Turkish example sentences with "içecek"

Learn how to use içecek in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Sana bir içecek ısmarlayacağım.
Translate from Turkish to English

İnsanlar, ambalajlar ve gazlı içecek kutuları gibi çöplerini doğaya atmaktadırlar.
Translate from Turkish to English

Yetişkin Japon erkeklerinin yüzde altmışı düzenli olarak alkollü içecek içerler.
Translate from Turkish to English

Lütfen bana bir içecek verin.
Translate from Turkish to English

Bu içecek açıkça çayla aynı tada sahip.
Translate from Turkish to English

Bu içecek açıkça çay ile aynı tadı içeriyor.
Translate from Turkish to English

Biz içecek suyun temini için nehre bağlıyız.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye içecek bir şey isteyip istemediğini sordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'den içecek sıcak bir şey istedi.
Translate from Turkish to English

Tom'un dün içecek bir şeyi yoktu.
Translate from Turkish to English

Tom'un otomattan bir içecek satın almak için yeterli bozuk parası yoktu.
Translate from Turkish to English

Bana içecek güzel bir şey ver.
Translate from Turkish to English

Benden içecek istemekten vazgeç! Git onu kendin al.
Translate from Turkish to English

Tom içecek soğuk bir şey istedi.
Translate from Turkish to English

Buradaki net-kafeler öğrencilere yiyecek ve içecek sağlamaktadır; ücretler yaklaşık saati bir pounddan başlamaktadır.
Translate from Turkish to English

Tom'un içecek çok suyu yoktu.
Translate from Turkish to English

Tom'un içecek bir şeyi yok.
Translate from Turkish to English

Sana sıcak bir içecek hazırlayabilir miyim?
Translate from Turkish to English

Tom'un içecek suyu yoktu.
Translate from Turkish to English

Bana içecek bir şey ver.
Translate from Turkish to English

Soğuk bir içecek için can atıyorum.
Translate from Turkish to English

En sevdiğin içecek hangisidir?
Translate from Turkish to English

Soğuk bir içecek için ölüyorum.
Translate from Turkish to English

En sevdiğiniz sıcak içecek nedir?
Translate from Turkish to English

Bana içecek soğuk bir şey ver.
Translate from Turkish to English

Bir içecek ya da bir şey alalım.
Translate from Turkish to English

O, ona içecek bir şey verdi.
Translate from Turkish to English

O, ona içecek soğuk bir şey verdi.
Translate from Turkish to English

Lütfen bana içecek sıcak bir şey ver.
Translate from Turkish to English

Şimdi içecek bir şey istiyorum.
Translate from Turkish to English

Tom'un içecek bir şeyi kalmamıştı.
Translate from Turkish to English

Sadece iki ya da üç içecek içtim.
Translate from Turkish to English

Sana içecek bir şey alayım.
Translate from Turkish to English

Lütfen bana içecek bir şey ver.
Translate from Turkish to English

O, içecek bir şey istedi.
Translate from Turkish to English

Bana içecek bir şey verir misin?
Translate from Turkish to English

Şimdi içecek soğuk bir şey istiyorum.
Translate from Turkish to English

Tom içecek bir şey istemiyor.
Translate from Turkish to English

Benden içecek bir şey istediler.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye içecek soğuk bir şey verdi.
Translate from Turkish to English

Neredeyse her gün alkolsüz bira içiyor çünkü bira onun en sevdiği içecek fakat her gün alkol içmek istemiyor.
Translate from Turkish to English

Bana içecek soğuk bir şey veremez misiniz?
Translate from Turkish to English

En sevdiğiniz alkolsüz içecek nedir?
Translate from Turkish to English

Bazen içecek çok fazla şey ancak yeterlidir.
Translate from Turkish to English

Sana içecek alabilir miyim?
Translate from Turkish to English

Lütfen bana içecek sıcak bir şey verin.
Translate from Turkish to English

Onlar meyveli içecek içtiler.
Translate from Turkish to English

Tom'un zaten içecek çok şeyi vardı.
Translate from Turkish to English

Tom bana içecek bir şey teklif etmedi.
Translate from Turkish to English

Gerçekten içecek çok fazla şeyimiz yoktu.
Translate from Turkish to English

Tom kendine bir fincan sıcak çikolata yaptı ama onu içecek zamanı yoktu.
Translate from Turkish to English

