Learn how to use izin in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Kendimi tanıtmama izin ver.
Translate from Turkish to English
Size kuralları ihlal etmek için izin verilmez.
Translate from Turkish to English
Öğretmen çocuğun eve gitmesine izin verdi.
Translate from Turkish to English
Kütüphanede konuşmaya izin verilmiyor.
Translate from Turkish to English
Babam üniversiteye devam etmeme izin vermezdi.
Translate from Turkish to English
Telefonu kullanabilmek için benden izin istedi.
Translate from Turkish to English
Babam benim köpek bakmama izin vermez.
Translate from Turkish to English
Burada oturanların bu alandan geçmelerine izin verilmedi.
Translate from Turkish to English
Mayuko'yu sana tanıtmama izin ver.
Translate from Turkish to English
Su içebilirsin fakat aynı zamanda da onun yürümesine izin verebilirsin.
Translate from Turkish to English
Mary, kız kardeşinin elbiselerini ödünç almasına izin vermez.
Translate from Turkish to English
Hararetli bir tartışmadan sonra,uzlaşma sağlandı.Sigara içme köşesinde sigara içenlerin sigara içmesine izin verilecek.
Translate from Turkish to English
Kendimi tanıtmama izin verin.
Translate from Turkish to English
Onu görmeme izin ver.
Translate from Turkish to English
Şunu görmeme izin ver.
Translate from Turkish to English
Lütfen ona bir göz atmama izin verir misin?
Translate from Turkish to English
Yasalar örümcek ağı gibidir, küçük sinekleri yakalayabilirler fakat yaban arısı ve eşek arılarının geçmesine izin verirler.
Translate from Turkish to English
Şartlar benim yurt dışına gitmeme izin vermedi.
Translate from Turkish to English
Patron hepimize bir günlük izin verdi.
Translate from Turkish to English
Ben ona tek başına izin veremem.
Translate from Turkish to English
O köpeğin gitmesine izin vermeyin.
Translate from Turkish to English
Ofisin yarısı izin aldı.
Translate from Turkish to English
Bir sözleşmede belirsizliklere izin verilmez.
Translate from Turkish to English
Tom her zaman öğretmenler kendisine izin verdiği sürece geç saatlere kadar okulda kalır.
Translate from Turkish to English
Size bir içki ısmarlamama izin verin.
Translate from Turkish to English
Bir gün izin almamın bir sakıncası var mı?
Translate from Turkish to English
Zaman hayatınızın parasıdır. Onu harcayın. Başkalarının sizin için harcamasına izin vermeyin.
Translate from Turkish to English
Dün bir gün ücretli izin aldım.
Translate from Turkish to English
Seninle gitmeme izin ver.
Translate from Turkish to English
Yarın bu odayı kullanmana izin verilecek.
Translate from Turkish to English
Bitirmeme izin ver.
Translate from Turkish to English
Bölgeye yerlilerin girmesine izin verilmiyor.
Translate from Turkish to English
Yerlilerin bölgeye girmesine izin verilmiyor.
Translate from Turkish to English
Bu fırsatın kaçmasına izin vermeyin.
Translate from Turkish to English
Sigaranı söndür. Burada sigara içmeye izin verilmez.
Translate from Turkish to English
Bu dumanlı havanın odadan çıkmasına ve biraz temiz havanın içeri girmesine izin ver.
Translate from Turkish to English
Tom insanların evine girmesine izin vermez.
Translate from Turkish to English
Çocuğun bıçaklarla oynamasına izin vermeyin.
Translate from Turkish to English
Pasaportunuzu görmeme izin verir misiniz?
Translate from Turkish to English
Ebeveynlerim Tom'u tekrar görmem için bana izin vermedi.
Translate from Turkish to English
O iki hafta izin aldı ve Çin'i ziyaret etti
Translate from Turkish to English
Sizin için yeni olan birçok şeyi göstermeme izin verin.
Translate from Turkish to English
Lütfen içeri girmeme izin verin.
Translate from Turkish to English
Baylar, karşılamada birkaç söz söylemem için bana izin verin.
Translate from Turkish to English
Öğretmenler bazen öğrencilerinin stres atmasına izin vermeliler.
Translate from Turkish to English
Benim maaşım bizim müsrifçe yaşamamıza izin vermez.
Translate from Turkish to English
Çevirdiğiniz cümlenin iyi bir çevirisini yapın. Diğer dillere yapılan çevirilerin sizi etkilemesine izin vermeyin.
Translate from Turkish to English
Sana olan aşkım sana her şeyi söylememe izin vermeyecek. Bazı şeyler söylenmemiş olarak bırakılsa iyi olur.
Translate from Turkish to English
Fransa'da işçiler her yıl dört haftalık ücretli izin alırlar.
Translate from Turkish to English
Kate'e eve gitmesi için izin verdim.
Translate from Turkish to English
Onların Kanada'ya geçmeleri için izin verilmedi.
