Turkish example sentences with "sıkı"

Learn how to use sıkı in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

O çok sıkı çalışan bir öğrencidir.

Yapabildiğiniz kadar sıkı çalışın.

Keşke sınav için daha sıkı çalışsaydım.

Başarmak için sıkı çalıştım.

Sıkı çalışsa, sınavı geçebilir.

O,çocukken,annesine yardım etmek için sıkı çalıştı.

Yorgun olmama rağmen sıkı çalışacağım.

Çoğu öğrenci sıkı çalışır.

Çoğu sporlarda en sıkı çalışma yapan takım genellikle eve ekmek parasını getirir.

Sınavında başarılı olacaksan, sıkı çalışmalısın.

Erkek kardeşim çok sıkı çalışıyormuş gibi davrandı.

Şirketin tepesine gelmek için, onun sıkı çalıştığını herkes biliyor.

Niçin bu kadar sıkı çalışıyorsun?

Ben, yarışı kazanabilirim diye sıkı eğitim yapıyorum.

Sıkı çalışma başarının önemli bir faktörüdür.

Bunlar gerçeklerdir. Onlar hakkında sıkı düşünün!

Jim başarısını sıkı çalışmaya bağlıyor.

O, büyük ailesini geçindirmek için sıkı çalışıyor.

Ebeveynler çocuklarını dürüstlük ve sıkı çalışmanın önemi üzerine etkilemeye çalışıyorlar.

Biz sıkı çalışmamıza rağmen, Jane'i yenemedik.

Ben koşuya gitmeden önce ayakkabılarımı her zaman sıkı bağlarım.

Bir diyete sıkı sıkıya sarılmadıkça, çok az zayıf kalma şansı vardır.

O ona sıkı bir diyet yapmasını tavsiye etti.

Tom Mary'nin sıkı çalışmasını takdir etti.

Eğer kardio yaptığında terlemiyorsan, öyleyse onu yeterince sıkı yapmıyorsun.

Tom faturasını ödemek için sıkı sık son dakikaya kadar bekler.

Başarısız olmanın nedeni yeterince sıkı çabalamamandır.

Ben üniversitede iken sıkı İngilizce eğitimi alsaydım, herhangi bir zamanda yurtdışına seyahat edebilirdim.

Üniversite öğrencilerinin sıkı çalışmaları gerekir, ama aynı derecede onların aktif bir sosyal yaşam için de zaman ayırmaları gerekir.

Niçin sıkı çalışıyorum?

Görünüşe bakılırsa, onlar sıkı çalışmıyor.

Taro, sıkı çalışıyor.

Yumi İngilizceyi sıkı çalışır.

Sizin başarınız, sıkı çalışıp çalışmamanıza bağlıdır.

Başarınız sıkı çalışmanızın sonucudur.

Bill yeterince sıkı çalışmadı ve bu yüzden başarısız oldu.

Ken yeterince sıkı çalışmadı, bu yüzden sınavda başarısız oldu.

Beth çok sıkı çalışmak zorunda kaldı, ve şimdi o aç ve bitkin.

Jim, finaller için sıkı çalışıyor.

Andy çok sıkı pratik yapmış olmalı.

Jane Smith ofisinde çok sıkı çalışır.

Jim kardeşi kadar sıkı çalışır.

Paul bu günlerde çok sıkı çalışıyor.

Carol çok sıkı çalışıyor. Henry de öyle.

Sally iki haftadır okulda yok, bu yüzden sınıfa yetişmek için çok sıkı çalışmak zorunda.

John sıkı çalışır.

Sıkı çalış.

Bu sıkı dondurulmuş.

Sıkı çalışmalısınız.

Ben her zaman sıkı çalışırım.

Çok sıkı çalışma.

O çok sıkı çalışıyor.

Sıkı çalışmalısın.

Sıkı çalışmak zorundasın.

Sıkı bir savaş yaptık.

Çok sıkı çalışıyorum.

Bundan sonra daha sıkı çalış.

Bu ayakkabılar çok sıkı.

Çok daha sıkı çalışmalısın.

Çok sıkı çalışmalısın.

İngilizceyi sıkı çalışmalısın.

Gitmesine izin vermeyin. Sıkı tutun.

Senin sıkı çalışmanı takdir ediyoruz.

O, çok sıkı biyoloji çalışır.

Daha sıkı çalışmalıydın.

Sıkı çalış ve başaracaksın.

Saray sıkı şekilde korunuyordu.

Onun hırsı onu sıkı çalıştırdı.

O, çok sıkı çalışmış olmalı.

Hamile bayanların sıkı şeyler giyinmemeleri gerekir.

Sıkı çalışırsan, başarırsın.

Okulda sıkı çalışıyorum.

Elinden geldiğince sıkı çabala.

Sıkı çalıştı ve testi geçti.

O, sıkı çalıştığı için başardı.

Daha sıkı çalışmadığıma pişman oldum.

Çok sıkı çalışıyor olmalısın.

Sıkı bir diyet takip etmek önemlidir.

O gençken, sıkı bir işçiydi.

Kayıp zamanı telafi etmek için daha sıkı çalışmalısın.

Giriş sınavını geçebilsin diye, o sıkı çalışıyor.

O, onun elinden geldiği kadar sıkı dövüşmeye devam ettiğini izledi.

Daha sıkı çalışsaydı, sınavı geçerdi.

Dinlenme yerine, o her zamankinden çok daha sıkı çalıştı.

Sıkı işten yorulduğu için, o her zamankinden daha erken yatmaya gitti.

Sıkı çalışma ve kendini adama sana başarıyı getirecektir.

İpi sıkı çekin.

Kapıyı sıkı kapat.

Babam sıkı bir işçidir.

Bütün yıl çok sıkı çalışır.

Bu etek biraz fazla sıkı.

Bu ayakkabılar giyilmeyecek kadar çok sıkı.

Sıkı bir tokalaşmayla ayrıldılar.

Okula girmek için sıkı çalıştım.

Bu kapak benim açamayacağım kadar çok sıkı.

Sınavı geçmek için sıkı çalıştım.

Sıkı çalışmayla, planlarınız başarılı olacaktır.

Tüm sıkı çalışman için sana teşekkür etmek istiyorum.

Onları yenmek için, çok sıkı antrenman yaparız.

Genel olarak konuşursak, Japonlar sıkı işçidir.

Sıkı tutun.

Also check out the following words: anlatabilir, misin, Zor, durumlarla, başa, çıkamıyor, Günde, en, az, saat.