Bana bir içecek satın alabilir misiniz?
Translate from Turkish to English

Diğer içecek çeşitlerinden hoşlanmıyorum.
Translate from Turkish to English

Buzdolabında içecek bir şey var mı?
Translate from Turkish to English

Susadım. Lütfen bana içecek soğuk bir şey verin.
Translate from Turkish to English

Bütün yiyecek ve içecek çeşitleri lezzetlidir ve senin için yararlıdır, ama ne zaman, nerede ve hangi kalite olduğunu bilmek zorundasın.
Translate from Turkish to English

Bana bir içecek!
Translate from Turkish to English

Bütün gece yiyip içecek misin?
Translate from Turkish to English

Bize bir içecek alacağım.
Translate from Turkish to English

Bana soğuk bir içecek getirir misin, lütfen?
Translate from Turkish to English

Keşke içecek bir şeyim olsa.
Translate from Turkish to English

Tom içecek çok şey aldı.
Translate from Turkish to English

Ona içecek bir şey verildi.
Translate from Turkish to English

En çok içtiğim içecek kahvedir.
Translate from Turkish to English

En son ne zaman içecek bir şey aldın?
Translate from Turkish to English

Tom hararetli ve yorgun görünüyordu, ona soğuk bir içecek teklif edip, oturup dinlenmesini söyledim.
Translate from Turkish to English

Sıcak içecek bişey alabilir miyim?
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye bir içecek getirdi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye birkaç içecek aldı.
Translate from Turkish to English

Sana bir içecek almamı istiyor musun?
Translate from Turkish to English

Susadım. Bana içecek serin bir şey ver lütfen.
Translate from Turkish to English

Neden kendine içecek bir şey almıyorsun?
Translate from Turkish to English

Şimdi ihtiyacımız olan şey içecek bir şey.
Translate from Turkish to English

Şimdi ihtiyacımız olan şey içecek sıcak bir şey.
Translate from Turkish to English

Sana bir içecek satın almalıyım.
Translate from Turkish to English

Tom'a içecek bir şey ver.
Translate from Turkish to English

Sana içecek bir şey önerebilir miyim?
Translate from Turkish to English

Onlar bana içecek bir şey ikram etmediler.
Translate from Turkish to English

Bana içecek bir şey alır mısın?
Translate from Turkish to English

Tom'a içecek bir şey al.
Translate from Turkish to English

Burada içecek bir şey var mı?
Translate from Turkish to English

Birkaç dakika önce sıcak bir içecek istedim.
Translate from Turkish to English

Buyur, içecek bir şey al.
Translate from Turkish to English

Sana içecek bir şey sunabilirim.
Translate from Turkish to English

Sana içecek bir şey sunabilir miyim?
Translate from Turkish to English

Sana içecek bir şeyler alacağım.
Translate from Turkish to English

Dışarı çıkmak ve içecek bir şey almak ister misin?
Translate from Turkish to English

Tom'a yiyecek ya da içecek bir şey verdin mi?
Translate from Turkish to English

Bana içecek bir şey getir.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye içecek bir şey verdi.
Translate from Turkish to English

Neden kendine buzdolabından içecek bir şey almıyorsun?
Translate from Turkish to English

Tom içecek bir şey istiyordu.
Translate from Turkish to English

Ona içecek bir şey ver.
Translate from Turkish to English

Bize içecek bir şey al.
Translate from Turkish to English

Onlara içecek bir şey al.
Translate from Turkish to English

Ona içecek bir şey al.
Translate from Turkish to English

Bize içecek bir şey ver.
Translate from Turkish to English

Onlara içecek bir şey ver.
Translate from Turkish to English

Sana içecek bir şey alacağım.
Translate from Turkish to English

Tom içecek bir şeye ihtiyacı olduğunu söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye içecek sıcak bir şey verdi.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: Vejetaryen, Fare, Git, de, kediyi, çağır, Aşçı, Hollanda, ülkedir, mu.