Turkish example sentences with "öğleden"

Learn how to use öğleden in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Öğleden sonra ne yapıyorsun?

Öğleden sonra ne iş yapacaksınız?

Öğleden sonra bir uçuş var mı?

Bu öğleden sonra meşgul olacağım.

Bu öğleden sonra dışarıya çıkacağım.

Bütün öğleden sonrayı arkadaşlarla sohbet ederek geçirdim.

Bu öğleden sonra tenis oynayacağım.

Yarın öğleden sonra tenis oynamayacak mısın?

Yarın öğleden sonra hareket ediyoruz.

Bu öğleden sonra okulda ne yapıyorsun?

Bu öğleden sonra beni ara.

Öğleden sonra hava çok fırtınalıydı.

Öğleden sonra saat üçte geldi.

O buraya öğleden önce geldi.

Ben bu öğleden sonra bütün bu işi bitireceğimi sanmıyorum.

Onun sabah iki ve öğleden sonra bir dersi var.

Tom ve sınıf arkadaşları yarın öğleden sonra bir sanat müzesine gidecek.

Cuma öğleden sonra boş musunuz?

O yarın öğleden sonra ayrılacak.

Öğleden sonra uçuş var mı?

Biz yarın öğleden sonra parkta tekrar buluşacağız.

Ken bu öğleden sonra meşgul.

Tom öğleden sonra sadece evden çıkmak zorunda olduğuna karar verdi.

O, yarın öğleden sonra beni görmeye geliyor.

Yarın öğleden sonra gelebilir.

O, yarın öğleden sonra tenis oynuyor olacak.

Belki öğleden sonra yağmur yağacak.

Bu tren Aomori'den yarım saat geç ayrıldı, bu yüzden maalesef Tokyo'ya öğleden önce varamayacağız.

Cumartesi öğleden sonrayı tamamen çok fazla TV izleyerek geçirdim.

Öğleden sonra 2 de görüştük.

Biz tüm öğleden sonra öğrenim görüyorduk.

Tom Mary ile bu öğleden sonra dışarı çıkıyor.

Bu öğleden sonra bir süre çalıştım.

Bu öğleden sonra benim sanat öğretmenimi görmek istiyorum.

Onlar parkta her öğleden sonra top oynarlar.

Pazar öğleden sonra yağmurlu bir günde kendileriyle ilgili ne yapacaklarını bilmeyen milyonlarca insan ölümsüzlük için can atıyorlar.

Öğleden önce oraya varmam mümkün değildir.

Tom Mary'yi hastanede görmek için bu öğleden sonra gitmeli.

Bu öğleden sonra ikide görüşürüz.

Tom genellikle öğleden sonranın ilk saatlerinde uykulu hissediyor.

Tom Pazartesi öğleden sonraları genellikle çalışmak zorunda değildir.

Tom Mary'ye öğleden sonra alışverişe gitmek isteyip istemediğini sordu.

Tom yarın öğleden sonra havuzu temizleyemeyeceğini söyledi.

San Jacinto Savaşı öğleden sonra saat dörtte başladı.

Tom pazar günü öğleden sonra parka gitti.

Tom öğleden beri bilgisayar oyunları oynuyor.

Tom öğleden biraz önce uyandı.

Her zaman öğleden sonra yaptığı gibi Tom bir yürüyüş için dışarı gitti.

Tom'un bu öğleden sonra bana yardım etmesi gerekiyordu.

Tom, bütün öğleden sonrayı tenis oynayarak geçirdi.

Tom tüm öğleden sonrayı havaalanında inip kalkan uçakları izleyerek geçirdi.

Tom bu öğleden sonra biraz tuhaf görünüyordu.

Tom Mary'nin bu öğleden sonra evine uğrayabileceğini umuyor.

Tom dün öğleden sonra bir park cezası aldı.

Tom tüm öğleden sonra odun yardıktan sonra yorgun hissetti.

Tom bu öğleden sonra o sorunla ilgilenmenin gerekli olmadığına karar verdi.

Tom bütün öğleden sonra yakacak odun doğradı.

Tom Mary'yi öğleden sonra geç saatlerde onun yardımına ihtiyacı olabileceğini söylemek için aradı.

İlkbaharın sonlarında bir öğleden sonra, Tom yüzmek için dışarı çıktı ve tekrar asla görülmedi.

John Mary'ye öğleden sonra alışverişe gitmek isteyip istemediğini sordu.

Yumi bu kamerayı yarın öğleden sonra kullanacak.

O, bu öğleden sonra bana telefon edecek.

O, bu öğleden sonra futbol oynamak istiyor.

O, bu öğleden sonra bana kısa bir ziyarette bulunacak.

O, bu öğleden sonra beni görmeye gelecek.

Her zamanki gibi, Mike, bu öğleden sonra toplantı için geç kalmıştı.

Sık sık olduğu gibi, Mike, bu öğleden sonra toplantı için geç kaldı.

Ben bu öğleden sonra Mary ile görüşeceğim.

Bu öğleden sonra eve giderken George'u gördüm.

Ben bu öğleden sonra Mary'yi göreceğim.

Onun bu öğleden sonra Mary ile bir randevusu var.

Öğleden sonra erken saatlerde Kennedy Havaalanına varmak istiyorum.

Betty öğleden önce gelebilecek.

Yumi yarın öğleden sonra bu kamerayı kullanacak.

Tom bu öğleden sonra beni aradı.

Tom öğleden az sonra geldi.

Tom ofisime dün öğleden sonra erken geldi.

Öğleden sonran nasıldı?

Tom öğleden önce buraya vardı.

Öğleden sonra saat beşte orada olacağım.

Bu öğleden sonra yağmur yağabilir.

Öğleden az sonra geldi.

Bu öğleden sonra yağmur yağacak mı?

Yarın öğleden sonra ayrılırız.

O, bu öğleden sonra gelecek.

Onlar öğleden sonra eğitim görürler.

Biz öğleden önce oraya vardık.

Öğleden sonra kar yağabilir.

O, dün öğleden sonra öldü.

Onu Pazartesi öğleden sonra yapalım.

Bu öğleden sonra hava güzel olacak.

Bu öğleden sonra hava sıcaktı.

O, öğleden sonra beni aradı.

Bu öğleden sonra benim evime gel.

O, dün öğleden sonra meşguldü.

Yarın öğleden sonra meşgul müsün?

O, bütün öğleden sonrayı yemek pişirerek geçirdi.

Bu öğleden sonra oğlumu hayvanat bahçesine götürüyorum.

Bu öğleden sonra İngilizce çalışacağım.

Yarın öğleden sonra izne ayrılıyorum.

Bu öğleden sonra yağmur yağmayacağını sanıyorum.

Also check out the following words: Xavier, Üniversitesi'ndeki, ekonomi, öğrencisidir, sürümünü, sabırsızlanıyorum, kısayım, Allah'tan, ilâh, Muhammed.