Turkish example sentences with "gidecek"

Learn how to use gidecek in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

O, bu yıl Amerika'ya gidecek mi?

Önümüzdeki ayın başında Tokyo'ya gidecek.

Kız kardeşim gelecek sene Tokyo'ya gidecek.

İdrar şişesi ile tuvalete gidecek birisine yardımcı olmak için teknik terminoloji nedir?

Tom ve sınıf arkadaşları yarın öğleden sonra bir sanat müzesine gidecek.

Peron 2'ye gelen tren 4:35'te Shibuya'ya gidecek.

O, çoğunlukla tatillerde alışverişe gidecek.

Hava güzel olursa, onlar mantar toplamak için ormana gidecek.

Tom yarın oraya gidecek.

Tom'la gidecek misin?

Tom gelecek ay Boston'a gidecek.

Onların gidecek yeri yoktu.

Mary ne derse desin Tom gidecek.

Mary gitse de gitmese de Tom gidecek.

Tom gidecek bir yeri olmadığını söyledi.

Onun gidecek kimsesi yok.

Tom'un dışarı gidecek hali yoktu.

Tom'un gidecek bir toplantısı var.

Tom'un gidecek başka yeri yok.

O, hastaneye gidecek.

Yoko önümüzdeki hafta Kyoto'ya gidecek.

Tom birlikte gidecek birini bulamadı bu yüzden tek başına gitti.

Tom bugün gidecek kadar güçlü hissetmiyor.

Sen de gidecek misin?

Bizimle gidecek misin?

Trenle gidecek misin?

Hanginiz gidecek?

Ne zaman eve gidecek?

Tom'un gidecek yeri yoktu.

O da gidecek, değil mi?

Gidecek uzun bir yolumuz var.

O, senin yerine gidecek.

Sinemaya gidecek misin?

Onların gidecek başka yeri yok.

O yarın okula gidecek.

O, 6:30'da trenle gidecek.

O, bugün hastaneye gidecek.

Bu tanker Kuveyt'e gidecek.

Bir seyahata gidecek misin?

Babam gelecek hafta yurt dışına gidecek.

Öğretmenimiz gelecek ay ABD'ye gidecek.

Burada mı kalacaksın yoksa gidecek misin?

Benimle alışverişe gidecek misin?

Gidecek üç sayfam daha var.

Gemi Finlandiya'ya gidecek.

Tren Londra'ya gidecek.

Sinyal gidecek yolu gösterir.

Çabuk ol, yoksa uçak sensiz gidecek.

Gelecek yıl Amerika'ya gidecek mi?

Gelecek yıl Amerika'ya gidecek misin?

Bu gece partiye gidecek misin?

Gelecek ay New York'a gidecek.

Tavsiye için gidecek kimsem yok.

Ok gidecek yolu gösterir.

Gelecek ay Amerika'ya gidecek misin?

Gelecek ay Paris'e gidecek.

Yarın Tokyo'ya gidecek misin?

Tek başına oraya gidecek kadar cesurdu.

Çocuk okula gidecek kadar yaşlıdır.

Yarın Tokyo'ya gidecek, değil mi?

Sınıfımız gelecek hafta bir pikniğe gidecek.

Erkek kardeşim okula gidecek yaştadır.

Babam gelecek yıl yurt dışına gidecek.

Haziran ayında Tokyo'dan ayrılacak ve Kansai'ye gidecek.

Gelecek hafta, iş için New York'a gidecek.

Gidecek misin?

O da gidecek.

Oraya gidecek misin?

Dağın zirvesine varmak için hâlâ yarıdan fazla gidecek yolumuz var. Gerçekten çok yorgun musunuz?

Oraya gidecek ve içindeki her şeyi okuyacak zamanım olmasını dilemeden bir kütüphaneyi asla fark etmem.

Benim yerime toplantıya o gidecek.

Hâlâ benimle gidecek birini bulmak zorundayım.

Kişisel aşk diye bir şey yok, genel aşk var ve bu benim hoşuma gitti, gidiyor, gidecek.

Sırlarım benimle birlikte mezara kadar gidecek.

Tom ve Mary benimle gidecek.

Tom ilk önce gidecek.

Tom yalnız gidecek.

Tom gidecek.

Kim gidecek?

Yarın muhtemelen parka gidecek.

Bu ojeyle gidecek bir ruj arıyorum.

Bu yıl tatile gidecek zamanım olmadı.

Tom'un gidecek bir yeri yok.

Bence hoşunuza gidecek.

Bence hoşuna gidecek.

Bu şehirden gidecek olman beni üzüyor.

Bu yaz bir yere gidecek misin?

Gidecek başka bir yerim yok.

Bu öğleden sonra gidecek bir yerim yok.

Bu öğleden sonra yüzmeye gidecek misin?

Tom gidecek bir yeri olduğunu söyledi.

Sen gidecek kişi olmalısın.

Muhtemelen gidecek ilk kişiler olacağız.

Belki Tom sadece gidecek.

Tom yakında herhangi bir zamanda gidecek gibi görünmüyor.

Tom yarın paten yapmaya gidecek mi?

Tom yarın bizimle gidecek mi?

Tom nereye gidecek?

Gelecek hafta Boston'a gidecek misin?

Tom öbür ay Boston'a gidecek.

Tom Japonca öğrenmeli çünkü gelecek yıl Japonya'ya gidecek.

Also check out the following words: Açıkça, konuşmak, gerekirse, güvenilmez, Irene, Pepperberg, Alex, adını, taktığı, papağanın.