Turkish example sentences with "geldi"

Learn how to use geldi in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Yalnızca birkaç kişi vaktinde geldi.

Eşyalar dün geldi.

Kızım evlenebilecek yaşa geldi.

Bahar geldi.

Kız bayıldı, fakat biz onun yüzüne su döktüğümüzde o kendine geldi.

O dün bizi görmek için geldi.

O, Amerika Birleşik Devletleri'nden geldi

O, Amerika Birleşik Devletleri'nden geldi.

Türk darbesi 12 Eylül 1980'de meydana geldi.

Cinsel taciz artık şimdi sosyal bir sorun haline geldi.

Hangisi ilk olarak geldi? Yumurta mı yoksa tavuk mu?

Lucy Amerika'dan geldi.

O, otobüsle mi yoksa trenle mi geldi?

O, partiye geç geldi.

Bak! Tren geldi!

İlkbahar bitti ve yaz geldi.

Geldi.

Hata ne zaman meydana geldi?

Hata baştan sağda mı yoksa sonradan mı meydana geldi? - Ne zaman?

Aklıma iyi bir fikir geldi.

Öğrenci, Londra'dan geri geldi.

O, her zamanki gibi geç geldi.

Helen, geçen sene Japonya'ya geldi.

Bütün gökyüzü aydınlandı ve bir patlama meydana geldi.

Onun okula gitme zamanı geldi.

Önce o geldi. Bu nedenle iyi bir koltuk aldı.

Senin saç tıraşı olmanın zamanı geldi.

Öğleden sonra saat üçte geldi.

Sonunda aklıma güzel bir fikir geldi.

Cüzdanı evde unuttuğum aklıma geldi.

Kızlar kalabalığa doğru şarkı söyleyerek geldi.

Ciddi olmanın zamanı geldi.

Mary daha yeni eve geldi.

Büyük hayallerle Tokyo'ya geldi.

Bay Smith geldi.

O çoktan geldi mi?

Pencereden geldi.

O buraya öğleden önce geldi.

Ağaçtaki kedi bana doğru aşağıya geldi.

O, üç günden sonra geri geldi.

Oh! O nereden geldi?

Sibirya yoluyla Londra'ya geldi.

Dün beni görmeye kim geldi sanıyorsun?

Araba tarlaya daldı ve bir süre sarsıldıktan sonra durma noktasına geldi.

Öğrencilerin üçte ikisi toplantıya geldi.

O, Amerika'dan geri geldi.

Lucy üç gün önce beni görmeye geldi.

Linda gece eve geç geldi.

Linda binaya geldi.

O şimdi eve geldi. Bunu bilmiyor muydunuz?

O az önce eve geldi.

O, son tren için tam zamanında geldi.

O, büyük bir demet çiçek taşıyarak geldi.

O, büyük bir arabada geldi.

Ofisteki en iyi arkadaşı onu ziyaret etmek için geldi.

Kaza ne zaman meydana geldi?

Cuma akşamı, üç adam Bay White'ın oteline geldi ve üç oda istedi.

Kaza benim dikkatsizliğim nedeniyle meydana geldi.

Otobüs, on dakika geç geldi.

Geleceğini söyledi ve geldi.

Son anda aklına iyi bir fikir geldi.

Lincoln Gettysburg gün batımında geldi.

Yaşlı bir adam geldi ve Lincoln'la tokalaştı.

O, Kyushu'dan tüm yolu Mona Lisa'yı görmek için geldi.

O defalarca geldi.

Nihayet, Japonya'nın bu bölümüne bahar geldi.

Gece Hz.İsa'ya geldi ve dedi...

Onlar barış yapmak için geldi.

Onlar barış istemek için geldi.

O bir tatil için Fransa'ya geldi.

O, evime geldi.

O, aceleyle onun başucuna geldi.

O, Japonya'ya çocuk olarak geldi.

Bana o bir şey gizliyor gibi geldi.

Bizim için sürpriz oldu, Tom Mary ile bizim partiye geldi.

O bir saat sonra geri geldi.

Gitmem için zaman geldi.

O, onunla birlikte mi geldi?

O, tam ben evden ayrılırken geldi.

Tren geldi.

Yol bir çıkmaz sokağa geldi.

Tom pazartesi geldi ve ertesi gün geri döndü.

Otobüs iki dakika erken geldi.

Atalarımız 150 yıl önce bu ülkeye geldi.

O dün seni görmeye geldi.

Al Smith'in ebeveynleri İrlanda'dan geldi.

O, geçen ağustos ayında geri geldi.

Olaylar tam onun tahmin ettiği gibi meydana geldi.

Tom şimdi eve geldi.

Konuşmada yeni bir konu gündeme geldi.

Bay Davis Japonya'ya İngilizce öğretmek için mi geldi?

Okul müdürü, öğretmenden sonra içeri geldi.

Medyanın onun sözleşmesi ile ilgili bir söylenti rüzgarı vardı ve hızlı geldi.

İşe gitme zamanı geldi.

Ben ona telefon etmek üzereyken, ondan bir mektup geldi.

En fazla 50 kişi geldi.

Gözlüğümü değiştirmenin zamanı geldi de geçti bile!

John zaten istasyona geldi.

Bana, saatim bozulmuş gibi geldi.

Birkaç öğrenci kütüphaneye geldi.

Sürpriz oldu, Tom partimize Mary ile birlikte geldi.

Also check out the following words: kutudaydı, saçın, Gökyüzünde, görülebilecek, Kasabaya, yoldaydım, bulut, Zemin, ıslanmıştı, Sahada.