarıştı.

Takım elbiseni nerede yaptırdın?

Kızların her ikisi de beyaz takım elbiseler giyiyorlardı.

O, takım elbise giydiği için dışarıda durdu.

Benim takım gridir.

Takım elbisenizi giyin.

Kendinize uygun bir takım elbise alın.

Sen ve ben iyi bir takım oluruz.

Takım elbise giydiği için göze battı.

Bir takım sesler duyuyorum.

Bir takım kuşlarda gerçekleştiği bilinmekte olan bir olgu söz konusudur.

Fakat bir takım dış etkenler bizleri muvaffakiyetsizleştirebilir.

Tom genellikle bir takım elbise giymez.

O iyi bir takım kaptanı olacak.

Bu kravat benim takım ile gitmez.

Eski bir tuvid takım elbise giymiş.

Onlar takım oyunlarına katıldılar.

Favori takım yıldızınız nedir?

Takım yöneticisi aniden istifa etti.

Bu yeni kravat takım elbise ile iyi gider.

Takım elbisesi ve kravatı ile oldukça yakışıklı görünüyordu.

Son fırtınada bir takım evler hasar gördü.

Öyle görünüyor ki Tom'un arabasının yeni bir takım lastiğe ihtiyacı var.

Ev sahibi takım kazandı.

Hangi takım bizim?

Bizim takım 3-1 kazandı.

Hangi takım kazanacak?

Küçük kadın gri bir takım elbise giymişti.

Kısa adam siyah bir takım elbise giyiyor.

Kısa kadın gri bir takım elbise giyiyor.

O, takım oyuncusu değil.

Takım elbisen ne kadar da eski. Galiba benimle yaşıt.

Sanırım iyi bir takım yaratırız.

Onların hepsi takım.

Aktör takım elbiselerini terziye diktirirdi.

Ülkesine ihanet eden bir takım insanların akrabalarına da güvenmemek lazım diye düşünüyorum haksız mıyım?

Bir takım elbisem yok.

Tom takım elbise giymez.

Galaksinin Yay ve Perse takım yıldızı bölümleri binlerce yıl keşfedilmemiş olarak kaldı.

Futbol bir takım sporudur.

Takım maça hazır.

Tom'u bir takım elbiseyle görmek hoşuma gidiyor.

Kravatın takım elbisen ile uymuş.

Tom pahalı bir takım elbise giyiyordu.

Tom genellikle gösterişsiz bir takım elbise giyer.

Biz gerçekten iyi bir takım kurarız.

Ben hariç odadaki herkesin bir takım elbise giydiğini fark ettim.

Bu takım için ne kadar ödedin?

Bu benim takım arkadaşım, Donnavan.

Bu takım elbiseyi nereden aldın?

Tom çalışmak için takım elbise giymek ve kravat takmak zorunda değil.

Also check out the following words: evden, hoşlanmıyorum, ayakkabılardan, bölgede, kitapçı, yiyor, katılacağım, harcadım, Çay, güne.