Turkish example sentences with "evet"

Learn how to use evet in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

"Siz bir öğretmen misiniz?" "Evet, öğretmenim."

"O bir kitap okuyor mu?" "Evet, o okuyor."

"Akşam yemeğinden sonra ders çalışacak mısın?" "Evet, çalışacağım."

"O genç mi?" "Evet, genç."

Evet.

"Bir öğretmen misin?" "Evet."

Evet, benim adım Karen Smith.

Evet, Bob bana yardım etti.

Evet, ben Sapporo'danım.

Kendisine "HAYIR" dedi. Yüksek sesle "EVET" dedi.

"EVET" işareti vererek yanıtladı.

Evet, bunu bilerek yaptım.

Evet. Hayır. Belki. Bilmiyorum.

Pekala, evet, fakat herhangi bir kişinin haberdar olmasını istemiyorum.

Evet, anlıyorum. Teşekkür ederim.

Evet, bence oraya gitmelisin.

Evet, lütfen.

Evet, iyi bir fikrim var.

Evet olması koşuluyla, bir kadına son sözü söyleyebilirsin.

Sadece evet ya da hayır ile cevap verilebilen sorular sorun.

" Evet bu," o devam etti, "faturaların tutulduğu yerdir."

" Sporları sever misiniz?" "Evet, diğer şeyler arasında, beyzboldan hoşlanırım."

Evet, gitme zamanı.

Evet. Ben onu yarına kadar okumak zorundayım.

Evet. Biz çok dikkatli olmalıyız.

Evet. Onun tarafından yapılan resimlere herkes hayran.

Evet, Bob, geleceğiz.

Evet, bunu kasıtlı yaptım.

"Benimle misin? " "Evet"

Evet, gördüğünüz her şeyi gösterebilirsiniz.

" İçeri girebilir miyim?" "Evet, kesinlikle. "

O onun yorgun olup olmadığını sorduğunda, O "evet" dedi.

O genç mi? Evet.

Tom evet demezdi.

Tom evet derdi.

Evet, o zaman zaman olur.

Tom tam olarak evet demedi.

Evet, bir dakika içerisinde seninle birlikte olacak.

"Evet, portakal suyu lütfen," diyor Mark.

Evet, uzun bir zaman oldu.

"Bill Japonya'da mıydı?" "Evet, öyleydi."

“Yazmak için bana bir şey ver.” “Bu olur mu?” “Evet, olur.”

Evet, bunu biliyorum.

Sadece evet ya da hayır de.

Evet, o doğru.

O evet demeyecek.

Evet. Ben de öyle düşünüyorum.

Evet. Siz çok haklısınız.

Evet, ne kadar bunlar?

O zaten Evet dedi.

O, bana ne zaman evet diyeceğimi öğretti.

Onun evet diyeceğini sanmıyorum.

Tom cevabın evet olduğunu düşünüyor.

Evet, o muhtemelen eve gelecek.

"Kekten hoşlanır mısın?" "Evet, hoşlanırım."

Evet, biliyorum.

Evet, elbette.

Evet, gidebiliriz.

Cevap evet idi.

Evet, çok hoş bir akşam.

Herkes evet oyu verdi. Kimse itiraz etmedi.

Tom Mary'nin evet diyeceğini düşünmüyor.

"Gitar çalabiliyor musun?" "Evet, çalabiliyorum."

Evet, yarın izne çıkacağım.

Evet, bu benim birliğim.

Evet, bu bir şarap.

Evet, bu benim sözlüğüm.

Onlardan bazıları evet dedi ve diğerleri hayır dedi.

Evet, doğru!

Evet dedin mi?

Umarım Tom evet der.

Evet demek istedim.

Bu bir evet mi yoksa bir hayır mı?

Evet, portakal suyu lütfen.

"O bir saat mi aldı?" "Evet, aldı."

"O saat mi satın aldı?" "Evet, öyle."

Evet, geliyorum.

Tom'un evet dediğine inanamıyorum.

"Bu haftadan itibaren havuz sezonu değil mi?" "Ah evet. O zaman gidip bir mayo almalıyım."

Sanırım o evet anlamına geliyor.

Sanırım evet demeliydik.

Evet demeliydim.

Evet dedim.

Evet, gideceğim.

Evet hastalıktan yeni yeni kurtuluyorum.

Evet, bana ev ödevimde yardımcı olabilir misin, rica ediyorum.

Evet Bostonluyum ve hayattan zevk alıyorum.

Evet, çok susadım.

Evet!

Evet dediler.

Tom başını sallayarak evet dedi.

Evet, evet, şüphesiz.

Evet, evet, şüphesiz.

Tom evet diyecek.

"O genç mi?" - "Evet."

İçinden "HAYIR" dedi. Sesli olarak "EVET" dedi.

Evet, ben de bir öğrenciyim.

Evet, bugün cuma.

“ Siz öğrenci misiniz?” “Evet, öğrenciyiz.”

“ Siz öğrenci misiniz?” “Evet, öyleyiz.”

Keşke evet diyebilsem.

Also check out the following words: tür, tip, evden, hoşlanmıyorum, ayakkabılardan, bölgede, kitapçı, yiyor, katılacağım, harcadım.