Turkish example sentences with "masada"

Learn how to use masada in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Biz oradaki masada oturabilir miyiz?

Masada toz var.

Masada bol miktarda taze yumurta var.

Ben anahtarlarımı masada bıraktım. Onları bana getirebilir misin, lütfen?

O şimdi masada.

Tom ön masada gürültü ile ilgili şikâyet etti.

Öğle yemeği masada.

Tom masada oturdu.

Tom masada yerini aldı.

Masada nasıl davranılacağını bilmiyor.

Masada iki ya da üç kalem var.

Masada bir portakal bile yok.

Tom'un cep telefonu masada titredi.

Tom ve Mary Paralı müzik kutusunun yanında bir masada oturuyorlar.

Oradaki masada oturup oturamayacağımızı merak ediyorum.

O masada.

O masada oturuyor.

Tom restoranın sunduğu en pahalı yemeklerden birini yerken özel bir masada tek başına oturuyordu.

Bırak da en azından sana masada yardımcı olayım.

Yemekleri pis masada yemek bana çok koymuyor değil mi?

Kitaplar masada duruyor.

Tom ve Mary verandada bir masada birbirlerinin karşısında oturuyorlardı.

Ön masada sana bir mesaj bıraktım.

Anahtarlarımı masada bıraktım.

Masada bir kart var.

Tom pelin otu içerken masada yalnız oturuyordu.

Tom masada Mary'nin bileziğini fark etti ve onu niçin takmadığını merak etti.

Telefonu açıkça çalmasına rağmen, Tom onu masada bıraktı ve ona cevap vermedi.

Masada senin için bir şey var.

Masada üzerinde üç kızarmış yumurta bulunan bir tabak vardı.

Tom yarısı boş bir şarap şişesiyle masada tek başına oturdu.

Masada yarı yenmiş bir yemek vardı.

"Masada bir kitap var mı?" "Hayır, yok."

Masada bir kalem var mı?

Belki pencerenin yanındaki bir masada oturabiliriz.

Neden bir masada oturuyorsun?

Tom masada oturuyordu.

Aynı masada oturalım.

O boş bir masada oturuyor.

İran kedisi masada uyudu.

Masada dolu ağızla konuşmamalısın.

Böyle kirli bir masada yiyemeyiz!

Masada kitaplar var mı?

Masada bir vantilatör var.

Masada sanatla ilgili kitaplar var.

Tipi tipi, bütün dünya, köşe bucak kar. Bir mum yanıyor masada, yanan bir mum var.

Masada bir tabak artık yemek vardı.

Masada senin için bir paket var.

Islak vazo masada bir iz bıraktı.

Masada birkaç elma var.

Onları ön masada kontrol etsek iyi olur.

Bir elma masada duruyor.

Masada üç boş şarap şişesi vardı.

Masada hiç dolma kalem var mı?

Masada hiç dolma kalem yok.

Tom oradaki masada oturuyor.

Tom masada parmaklarıyla tempo tuttu.

Masada yaban mersinlerinin buzları çözülüyor.

Bayım, çakmağınızı masada unuttunuz.

Masada sizin için büyük bir paket var.

Oradaki masada oturacağım.

Masada hiçbir şey yok.

Tom Mary'nin karşısındaki masada oturuyordu.

Tom yakın bir masada oturuyordu.

Tom masada oturuyor.

Neden masada yemek yok?

Masada yiyecek var.

O, bir fincan kahvenin önünde bir masada tek başına oturdu.

Ben bu bardakları sevmiyorum, onları masada tercih ederim.

Masada bir dolma kalem var.

Kulübeye girdiğimizde, masada yarısı yenmiş bir turta gördük.

Senin fincanın masada.

Masada bir fincan var.

Masada bir bardak sıcak su var.

O akşam bahşişimi masada başaşağı bıraktığım bir kahve fincanının altına bıraktım.

Masada gizli bir çekmece var.

Tom ve Mary köşedeki masada oturuyordu.

Ben masada bir çiçek gördüm.

Tom Mary'nin karşısındaki masada oturdu.

Tom Mary'nin karşısındaki masada yaşar.

Tom ve Mary John ve Alice'in karşısındaki masada oturuyordu.

Tom ve Mary köşedeki bir masada birbirlerinin karşısında oturdu.

Tom masada Meryem'in karşısına oturdu.

Tom Mary'nin başka bir adamla bir masada oturduğunu gördü.

Lütfen masada otur.

Tom pencerenin yanındaki masada bir vazo çiçek gördü.

Ben bu dolma kalemden bahsediyorum oradaki masada olandan değil.

Neden masada oturmaya gitmiyorsun?

Masada bir radyo var.

Herkes masada oturuyordu.

Herkes masada öğle yemeği yiyordu.

Tom pencerenin yanındaki masada yalnız oturdu.

Tom ve Mary satranç oynarken bahçede küçük bir masada oturdu.

O parmaklarıyla masada tempo tuttu.

Masada bazı çiçekler gördüm.

Tom sevgilisiyle pencerenin yanındaki masada oturuyordu.

İki saat önce bu masada iki tane kırmızı şapka vardı.

Masada bazı kedilerin izleri var.

Masada üç tane kahve bardağı vardı.

Masada sessiz ol.

Günlüğümü yatağımın yanındaki masada tutuyorum.

Also check out the following words: istifade, etti, Bill, kadar, yaşlı, genç, telaşlıydı, ki, konuşmaya, vakti.