Turkish example sentences with "oyun"

Learn how to use oyun in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Mahjong genellikle dört kişi oynanan bir oyun.

Bunların tümünün sadece bir oyun olduğunu biliyorum.

Oyunu ilk kez başlattığınızda oyun yapılandırma seçeneklerini ayarlayabilirsiniz.

Eğer oyun kasetinin metal plaka terminali pis ise oyun konsoluna kaset yerleştirildiğinde oyunun başlaması zor olabilir.

Eğer oyun kasetinin metal plaka terminali pis ise oyun konsoluna kaset yerleştirildiğinde oyunun başlaması zor olabilir.

Oyun oynamak için hava boşluğuna yakın yerleri tercih etmeyin.

Oyun oynamak için hava boşluğuna yakın yerleri seçmeyin.

Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş.

Yağmur dolayısıyla oyun ertelendi.

Baba, dışarıya çıkıp oyun oynayabilir miyim?

Oyun birçok insanı heyecanlandırdı.

Tam o sırada parktaki işçiler bazı küçük oyun kartları getirdiler.

Biz bazen bir oyun oynamalıyız.

Babam bana bir oyun verdi.

Aşk bir oyun değildir, bu nedenle sadece en iyi parçaları seçemezsiniz!

O, oyun için güzel bir önsöz yazdı.

Oyun bitti.

Bu oyun sona erdi.

Yağmur yağsın ya da yağmasın, oyun düzenlenecek.

Oyun çok ilginçti.

Hem iş hem de oyun sağlık için gereklidir.

Hem iş hem de oyun önemlidir.

Tom yeni tiyatroda bir oyun izledi.

Tom santrançta bana bir oyun dayanabilir.

Oyun üç perdeliktir.

Tom'un oyun oynayarak ne kadar çok zaman harcadığına şaşırırdın.

Tom yaklaşan oyun hakkında heyecanlı.

Oyun bittiğinde çok yorgun hissettim.

Monopoly ailelerin oynaması için popüler bir oyun.

Şiddetli yağmur nedeniyle, oyun iptal edildi.

Daha çok oyun çalışmak için daha az zaman anlamına gelir.

Dışarı çıkıp oyun oynayabilir miyim?

Oyun oynayalım.

Mike erkek kardeşine kötü bir oyun oynadı.

Jack bana kirli bir oyun oynadı.

O bir oyun yazarı.

Bu oyun ertelendi.

Bu son oyun.

O heyecan verici bir oyun.

Oyun iptal edildi.

Oyun yağmurdan dolayı durduruldu.

Oyun heyecan verici oldu.

Oyun 14.00'te başlar.

Oyun çok heyecan vericiydi.

Oyun iyi bir topluluk çekti.

Biz oyun için koltukları ayırttık.

Oyun saat kaçta başlayacak?

Oyun tam zamanında başladı.

Oyun yapması için köpeği eğittim.

Oyun saat dokuzda sona erdi.

Bugünkü oyun nasıldı?

Oyun gerçek bir hikayeye dayalıdır.

Oyun süresiz ertelendi.

Ne heyecanlı bir oyun!

Bu oyun hilelidir.

O oyun korkunçtu.

Bu oyun bir müzikaldir.

Onlar heyecan verici bir oyun oynadılar.

İyi bir oyun tavsiye edebilir misiniz?

Oyun saat kaçta başlar?

Bizim çocuk arkadaşıyla oyun oynuyor.

Shakespeare, İngiltere'de rakipsiz bir oyun yazarıdır.

Dün geceki oyun heyecan vericiydi.

Şu anda en popüler oyun nedir?

Oyun muhtemelen iptal edilecek.

Tom oyun indiriyor.

Oyun gittikçe daha heyecan verici oldu.

Oyun gelecek haftaya kadar ertelendi.

Ne olursa olsun, oyun oynanacak.

Oyun bu akşam altıda başlar.

Bugün oyun oynamaktansa çalışmayı tercih ederim.

Bu oyun romandan uyarlanmıştır.

Oyun sırasında kolunu kırdı.

Oyun başlar başlamaz yağmur da başladı.

Partide pek çok oyun oynadık.

Oyun için saati ve tarihi ayarladık.

Oyun önümüzdeki haftaya kadar ertelendi.

Yağmur yağarsa, oyun iptal edilir.

Oyun gelecek pazara kadar ertelendi.

Favori video oyun karakterin kim?

Eğer yarın yağmur yağarsa oyun iptal edilecek.

Bir sonraki oyun için enerjisini korudu.

Bana oyun oynamaya çalışmanızın faydası yok.

Kızlar oyun oynayarak eğlendi.

Bir sonraki oyun kalmaya değer.

Bu oyun küçük çocuklar tarafından oynanabilir.

Yağmur nedeniyle oyun iptal edildi.

Oyun yağmur nedeniyle iptal edildi.

Bir oyun izlemek için hepimiz tiyatroya gittik.

Gözlerimin bana oyun oynadıklarını düşündüm.

Oyun başlar başlamaz, yağmur yağmaya başladı.

Televizyonda heyecan verici bir oyun izleyerek oturdum.

Bir deprem hissettiğimde, oyun oynuyordum.

O sadece bir oyun.

Bu bir oyun değil.

Oyun başlasın.

Oyun hileli.

Bir oyun okuyorum.

Oyun için vaktim yok.

Bir oyun koluna ihtiyacın var.

O sadece bir oyun değil.

Also check out the following words: eklemek, üzerindeki, あ→а, simgesine, tıklayın, numaralı, otobüse, binmen, kravat, yakışıyor.