Bu fermuar kolayca kapanmıyor.
Translate from Turkish to English

Otobüs durağını kolayca bulacaktır.
Translate from Turkish to English

O, hatalarını kolayca kabul edecek bir adam değildir.
Translate from Turkish to English

Ahşap evler kolayca tutuşurlar.
Translate from Turkish to English

O, soğuk algınlığına kolayca yakalanır.
Translate from Turkish to English

Askerler isyanı kolayca bastırdı.
Translate from Turkish to English

Bankayı kolayca bulabilirsiniz.
Translate from Turkish to English

Tavus kuşu ( Inachis io ) güzel ve kolayca tanınabilen bir kelebektir.
Translate from Turkish to English

Ken öfkesini kolayca kaybeden insan tipi değildir.
Translate from Turkish to English

Karım soğuk algınlığına kolayca yakalanır.
Translate from Turkish to English

Onun duyguları kolayca incinir.
Translate from Turkish to English

Ahşap kolayca yanar.
Translate from Turkish to English

Süt kolayca ekşir.
Translate from Turkish to English

Biri diğerinden çok daha canlı olduğundan, orijinal ve kopya kolayca ayırt edilirler.
Translate from Turkish to English

Orijinal ve kopya kolayca ayırt edilirler.
Translate from Turkish to English

Takımın en iyi adamı yaralanmasaydı, takımımız kolayca başarabilirdi.
Translate from Turkish to English

Peynir kolayca sindirilmez.
Translate from Turkish to English

Peynir bir bıçak ile kolayca kesilir.
Translate from Turkish to English

Televizyon izlerken, ben kolayca uykuya dalarım.
Translate from Turkish to English

Kolayca anlaşılabilir olduğu için bu tür kitapları okuyun.
Translate from Turkish to English

Problemi kolayca hallettim.
Translate from Turkish to English

İstasyona kolayca yürüyebilirken bir taksiye binmek aptalca.
Translate from Turkish to English

Kesildiğim zaman kolayca kanarım.
Translate from Turkish to English

O kolayca yalan söyledi.
Translate from Turkish to English

Bu ev kolayca kiraya verilir.
Translate from Turkish to English

Ona dokunmamalısın, çünkü o kolayca kırılır.
Translate from Turkish to English

Tom kolayca yorulur.
Translate from Turkish to English

Tom kolayca sinirlenir.
Translate from Turkish to English

Bu malzeme kolayca esner.
Translate from Turkish to English

Bu kumaş kolayca lekelenir.
Translate from Turkish to English

O kolayca birden sinirlenir.
Translate from Turkish to English

O kolayca indi.
Translate from Turkish to English

Tanınmış diplomat komiteye kolayca katıldı.
Translate from Turkish to English

Güzel konuşan bilim adamı kolayca tartışmaya katıldı.
Translate from Turkish to English

Bu matematik problemini kolayca çözemem.
Translate from Turkish to English

Tom kolayca soğuk algınlığına yakalanır.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin evini kolayca bulabildi.
Translate from Turkish to English

