Turkish example sentences with "kedisi"

Learn how to use kedisi in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Onun bir kedisi var. Bu kedi beyazdır.

Onun iki kedisi var biri beyaz biri siyah.

Onun iki kedisi var. Biri beyaz ve diğeri siyah.

Meg'in bir evcil hayvan olarak bir kedisi var.

Jack'in kolunun altında bir kedisi var.

Kedisi öldüğünde, Diana sinir krizine girdi.

Tom'un bir kedisi yok.

Tom'un üç kedisi var.

Halasının üç kedisi vardır.

Onun bir kedisi ve iki köpeği var.

Onun yaşlı kedisi hâlâ hayatta.

Onun bir köpeği ve altı kedisi var.

Onun bir kedisi vardır ve kedi beyazdır.

Onun beyaz bir kedisi var.

Onun eski kedisi hâlâ hayatta.

Kedisi öldüğünden beri mutsuz.

Onun iki kedisi var.

Onun bir kedisi var.

Ken'in iki kedisi var.

Tom'un siyah bir kedisi var.

Tom'un kedisi bacağına dayalı kıvrılıp yatmıştı.

Tom'un iki kedisi var. Birisi beyaz ve diğeri siyah.

Tom'un bir kedisi vardı.

İki kedisi var.

Tom kedisi için bir fincan tabağına biraz süt döktü.

Mary'nin kedisi o kadar tatlı ki onun kucağımda kıvrılıp yatmasını gerçekten umursamıyorum fakat pençeleriyle bacaklarımı ovmakta ısrar etme tarzı bana iğne yastığı gibi hissettiriyor.

Tom'un kedisi "Eye of the Tiger" şarkısını seviyor.

Tom'un kedisi bir kasırga tarafından sürüklendi.

İran kedisi masada uyudu.

Tom'un bir kedisi olduğunu bilmiyordum.

Bu Tom'un kedisi.

Beyaz bir kedisi vardı.

Tom ve Maria'nın iki kedisi var.

Biri beyaz diğeri siyah renkli olan iki tane kedisi var.

Tom kedisi için şişeden kaseye biraz süt döktü.

Millie'nin bir kedisi var.

Tom'un beyaz bir kedisi var.

Luke'un kedisi kayıp.

Mary'nin kedisi kayıp.

Tom'un ne kedisi ne de köpeği var.

Onun kaç tane kedisi olduğunu biliyor musun?

Tom'un kedisi ile ilgilendim.

Onun iki tane kedisi var, biri beyaz ve biri siyah.

Tom'un kedisi Mary'nin kedisiyle kavga ediyor.

Tom'un birçok kedisi var.

Komşunun kedisi süt fincanını zemin karoları üzerine döktü.

Marie'nin bir kedisi vardı.

Onların iki kedisi var.

Tom'un bir kedisi var mı?

Bu, Tom'un kedisi.

Tom'un hiç kedisi yok.

Tom'un bir kedisi yok ama Tom'un bir köpeği var, değil mi?

Masanın üzerinde uyuyan bir İran kedisi vardı.

Tom kedisi için tasa süt döktü.

Bir İran kedisi hakkında eski bir hikaye var.

Tom'un kaç tane kedisi var?

O eve geldiğinde Tom'un kedisi her zaman kapıda bekliyor.

Onların zaten üç tane kedisi var, başka birine ihtiyaçları yok.

Tom'un iki kedisi var.

Onun kedisi ile ilgilendim.

Ev kedisi küçük bir kurbağayı bile yiyecek.

Tom'un bir kedisi var.

Onun bir kedisi var. Kedi beyaz.

Mary kedisi ile oyun oynuyor.

Kedisi çok sevimli.

Tom'un siyah bir kedisi vardı.

Komşunun kedisi bizim bahçeyi seviyor.

Mary'nin kedisi pis bir canavar.

Tom'un kedisi kayıp.

Tom'un benim kadar çok kedisi var.

Tom'un bir köpeği ve üç kedisi var.

Tom'un kedisi, kar tanelerini yakalamaya çalıştı.

Arkadaşımın Çorap adlı bir kedisi var.

Nadir ekim güneşi ışığında ahşap çitte bir çiftlik kedisi yatıyordu.

Çiftçinin karısı, mutfak penceresinden küflü ekmek fırlattı ve aç çiftlik kedisi onu yemek için ahırdan dışarı koştu.

Bir vahşi çiftlik kedisi Tom'un elini ısırdı.

Tom'un kedisinin dokuz yavru kedisi vardı.

Erkek kardeşimin kedisi durmadan mırlıyor.

Alice'in bir kedisi var.

Tom'un kedisi hediye olarak ona ölü bir kuş getirdi.

Tom'un kedisi, Mary'nin ayağına sürtündü.

Tom'un kedisi güneşleniyor.

Tom'un kedisi güneş banyosu yapıyor.

Tom kedisi için bir kaseye biraz süt koydu.

Tom'un hâlâ bir kedisi var mı?

Jackson'ların üç köpeği ve üç kedisi var.

Tom'un iki kedisi var. Biri beyaz, diğeri siyah.

Tom'un bir sürü kedisi olduğunu bilmiyor muydun?

Tom, Mary'nin birden fazla kedisi olduğunu biliyordu.

Tom'un kedisi siyah mı?

Tomun kedisi, onun ayaklarına sürtünüyor.

Mary, kedisi Tom'la yalnız yaşıyor.

Mary, kedisi dışında yalnız yaşıyor.

Mary, kedisi hariç yalnız yaşıyor.

Ayrıca onun güzel bir kedisi var.

Bu Tom'un kedisi olmalı.

Ali tok evin aç kedisi gibi davranıyor.

Tom kedisi için bir kedi oyuncağı aldı.

Tom'un tüysüz bir kedisi var.

Tom'un kedisi, ev kedisidir.

Bu bir ev kedisi.

Also check out the following words: ülkemdeki, Japon, oyunu, olsa, da, bile, bazı, üniversite, öğrencileri, dışında.