Turkish example sentences with "oturma"

Learn how to use oturma in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Kanepeye oturma.

Oturma odamda geniş pencereler var.

Bu ev yakında, iki yatak odası ve bir oturma odası var, ve dekorasyonu kötü değil; ayda 1500.

Oturma odası yemek odasına bitişiktir.

Oturma odasında video oyunları oynarken annem bana onunla birlikte alışverişe gidip gitmeyeceğimi sordu.

Bütün gün güneşte oturma iyi olamaz.

Çocuk oturma odasında duruyor.

Çocuk oturma odasında uyuyor.

Tom'un oturma odası zevkle döşenmiştir.

Tom ve Mary oturma odasında TV izliyor.

Tom mutfağı temizlemeyi bitirdi ve sonra oturma odasını temizlemeye başladı.

Tom Mary'ye oturma odasındaki kanepe için ne kadar ödediğini sordu.

Tom ve Mary oturma odasındaki mobilyaları yeniden düzenlediler.

Akşam yemeği bittiğinde, oturma odasına geçti.

Yere oturma.

O bankın üzerinde oturma.

Bizim oturma odası güneşli.

Küçük erkek kardeşim anadan doğma vaziyette oturma odasına koştu.

Lütfen o kanepeye oturma.

Kendisini ziyaret ettiğimde, Milo oturma odasındaydı.

Oturma odasında çay içiyorlar.

Yeni evimdeki oturma odası çok büyük.

Oturma odasına git.

Tom'u oturma odasına kadar izledim.

Sadece orada oturma.

Tom oturma odasında tek başına.

Üç yatak odası, bir mutfak, bir yemek odası, bir oturma odası ve bir banyosu var.

Oturma odasındaki herkes televizyon izliyor.

Tom oturma sırasında Mary'ye bitişik bir koltuk aldı.

Tom bir kutu birayı çalkaladı ve sonra oturma odasına gitti ve onu Mary'ye uzattı.

Tom koşarak oturma odasına geldi.

Tom ve Mary yemeklerini bitirdiler ve sonra TV izlemek için oturma odasına gittiler.

Tom oturma odasına yürüdü, hâlâ gömleğini düğmeliyordu.

Mary oturma odasına girdiğinde, Tom spor sayfasını okuyordu.

Oturma iznine ihtiyacım yok, çünkü ben İzlandalıyım.

Bob, onun bagajını oturma odasına taşımamda yardım et.

Tom oturma odasında eski bir film izliyor.

Tüm oturma yerleri tutulmuş.

Oturma odası, yemek odasına bitişiktir.

Oturma odasıyla yemek odası yan yanadır.

Gece, oturma odasında yazarım.

Oturma odasına geçelim.

Tom oturma odasını işaret etti.

Tom oturma odasını temizlemek için söz verdi.

Tom Mary'nin ona oturma odasını temizlemesi için yardım etmesini istedi.

Tom Mary'nin oturma odasını temizlemesini istedi.

Eğer herkes bağışta bulunursa, öğleye kadar oturma odasını boyamayı bitirebileceğiz.

Oturma odasında video oyunları oynarken, Annem bana onunla alışverişe gidip gitmeyeceğimi sordu.

Oturma odasında video oyunları oynarken, annem bana onunla alışverişe gidip gitmeyeceğimi sordu.

Sadece burada oturma. Bir şey yap.

O gece geç saatlere kadar oturma alışkanlığına sahip.

Tom oturma odasını toparladı.

TV'ye çok yakın oturma.

Dairemde oturma odası, yatak odası, mutfak ve banyo bulunmaktadır.

Hem Tom hem de Mary oturma odasında, televizyon izliyor.

Tom oturma odasında TV izliyor.

Tom oturma odasında bekliyor.

O, oturma odasında yüce İsa'nın bir resmine sahip.

Tom Mary ile birlikte oturma odasında.

Lütfen orada oturma.

Tom çocuklarla birlikte oturma odasında çizgi filmler izliyor.

Tom ve Mary oturma odasında.

Tom oturma odasına döndü.

Tom oturma odasında.

En ön sırada oturma şerefine nail oldum.

Gözlem yetkileri üzerine bir deney sırasında, bu birimde iki yıl yaşamasın rağmen Tom oturma odası duvarında asılı resimlerden hiçbirini tanımlayamadı.

Misafirler oturma odasında.

Gözlem gücüyle ilgili bir deneyde, Tom evinde iki yıldır oturmasına rağmen, oturma odasının duvarında asılı resimlerin hiçbirini tarif edemedi.

Tom misafirleri oturma odasına götürdü.

Kim oturma odasında piyano çalıyor.

Yeni evimde oturma odası zemin katta ve yatak odası birinci katta.

Ziyaretçilerimiz oturma odasında oturuyor.

Oturma odasına uymadığı için masayı hediye olarak verdim.

Bizimle poker oynamayacaksan buraya oturma.

Burası oturma odamız.

Annenin, oturma odasını temizlemesine yardım etmelisin.

Tom oturma odasına baktı.

Tom tekrar oturma odasına gitti.

Tom üzerinde "oturma odası eşyası" işaretli bir karton kutuyu açtı.

Tom çamaşırları katlarken oturma odasında oturuyordu.

Tom oturma odasının ortasında oturuyordu.

Tom oturma odasında, kanepede uyuyor.

Tom herhangi bir pantolon giymeden oturma odasına girdi.

Tom ve Mary oturma odasında oturup konuşuyorlar.

Tom oturma odasında TV'de spor izliyor.

Mary pembe elbisesiyle oturma odasını gezdi.

Annem eve dönmeden önce oturma odasını temizlemek zorundayız.

Tom oturma odasında oturmuş, çamaşırları katlıyordu.

Ne mutfakta ne de oturma odasında.

Tom'un karısı o, oturma odasında sigara içtiğinde bundan hoşlanmıyor.

Mary bir bornoz giyerek oturma odasına geldi.

Oturma odasını temizlemeyi bitirmek için zamanım yoktu.

Oraya oturma. O Tom'un sandalyesi.

Oraya oturma. O Tom'un koltuğu.

Tezgahın üzerinde oturma.

Masa oturma odasında.

Masanın üstüne oturma. Kırılabilir.

Baba oturma odamızı daha geniş yaptı.

Polis, Tom'un oturma odasında bir gizli kamera buldu.

Tom dün gece oturma odasında uyudu.

Morales oturma odasında.

Also check out the following words: içmeyi, bıraktım, Babana, dileklerimle, Tek, başıma, yürüdüm, Kapıyı, kapatın, Erken.