Tom onu kolayca yaptı.
Translate from Turkish to English

O onu kolayca yaptı.
Translate from Turkish to English

Kağıt kolayca yakar.
Translate from Turkish to English

Cam kolayca kırılır.
Translate from Turkish to English

O kolayca yorulur.
Translate from Turkish to English

Bu et kolayca kesiliyor.
Translate from Turkish to English

Bu oda kolayca ısınır.
Translate from Turkish to English

O, yarışı kolayca kazandı.
Translate from Turkish to English

Herkes bunu kolayca yapabilir.
Translate from Turkish to English

O kolayca soğuk alır.
Translate from Turkish to English

O kolayca soğuk algınlığına yakalanır.
Translate from Turkish to English

Plastik kolayca yanmaz.
Translate from Turkish to English

Onun evini kolayca buldum.
Translate from Turkish to English

O kolayca vazgeçmeyecek.
Translate from Turkish to English

O kolayca pes etmeyecek.
Translate from Turkish to English

O, kolayca etkilendi.
Translate from Turkish to English

Ben onun ofisini kolayca buldum.
Translate from Turkish to English

Ayak parmaklarıma kolayca dokunabilirim.
Translate from Turkish to English

O kolayca kontrolünü kaybeder.
Translate from Turkish to English

O kolayca İngilizce okuyabilir.
Translate from Turkish to English

Tom kolayca şaşırmaz.
Translate from Turkish to English

O, kolayca gözyaşlarına boğulur.
Translate from Turkish to English

Ahşap evler kolayca yanar.
Translate from Turkish to English

Kötü alışkanlığa bir bulaşırsan, ondan kolayca kurtulamazsın.
Translate from Turkish to English

O, kolayca öfkelenir.
Translate from Turkish to English

O, zor problemi kolayca çözdü.
Translate from Turkish to English

Böyle hatalar kolayca gözden kaçırılırlar.
Translate from Turkish to English

Kurşun kolayca bükülür.
Translate from Turkish to English

Karton kutular kolayca yırtılırlar.
Translate from Turkish to English

Bu ev kolayca kiralanır.
Translate from Turkish to English

Bu ev kolayca kiracı bulur.
Translate from Turkish to English

Plastik kolayca kırılmaz.
Translate from Turkish to English

O, sorumu kolayca yanıtladı.
Translate from Turkish to English

Kolayca sorunu çözdü.
Translate from Turkish to English

Gençler değişime kolayca uyum sağlarlar.
Translate from Turkish to English

Bu sorunu kolayca çözebiliriz.
Translate from Turkish to English

Annem kolayca gözyaşlarına boğulur.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin şifresini kolayca tahmin etti.
Translate from Turkish to English

Şifreyi kolayca çözdük.
Translate from Turkish to English

Büyük Ayıyı kolayca bulabilirsin.
Translate from Turkish to English

James Monroe seçimi kolayca kazandı.
Translate from Turkish to English

Yurt dışında yaşamaya kolayca adapte oldular.
Translate from Turkish to English

Coolidge 1924 seçimini kolayca kazandı.
Translate from Turkish to English

Yeni pişirilmiş bir kek kolayca kesilmez.
Translate from Turkish to English

Amerikalılar silahlara kolayca erişebilir.
Translate from Turkish to English

Silahlara Amerikalılar tarafından kolayca erişilebilir.
Translate from Turkish to English

Tom kolayca sinirlenen insanlardan hoşlanmaz.
Translate from Turkish to English

Zayıflamak için çikolatadan kolayca vazgeçebilirim.
Translate from Turkish to English

Kolayca aldatıldı ve ona biraz para verdi.
Translate from Turkish to English

Tom kendisinin masum olduğu konusunda Mary'yi kolayca ikna etti.
Translate from Turkish to English

O kolayca korkar.
Translate from Turkish to English

O kolayca bir hata olabilirdi.
Translate from Turkish to English

Ben kolayca ağlamam.
Translate from Turkish to English

Kurşun kolayca eğilir.
Translate from Turkish to English

Büyük bir alim gibi, soruyu kolayca yanıtladı.
Translate from Turkish to English

Kolayca soğuk algınlığına yakalanırım.
Translate from Turkish to English

Jack çamı kozalakları, örneğin, büyük bir ısıya maruz kalıncaya kadar tohumlarını bırakmak için kolayca açılmazlar.
Translate from Turkish to English

Daha önce gördüğüm için Bay Harrington'u kolayca buldum.
Translate from Turkish to English

Bu kolayca yapılır.
Translate from Turkish to English

Kolayca korkmam.
Translate from Turkish to English

Kolayca sıkılırım.
Translate from Turkish to English

Kolayca eğlenirim.
Translate from Turkish to English

Makine o kadar hassas ki kolayca bozuluyor.
Translate from Turkish to English

Tom bütün soruları kolayca cevapladı.
Translate from Turkish to English