Translate from Turkish to English
Neden ABD hükümeti insanların silah sahibi olmalarına izin veriyor?
Translate from Turkish to English
Hastaya izin verildi.
Translate from Turkish to English
Lütfen ölçünüzü almak için bana izin verin.
Translate from Turkish to English
Hiç kimsenin kararlaştırılmış işlerini gevşetmelerine izin verilmemesi önemlidir.
Translate from Turkish to English
Tanrı olmasaydı, o zaman her şeye izin verileceğine karar verdi.
Translate from Turkish to English
İstediğini yapması için ona izin verdim.
Translate from Turkish to English
Tom'a diğer çocuklarla birlikte kampa gitmesine izin verilecek mi?
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin yolunu bloke etti ve onun odasına girmesine izin vermedi.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'den ona eve erken gitmesi için izin vermesini rica etti fakat o izin vermedi.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'den ona eve erken gitmesi için izin vermesini rica etti fakat o izin vermedi.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin erken ayrılması için izin verdi.
Translate from Turkish to English
Tom'un gitmesine izin verilmesinin benim için bir anlamı yok fakat Mary'ye izin verilmemesinin var.
Translate from Turkish to English
Tom'un gitmesine izin verilmesinin benim için bir anlamı yok fakat Mary'ye izin verilmemesinin var.
Translate from Turkish to English
Şimdi gitmeme izin verir misiniz, lütfen?
Translate from Turkish to English
Affedersiniz, yukarıdaki makaledeki üç hatayı göstermeme izin verin.
Translate from Turkish to English
Bir sonraki oyunu oynamama izin ver.
Translate from Turkish to English
Telefonunuzu kullanmama izin verir misiniz, lütfen?
Translate from Turkish to English
Tom bize bu müzede fotoğraf çekmek için izin verilmediğini söyledi.
Translate from Turkish to English
Yarın benim izin günüm.
Translate from Turkish to English
Tom, bir günlük izin almalı.
Translate from Turkish to English
Kuvvetli yağış dışarı çıkmama izin vermedi.
Translate from Turkish to English
Kız kardeşimle flört etmene izin vermeyeceğim.
Translate from Turkish to English
Tom onun gitmesine izin vermezdi.
Translate from Turkish to English
Tom, gitmene izin vermeyecektir.
Translate from Turkish to English
Tom, Mary'nin gitmesine izin vermeyecektir.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin karar vermesine izin verecek.
Translate from Turkish to English
Tom çocuklarının elektrikli aletlerini kullanmasına izin vermezdi.
Translate from Turkish to English
Tom onun olmasına asla izin vermezdi.
Translate from Turkish to English
Annesi ona izin verseydi, Tom bir boksör olmak isterdi.
Translate from Turkish to English
Tom polisi aramak istedi fakat Mary ona izin vermedi.
Translate from Turkish to English
Tom mayoyu daha büyük bir bedenle değiştirmeye çalıştı fakat tezgahtar ona izin verilmediğini söyledi.
Translate from Turkish to English
Tom eşinin ne kadar para harcamasına izin verilmesi gerektiği hakkında bir limit olması gerektiğini düşündü.
Translate from Turkish to English
Tom kedinin çantasından çıkmasına izin verdi.
Translate from Turkish to English
Tom'un başka birinin bir şey söylemesine asla izin vermeyen bir ünü vardır.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin gitmesine izin vermek istemiyor.
Translate from Turkish to English
Tom birkaç gün izin almayı hak ediyor.
Translate from Turkish to English
Tom bir gün izin almaya karar verdi.
Translate from Turkish to English
Tom geri çekilmeye ve bir süre işleri Mary'nin idare etmesine izin vermeye karar verdi.
Translate from Turkish to English
Açıkçası, Tom'un onun olmasına izin vermeye niyeti yoktu.
Translate from Turkish to English
Tom kesinlikle bugün geleceğini herhangi birinin bilmesine izin vermedi.
Translate from Turkish to English
Tom'a kesinlikle onun yaptığını yapmasına izin vermedim.
Translate from Turkish to English
Tom, geçmişin gitmesine izin veremez.
Translate from Turkish to English
Tom çikolatayı onun istediğinden çok daha fazla istediği için, Mary ona onu yemesine izin verdi.
Translate from Turkish to English
Sanırım sonunda Tom Mary'yi yeni bir motosiklet almaya izin vermeye ikna edecek.
Translate from Turkish to English
O, oğlunun gitmesine izin vermedi.
Translate from Turkish to English
Kapa çeneni ve düşünmeme izin ver.
Translate from Turkish to English
Ehliyetine bakmama izin ver.
Translate from Turkish to English
Lütfen çantanı taşımama izin ver.
Translate from Turkish to English
İnşallah ebeveynlerin evlenmemize izin verecekler.
Translate from Turkish to English
Sen bitirdiğinde gazeteyi okumama izin ver.
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: yoksa, öğrenci, misiniz, Evet, öğretmenim, Sizin, olduğunuzu, biliyorum, liderinize, götürün.