Learn how to use istemiyordu in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Nişanlı olsak da, o beni öpmek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Alkollü içkileri her gün içmek istemiyordu. Fakat bira onun sevdiği içkisidir, bu yüzden o her gün alkolsüz bira içiyor.
Translate from Turkish to English
Başkan Jefferson uzun sürecek ticaret yasağı istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom ağ olmadan ipte yürümek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom eskisi kadar çok para harcamak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom kimseyle konuşmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom gitmek istemiyordu, ama babası onu gönderdi.
Translate from Turkish to English
Tom karışmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom kavgaya karışmak istemiyordu, fakat başka seçeneği yoktu.
Translate from Turkish to English
Tom yüksek proteinli olmalarına rağmen solucanları yemek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom dikkat çekmek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom pahalı bir kamera istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Görünüşe bakılırsa, Tom, Mary ve John'un düğününe gitmek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom işlemediği bir suçtan dolayı Mary'yi hapishanede görmek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı beklemek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Davis, iç savaş istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Polk gerçekten savaş istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Almanya, Amerika Birleşik Devletleri ile savaş istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom, Mary ile evlenmek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom çocuk isteyen bir kadınla evlenmek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom herhangi bir varsayımda bulunmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom artık mağarada yaşamak istemiyordu fakat seçimi yoktu.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin evine girmesini istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom problemlerim hakkında bilmek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'ye zorla kabul ettirmek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin problemlerinin tamamını duymak istemiyordu fakat sessizce oturdu ve dinledi.
Translate from Turkish to English
Tom doğduğu yere geri dönmek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom plandan vazgeçmek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom, Mary'yi utandırmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom, Mary'nin çalışmasını istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin onun bir pısırık olduğunu düşünmesini istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin onun bir aptal olduğunu düşünmesini istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom, Mary'nin bilmesini istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin onun zengin olduğunu bilmesini istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin buraya gelmesini istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin her zaman kendisini aramasını istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom son derece borçlu olduğunu kimsenin bilmesini istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom arkadaşlarından hiçbirinin onun bir uyuşturucu kaçakçısı olduğunu bilmesini istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom dün okula gitmedi çünkü gitmek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı konuşmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı hiç çalışmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı bir tiyatro koltuğunda iki saat oturmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tony, bir dükkân veya bir fabrikada çalışmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Nancy tek başına yurt dışında yaşamayı istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Christine tüm gün gölgede kaldı, çünkü güneş yanığı olmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı öğle yemeği yemek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı yemek yemeği istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı golf oynamak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom, Mary'nin ölmesini istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin arabasını sürmesini istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin diğer çocuklar ile dışarı çıkmasını istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom, Mary'nin gitmesini istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin onun çocuğuyla oynamasını istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom, Mary ile tartışmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin kalbini kırmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin önerdiğini yapmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom onu tartışarak çok fazla zaman harcamak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'ye üzücü haberi söylemek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom, Mary ile çalışmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
O savaş istemiyordu.
Translate from Turkish to English
O seni incitmek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
O, onun ölmesini istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Canım bir araba almak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Onun canı öğle yemeği yemek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
O, onun yurt dışına gitmesini istemiyordu.
Translate from Turkish to English
O, biriyle konuşmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Canım gerçekten dışarı çıkmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
O, onun odadan ayrılmasını istemiyordu.
Translate from Turkish to English
O, onun çiçekleri toplamasını istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Onun çocukları şımartmasını istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom bunun olmasını istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Yorgundum ve canım hiçbir şey yapmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Madenciler dövüşmek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı gerçekten yüzmek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Bir dönem daha hizmet etmek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı gerçekten dışarı çıkmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Gerçekten hiç dövüşmek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Sırrını açığa çıkarmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Artık onların canı oynamak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Fakat Saule gitmek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom Mary ile gerçekten çıkmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı gerçekten Kore yemeği yemek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'ye kendi probleminden bahsetmesine rağmen, onu nasıl çözeceğine dair onun herhangi bir tavsiyesini dinlemek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
O, onun hakkında artık konuşmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom bitene kadar Mary'nin tablosunu görmesini istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom şiddet istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom bir eş istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin çocuklarıyla oynamasını istemiyordu.
Translate from Turkish to English
O, onun hakkında düşünmek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'yi geride bırakmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom bulunmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom, Maria'yla alışverişe gitmemi istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom tekrar evlenmek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom evlenmek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom arabasını satmak istemiyordu ama başka seçeneği yoktu.
Translate from Turkish to English
Tom şarkı söylemek istemiyordu ama Mary ona söyletti.
Translate from Turkish to English
Tom artık onun hakkında konuşmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom artık bunun hakkında düşünmek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom bunun hakkında düşünmek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom artık Mary'nin John'u görmesini istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin tek başına yüzmesini istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: Tayca, Tayland'ın, resmî, dilidir, Süngerbob, Patrick, Tatoeba, açık, kaynaklıdır, sekizde.