Turkish example sentences with "tavuk"

Learn how to use tavuk in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Beypiliç'in tavuk etini seviyorum.

Hangisi ilk olarak geldi? Yumurta mı yoksa tavuk mu?

Biz, öğleyin pizza ve tavuk yedik.

Bir kilo tavuk kanadı alabilir miyim?

O bir tavuk satın aldı.

Bu tavuk bu günlerde hiç yumurtlamıyor.

Biz biraz tavuk çorbası yedik.

Evimde üç tavuk var.

Tom ofisin etrafında kafası kesilmiş bir tavuk gibi koşuyordu.

Ken'in amcasının büyük bir tavuk çiftliği var.

Ken'in amcası büyük bir tavuk çiftliğine sahip.

O tavuk aldı.

Tavuk bir yumurta yumurtladı.

Tom, kızarmış tavuk seviyor.

Bu tavuk iyi kızarmış.

Ben tavuk derisi yemem.

Tavuk beş yumurta yumurtladı.

Tavuk bu sabah bir yumurta yumurtladı.

Yaşlı adamın köpeğini tavuk kemiği ile beslediğini gördüm.

3 paund tavuk istiyorum.

Şuradaki mavi yapı aslında bir tavuk kümesidir.

Bu bir tavuk yumurtasıdır.

O tavuk son zamanlarda hiç yumurta yumurtlamadı.

Köpekleri tavuk kemikleri ile beslememelisin.

O tavuk son zamanlarda hiç yumurtlamadı.

Tavuk çorbasının soğuk algınlığını tedavi edeceği doğru mu?

Tavuk, Lütfen.

Tavuk eti yiyemem.

Sık sık tavuk eti yerim.

Bu et tavuk.

O tavuk yakaladı.

Tavuk nugget yedim.

Ofise vardığımda, beni bekleyen bir sürü işim vardı. Kafası kesilmiş bir tavuk gibi oradan oraya koşuşturuyordum.

İkinci tabakta nohut, tavuk, et, sosis ve patates var.

Hiç insan yiyen bir kaplan gördünüz mü? Hayır, ama ben tavuk yiyen insan gördüm.

Bir zamanlar bir tavuk vardı, onun bir gözlemesi vardı.

Yarım tavuk ister misin?

Dost için çiğ tavuk yenir mi?

Tavuk eti yemiştim.

Biraz tavuk ister misin?

Bunun bir tavuk gibi tadı var.

Ben ve Tom biraz tavuk çorbası yapacağız.

Kafasız tavuk gibi.

Tavuk çorbasını severim.

Aç tavuk arpa sandığını sayıklar.

Aç tavuk kendini darı ambarında görür.

Tavuk severim.

Tavuğun derisini yüzmek için tavuk makası kullanın.

Hayır, vejeteryanlar tavuk ya da balık yemez.

Bu et biraz tavuk gibi tad veriyor.

Babam tavuk kızartmak için ateş kullanır.

Tavuk çorban harika.

Bir tavuk satın aldı.

Tavuk eti yerine sığır eti sipariş etmeni öneririm.

Bana tavuk çiftliğinin er ya da geç iflas edeceğini bildiren bir mektup gönderdi.

Tavuk civcivlerini çıkarana kadar yumurtalarının üstünde oturur.

Bu gece tavuk pişirmek istiyorum.

Tavuk az pişmiş.

Tavuk yeterince pişmemiş.

Bugün öğle yemeği için tekrar tavuk yedin mi?

Tavuk çiğ.

Tavuk biraz kuruydu.

Tavuk biraz çok kuruydu.

Tavuk pembe.

Maşa kullanmadan tavuk kızartabilen bir adamın videosunu izledim.

"Tavuk neden yolun karşısına geçti?" çok meşhur ve bolca cevabı olan bir İngiliz bilmecesidir.

Ben kedileri severim ama tavuk daha iyidir.

Tavuk denedin mi?

Bunun az çok bir tavuk gibi tadı var.

Siyah bir tavuk bile beyaz yumurtalar yumurtlar.

Kümeste yaklaşık yetmiş tavuk ama sadece bir horoz var.

Kör bir tavuk bile bir mısır tanesi bulur.

Tavuk yağsız.

Tavuk neden yoldan geçti?

O, tavuk dürüm sevmiyormuş.

Onlar, tavuk dürüm sevmiyorlarmış.

"Öğle yemeğinde ne vardı?" "Çavdar ekmeği üzerine teriyaki soslu biftek ve tavuk."

"Öğle yemeğinde ne vardı?" "Çavdar ekmeği üzerine teriyaki sosu ile biftek ve tavuk."

Tom sığır almamı istemesine rağmen ben tavuk aldım.

Tom dana eti almamı istemesine rağmen ben tavuk eti aldım.

Mary tavuk lapası yiyor.

Tavuk harikaydı.

Bunun tavuk gibi tadı var.

Bu tavuk çok pişmiş.

Tavuk kızartmasını seviyorum.

Tavuk zaten yenildi.

Sana biraz tavuk çorbası yapayım.

Bu tavuk iyi görünüyor.

Kimse tavuk çorbasını annem gibi yapamaz.

Tavuk, ton balığı ve soya fasulyesi iyi protein kaynaklarıdır.

Biz bir günde binden fazla tavuk pişirmeyi başardık.

Ben bir tavuk kesiyorum.

Tavuk gıdaklıyor.

Organik tavuk gübresi, azotça zengindir.

Tom onun tavuk gibi tadı olduğunu düşünüyor.

Öğle yemeği saatinde domuz gibi pizza ve tavuk yedik.

Mary ızgara tavuk salatası yedi.

Hangisi önce geldi: tavuk mu yoksa yumurta mı?

Ben bir tavuk lolipop yedim.

Çoğu insan tavuk sever.

Hangisini daha çok seversin, tavuk mu yoksa balık mı?

Also check out the following words: Bence, yarın, yağmur, yağmayacak, köfte, istiyorum, kötü, birisi, ondan, hoşlanmaz.