Turkish example sentences with "yemek"

Learn how to use yemek in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Bu yemek.

Yemek henüz hazır değil.

Ne yemek istiyorsun?

O çok iyi yemek yapar.

O iyi yemek yapar.

Yemek yedikten sonra dişlerimi fırçalarım.

Çalışmak istemeyen, yemek de yemesin.

Hazır yemek yok.

Yemek yemek isteyen başka birisi var mı?

Yemek yemek isteyen başka birisi var mı?

Ailesi için yemek pişirmekten keyif alır.

Emek yoksa yemek de yok.

Emeksiz yemek olmaz!

Bir Dapanji yemek istiyorum!

Acele bir yemek yedik ve hemen ayrıldık.

Oturma odası yemek odasına bitişiktir.

Öfkeli isen tartışma ve tok isen yemek yeme.

O, iyi yemek pişiremez.

Tatlı bir şey yemek istiyorum.

Lidia; Magdalena, Ania, Piotr ve Lech'e biraz yemek pişirebilir misin?

O, yemek pişirmede oldukça bilgisizdir.

İnsanlar bazen yemeleri gerekenden daha fazla yemek isterler.

Erkek kardeşim benim yediğimin iki katı kadar yemek yiyor.

Sonunda, biz, o eski püskü lokantada yemek yemeyi sona erdirdik.

Gerçek yemek yeme yerine, sadece tüm gün abur cubur yedik.

Bir günde 1800 kalorilik yemek yeme yeterli midir?

Her gün bir diş sarımsak yemek sağlığınız için yararlı mıdır?

Öğünler arasında yemek yeme sağlığınız için gerçekten zararlı mıdır?

Yumurta sarısı yemek gerçekten o kadar sağlıksız mi?

Balık yemek eskiden olduğu kadar şimdi sağlıklıklı mıdır?

Her gün balık yemek sizin için zararlı mı?

Sizin için balık yemek faydalı mı?

Sağlıklı yemek daha pahalı mıdır?

Daha az et yemek iyi bir fikir midir?

Karaciğer yemek sizin için kötü mü?

Yemek tarifine devam etmeden önce malzemeleri kaynatın.

Mary annesinin yemek pişirmesine yardımcı oldu.

O, yemek yemek için dışarı gitti.

O, yemek yemek için dışarı gitti.

Tom işle o kadar doluydu ki yemek yemeyi unutacaktı.

O her gün, dışarıda yemek yerdi, ancak şimdi buna gücü yetmiyor.

Tom kendi başına yemek istediğine karar verdi.

Biz cuma günü bir yemek için dışarı çıkıyoruz.

Böyle pahalı bir restoranda yemek yemeye gücüm yetmez.

Evin bir yemek odası var mı?

Sevdiğiniz yemek hangisi?

O yemek sadece kutsaldı.

Onu yemek zorunda değilsiniz.

Yemek zorunda değilsiniz.

Bu mantar yemek için iyi değil.

İşte sık sık yemek yediğim restoran.

Babam yarın sabah bana lezzetli bir yemek pişirecek.

Kadınlar bir erkekle yemek yerken daha hafif yemekler yerler.

Ağız yaram ağrıyor, bu yüzden gerçekten yemek yiyemiyorum.

Çoğu kişi yağla yemek pişirmek yerine tereyağıyla yemek pişirmeyi tercih eder.

Çoğu kişi yağla yemek pişirmek yerine tereyağıyla yemek pişirmeyi tercih eder.

Ben bir Dapanji yemek istiyorum!

Tom yüksek proteinli olmalarına rağmen solucanları yemek istemiyordu.

Eğer henüz yemek yediysen, yüzmesen iyi olur.

O günlerce yemek yememiş olabilir.

Biz iki Amerikalı erkek ve iki Alman bayanla akşam yemeği yemek için çıktık.

Haftada bir kez yemek pişirme dersleri alır.

Yemek için yaşıyorum, ve yaşamak için yemiyorum.

Gitmeden önce yemek yemeği istiyorsun.

Sana sunulanı yemek zorundasın.

İş yapılır yapılmaz, genellikle beş buçuk civarında, akşam yemeği yemek için eve gelirim.

Büyük bir yemek yedikten sonra yüzmeye gitmemelisin.

Öğle yemeği yemek için iyi bir yer biliyor musunuz?

Sadece çok yağmur yağdığından dolayı bu akşam dışarıda yemek yemedik.

Parmaklarınızla yemek yemek sadece yüzyıllar boyu devam etmekle kalmadı, aynı zamanda bazı alimler onun tekrar popüler olabileceğine inanıyorlar.

Parmaklarınızla yemek yemek sadece yüzyıllar boyu devam etmekle kalmadı, aynı zamanda bazı alimler onun tekrar popüler olabileceğine inanıyorlar.

Mary yemek pişirirken tuz kullanmaz.

Bu gece ben yemek pişireceğim.

Yemek saati gelmedi mi?

Yemek yerken bir kitap okurum.

Mary gerçekten harika. O benim için harika bir yemek pişirdi ve bulaşıkları bile kendisi yıkadı.

İyi bir kahvaltı yemek çok akıllıcadır.

Yemek pişirmeyi sever misiniz?

Ailenizle birlikte yemek yemenin önemli olduğunu düşünüyor musunuz?

Chuck'ın Lokantasında yemek için plan yapmayın. O kapalı.

Tom işine o kadar daldı ki yemek yemeği unuttu.

Tom, akşam yemeği için ne yemek istersin?

Tom işle o kadar çok meşguldü ki yemek yemeyi unutacaktı.

Kapı çaldığında hâlâ yemek yiyordum.

O sanki günlerce yemek yememiş gibi baktı.

Tom Mary ile öğle yemeği yemek için istekli olduğunu söyledi.

Hintliler yerleşimcilere yemek verdi.

Hükümet kış için onlara yemek verirdi.

Yemek için bekleyen insan sıraları eskisinden daha uzundu.

Ben böylesine pahalı bir restoranda yemek yemeği göze alamam.

Tom yemek için yeterli zamanı olmadığından öğle yemeği yemeden gitti.

Tom birkaç dilim salam yemek istedi.

Tom, bir restoranda tek başına yemek yemenin yürek parçalayıcı olduğunu düşünmektedir.

Tom yemek pişirmede oldukça iyidir.

Tom ve Mary üç yüz yaşındaki bir restoranda yemek yediler.

Tom ve Mary pizza yemek için şehir merkezine gidiyorlar.

Tom artık yemek yiyemeyeceğini söylüyor.

Tom üzgün olduğunda daha çok yemek yediğini söylüyor.

Tom sadece derhal bir şey yemek zorunda olduğunu söyledi.

Tom'un gerçekten yemek istediği çikolatalı pudingti.

Henüz yemek yemedim.

Also check out the following words: iftira, çekilmez, sızlanıyor, yirmiye, sayabilir, spiker, çıldırtıyor, yapıyordunuz, kaybetmemiş, çığlığı.