Turkish example sentences with "haberi"

Learn how to use haberi in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Haberi duyunca hayal kırıklığına uğradık.

Haberi herkes duymuş.

Haberi söylentilerden duydum.

Haberi duysa, şoka girer.

O, haberi anlattı.

Haberi duyduğunda, o şaşırmış olabilir.

Birinin anneme haberi söylediğini duydum.

Sanırım, haberi duymuş olacaksın.

Annem haberi duyunca sarardı.

Kaza haberi benim için büyük bir şok oldu

Kaza haberi kamu alarmına neden oldu.

Oğlunun kazada yaralandığı haberi ona büyük bir şoktu.

Haberi duydunuz mu?

Haberi duyar duymaz, o gözyaşlarına boğuldu.

Haberi duyduğunda, o mutlu değildi.

Ben, haberi duyduğum için üzgünüm.

Haberi duyduğumda hayal kırıklığından başka bir şey hissedemedim.

Haberi duyduğumda çok üzgün hissettim.

Ben haberi radyoda duydum.

Haberi yüz kelimeye kadar kısalt.

O, haberi duyduğunda mutlu değildi.

O, haberi duyar duymaz gözyaşlarına boğuldu.

Şüphesiz haberi duydun.

Üzücü haberi duyduktan sonra, o, gözyaşları içinde yıkıldı.

O haberi dinlediğinde titriyordu.

O, haberi duyunca şaşırdı.

O, haberi duyunca çok şaşırdı.

Bayan White ona haberi söylediğimde gözyaşlarına boğuldu.

O, John haberi duyduğu için çok memnun olması gerektiğini söyledi.

Tom haberi duyduktan sonra yüksekten uçuyordu.

Tom Mary'yi yalnız bulur bulmaz, ona kötü haberi söyledi.

Üzücü haberi duyduğunda, gözyaşlarına boğuldu.

Tom, Mary'ye kötü haberi söylemeyi mümkün olduğu kadar uzun süre erteledi.

Tom Mary'nin haberi bilmek isteyeceğini düşündü.

Radyodaki haberi duydun mu?

Ona o haberi söylediğimi hatırlıyorum.

Haberi ona söyleyen kişi ben olmak istemem.

Tom haberi duyduğunda şaşkına döndü.

Tom Mary'ye kötü haberi söyledi.

Haberi size kim söyledi?

Koko'ya haberi söylediğimde, o yaklaşık on dakika boyunca sessiz kaldı.

Tom haberi duymak için güçlükle sabrediyordu.

Tom Mary'ye üzücü haberi söylemek istemiyordu.

Büyük haberi ona söyledim.

O haberi nasıl aldı?

Haberi duyduğuma memnun oldum.

Haberi duydun mu?

O, haberi duyduğuna memnun.

Haberi duyduğuma mutlu oldum.

O, henüz haberi duymadı.

Onun ölüm haberi yayıldı.

Haberi duyduğumda bağırdım.

Haberi radyoda duydu.

O haberi Hashimoto'dan aldım.

O, haberi duyduğuna memnun oldu.

O haberi duyduğuna şaşırdı.

Haberi duyduğumda çok rahatladım.

Haberi duyduğuma çok memnun oldum.

Radyodaki haberi dinledin mi?

Bazı gazeteler haberi çarpıttılar.

Biz haberi duyduğumuza şaşırdık.

Haberi ne zaman duydun?

O, haberi yokmuş gibi davrandı.

Kötü haberi duyduktan sonra ağladı.

Kötü haberi duymaya hazır mısın?

Kusura bakmayın ama ona bu haberi yüz yüze söylemek istiyorum.

Temmuz ayı başlarında, onlar haberi aldılar.

Haberi duymak istedi.

Haberi duyduğuma şaşırdım.

Gazeteler bu haberi vermedi.

Karşılaştığım herkese haberi anlattım.

Haberi duyduğuma çok mutlu oldum.

Haberi duyduğunda ağladı.

Bana söyleyecek biraz acil haberi vardı.

Kocasının bir kazada hayatını kaybettiği haberi ona büyük bir şok oldu.

Haberi duyduklarında ağladılar.

Haberi dinlemek için güçlükle bekleyebildim.

Tom haberi Mary'ye söyleyeceğine söz verdi.

Haberi duymak için güçlükle bekleyebildi.

Haberi güvenilir bir kaynaktan aldım.

Haberi duyduğuma çok şaşırdım.

Saatler içinde, dünya haberi öğrendi.

Haberi duyduğunda sapsarı kesildi.

Birkaç gazete haberi yayınladı.

Haberi duyduğunda ruhen yıkıldı.

Onu kenara aldı ve ona haberi anlattı.

Haberi duyunca çok mutlu oldum.

Onun ölüm haberi beni şok etti.

Haberi duyduklarına şaşıracaklar.

Kötü haberi duyduğunda ruhen yıkıldı.

Haberi duyduğumda ağlayacak gibi hissettim.

Haberi duymamızdan uzun süre önce değildi.

Haberi duyduğunda benzi sarardı.

Haberi duyunca, benzi sarardı.

Orada tanıştığı herkese haberi anlattı.

Ebeveynlerim haberi duyduğuna şaşırdı.

Haberi biliyordu ama kendisine sakladı.

Haberi daha dün duydum.

Haberi duyunca, herkes sessizdi.

Haberi duyduğunda, gözyaşlarına boğuldu.

Kötü haberi duyunca bayıldı.

Also check out the following words: edebiliriz, Otuz, birci, Öğle, yemeğinden, gidebiliriz, Pirinç, ılıman, ülkelerde, yetişir.