Turkish example sentences with "doğru"

Learn how to use doğru in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Doğru söylüyorsun.

Saatin doğru mu?

Bu doğru.

Bu doğru olamaz.

Saatim doğru değil.

Benim cevabım doğru mu?

Onun söylediği doğru.

Hikâyesi doğru olmayabilir.

Doğru olan cümleleri değiştirmeyin. Yerine doğal görünen alternatif çeviriler ekleyebilirsiniz.

Bir eşekarısı bulutu çocuklara doğru yöneldi.

Hikâye doğru görünüyor.

Bunun doğru olup olmadığını bilmek istiyorum.

Tom bunun doğru olup olmadığını merak ediyor.

Bu doğru değil.

Bu iş için doğru kişi olduğumdan emin değilim.

1920 yazına doğru Kızıl Panik bitmişti.

Elektrikli ısıtıcımızla ilgili doğru gitmeyen bir şey var.

Onun doğru olduğunu söylemekten utanıyorum.

Nehre doğru ilerlediler.

Kızlar kalabalığa doğru şarkı söyleyerek geldi.

Onun doğru olduğunu sanmıştım.

Onun yarışı kazandığı doğru mu?

Ağaçtaki kedi bana doğru aşağıya geldi.

Biz mesajın doğru olduğunu düşündük.

Doğru akıl bir yerde kalmayan akıldır.

O, iş için doğru kişidir.

Doğru olanı yapın.

Doğru olduğunu düşündüğün şeyi yap.

Neyin doğru olduğuna inandığını açıkça söyleme cesaretine sahip olmalısın.

Doğru olduğuna inandığınız şeyi yapın.

Şu ana kadar hiçbir şey doğru değil.

Doğru zaman nedir?

Doğru cevabı işaretleyin.

Lütfen doğru cevabı kontrol edin.

Lütfen doğru cevabı daire içine alın.

Bana doğru saati söyle, lütfen.

Tom'un dün gece geç saatlere kadar çalıştığını duydum. Doğru mudur?

Herkes cümlelerin doğru seslendirilmesini ve doğru bir biçimde yazılmasını sağlamak için yardımcı olabilir.

Herkes cümlelerin doğru seslendirilmesini ve doğru bir biçimde yazılmasını sağlamak için yardımcı olabilir.

Tom ve arkadaşları sahile doğru gitti.

Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.

" Olabilir miydi...? Dima merak etti. Sonunda doğru Al-Sayib aldım mı?

O plaja gitti, ve denizin üzerinden ufka doğru baktı.

O, kütüphanede annesine doğru koştu.

Uzun bir deve kervanı Batıya doğru gidiyordu.

Ada Japonya'nın batısına doğru uzanır.

Kule mavi gökyüzüne doğru yükseldi.

Kule sola doğru hafifçe eğildi.

Topu duvara doğru çekti.

Neyin doğru olmadığını asla söylemem.

Köpek geriye doğru yürüdü.

At yolun aşağısına doğru tırıs gitti.

Utanma. Telaffuzun az çok doğru.

Ben onun doğru olduğunu düşündüm.

Bu, istasyona giden doğru yol mu?

İstasyon otelin batısına doğru.

Bu haberin doğru olduğunu kanıtladı.

Haber doğru olabilir.

Haberin doğru olduğu çıktı.

Onun bir dinleme cihazı olup olmadığını bilmiyorum, fakat bu yazılım doğru olarak çalışmıyor.

O doğru değil.

Eğer anlıyorsan, öyleyse onu doğru dürüst yap.

Affedersiniz. Beni en yakın tramvay istasyonuna doğru yönlendirebilir misiniz?

Onun söylediğinin bir bakıma doğru olduğunu düşünüyorum.

Sanırım onun söylediği bir bakıma doğru.

Bu kurs doğru telaffuz öğrenmenize yardımcı olacaktır.

Dürüst olmak gerekirse, ben dünyada en doğru kişi değilim.

Ancak, miktar doğru değildi.

O doğru olamaz.

Tekne denize doğru sürüklendi.

Gemi kıyıya doğru gitti.

Sıraya gir ve kapıya doğru düzenli olarak yürü.

Başı bir tarafa doğru hafifçe eğik, sessizce ayakta durdu.

Yol batıya doğru hafifçe kıvrılır.

Soruya verdiğin cevap doğru değildir.

Cümle dil bilgisi yönünden doğru değildir.

Nesne, yanıp sönen ışıklar vererek, güneye doğru uçtu.

Kanıtlayamasan bile neyin doğru olduğuna inanırsın?

Siz bir şeyi kanıtlamaya çalışırken, bu onun doğru olduğunu bilmenize yardım eder.

Bize doğru yolu göster.

Güneş batarken, hepimiz eve doğru hareket ettik.

Biz, onun bu iş için doğru adam olduğunu keşfettik.

Kadın sandalyeden kalktı ve kapıya doğru baktı.

Denizaltı yüzeye doğru ince bir buz tabakasını yarıp geçmek zorunda kaldı.

Toplantıdan sonra o doğrudan masasına doğru yöneldi.

Eğer doğru olarak hatırlıyorsam, onlar kuzenler.

Doğru olan cümleleri değiştirmeyiniz. Bunun yerine, doğal-görünen alternatif çeviriler önerebilirsiniz.

Bildiğim kadarıyla, söylenti doğru değildir.

Yarın sabah memleketine doğru yola çıkıyor.

Ben teşekkürlerimi ifade etmek için doğru kelimeleri düşünemiyorum.

Hastanın durumu daha iyiye doğru yöneldi.

Nihayet akşama doğru yağmur durdu.

Onlar kapıya doğru yürüdü.

Kafaları karışmış gezginler yanlış şehre doğru yöneldiklerini fark ettiler.

Yangın, gece yarısına doğru patlak verdi.

Çoğu durumda, onun cevapları doğru.

Ben söylediğini doğru bulmuyorum fakat onu söyleme hakkını ölünceye kadar savunacağım.

Eğer doğru hatırlıyorsam, Tom arabasını Mary'ye sadece 500 dolara sattı.

Eğer doğru hatırlıyorsam, o, Tom'un Mary'nin düğününde söylediği şarkı.

Dikkatli olun anne, onlar size doğru geliyor.

Kapıya doğru yöneldi ve kaçmaya çalıştı.

Also check out the following words: randevu, yardımınıza, minnettar, oluruz, yorumlarınızı, duyabilir, Bunda, anonim, uzunluğunu, ölçtü.