Turkish example sentences with "göstermek"

Learn how to use göstermek in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

"Resim Düzeni" çerçevesi resim kutusundaki resmi göstermek için farklı seçenekler sunar. Buradan seçebileceğiniz dört düzen vardır. Ortala ile resminiz resim kutusuna ortalanacaktır. Otomatik boyutlandır ile resminiz otomatik boyutlandırılacaktır. Uzat ile, resminiz resim kutusunun boyutuna göre büyütülecektir ve Otomatik zum ile ise resminiz resim kutusuna yakınlaştırılacaktır.

Yeteneğini göstermek için bu az bulunur fırsatı en iyi şekilde kullanmalısın.

O kendini daha uzun göstermek için yüksek topuklu ayakkabılar giyiyor.

Herkes yeni kelimeleri göstermek için veritabanını besleyebilir.

Tom'un Mary'ye göstermek istediği bir şey vardı.

Arkadaşım 18'indeymiş gibi göstermek için kimliğinde oynama yaptı.

Tom'un sana göstermek için bekleyemediği bir şeyi var.

Tom sınıfa göstermek için bazı resimler getirdi.

Bu onun ne kadar dürüst olduğunu göstermek için hizmet vermektedir.

Susan, öfkesini göstermek için kasıtlı olarak tabak kırdı.

Ben, başkan olarak Don Jones'u aday göstermek istiyorum.

Ben size onu göstermek istedim.

Kabul ettiğimi göstermek için başımı salladım.

Tom sana bir şey göstermek istiyor.

Başkalarını göstermek kabalıktır.

İnsanları parmakla göstermek kabalıktır.

Minnettarlığımı onlara göstermek istedim.

Sana bir şey göstermek istiyorum.

Bilgisayar programcıları her gün noktalı virgül kullanmalarına rağmen, bugünlerde birçok insan noktalı virgülleri sadece duyguları göstermek için kullanmaktadır.

Bana bir şey göstermek istediğini biliyordum.

Sana göstermek istediğim bir dergi makalem var.

Tom'a senin kitabını göstermek istedim.

Niyetim Tom'a bu mektupları göstermek.

Tom'un isteklerine saygı göstermek zorundaydım.

Tom'un isteklerine saygı göstermek zorundaydım, bu yüzden gittim.

Kolların ve dizin mor olsa onları saklamak mı istersin yoksa göstermek mi?

Biliyorum, duygulandığımı askerlere göstermek istedin, değil mi?

Bana ne göstermek istedin?

Başkalarına saygı göstermek gerekli.

Ofisimde sana bir şey göstermek istiyorum.

Bana bir şey göstermek istediğini biliyorum.

Sana göstermek istediğim bir şey buldum.

Bana bir şeyler göstermek istedin mi?

İnsanları parmakla göstermek terbiyesizlik.

Tom, sana bir şey göstermek istiyorum.

Sana bir şey göstermek zorundayım.

Ted amca, pandaları göstermek için bizi hayvanat bahçesine götürdü.

Tom'a kenti göstermek istiyorum.

Hızla tepki göstermek zorundaydık.

Bana apartmanını göstermek ister misin?

Tom, sana bir şey göstermek zorundayım.

Size göstermek istediğim bir şey var.

Bize ne göstermek istiyordun?

Çirkin biri, kendini güzel göstermek için, güzelliğin tanımını bile değiştirmeye kalkabilir.

Sana büroda bir şey göstermek istiyorum.

Tom onu nasıl yaptığını bana göstermek için söz verdi.

Sana göstermek istediğim bir şey var.

Şimdi ne kadar iyi dans edebileceğimi sana göstermek istiyorum.

Sana harika bir şey göstermek istiyorum.

Sana büyük bir şey göstermek istiyorum.

Size çok özel bir şey göstermek istiyorum.

Mary herkese nişan yüzüğünü göstermek için elini uzattı.

En kısa sürede bunu Tom'a göstermek istiyorum.

Öğretmen onun yok olduğunu göstermek için onun adının yanına bir işaret koydu.

Sana güzel şehrimi göstermek istiyorum.

O, muhtemelen insanların gerçekten protesto yapmak yerine sadece boy göstermek için gösterilere gittiklerini kastediyordu.

Bize bir şey göstermek istediğini söyledin.

Hadi, sana bir şey göstermek istiyorum.

Sanırım doğayı korumak için herkes çaba göstermek zorunda.

Sana yapılabilecek bir yol daha göstermek istiyorum.

Tom'un bana verdiği şeyi göstermek istiyorum.

Onlara senin kitabını göstermek istedim.

Ona senin kitabını göstermek istedim.

Onlara bir şey göstermek zorunda kaldım.

Ona bir şey göstermek zorunda kaldım.

Ona bir şey göstermek zorunda kaldım

Beni izleyin, size güzel bir şey göstermek istiyorum.

Onlara saygı göstermek zorundasın.

Ona saygı göstermek zorundasın.

Onu nasıl yapacağını sana göstermek istiyorum.

Bugün ne aldığımı Tom'a göstermek istiyorum.

Aymara kültüründe birinin ebeveynlerine saygı göstermek esastır.

Tom Mary için yaptığı şeyi göstermek istediğini söyledi.

Önce, sana göstermek istediğim bir şey var.

Tom'a göstermek istediğim bir şey var.

Sana göstermek zorunda olduğum bir şey var.

Tom'a hatalı olduğunu göstermek istiyorum.

İnsanları parmakla göstermek toplumsal açıdan kabul edilebilir bir şey değildir.

Sana göstermek istediğim bir yer var.

Kız arkadaşına merhamet göstermek zorundasın.

Bekle. Sana bir şey göstermek istiyorum.

Diğerlerini göstermek kabalıktır.

Bunu size göstermek istedim.

Tom'un bu resmini sana göstermek istiyorum.

Tom'a bir şey göstermek zorunda kaldım.

Buraya gel. Sana bir şey göstermek istiyorum.

Tom'a bir şey göstermek zorundaydım.

Sana üzerinde çalıştığım bir şey göstermek istiyorum.

Aşırı tepki göstermek istemiyorum.

Sana başka bir şey göstermek istiyorum.

Sana bir şey göstermek istiyorum, Tom.

Önce sana bir şey göstermek istiyorum.

Sana göstermek istediğim bir şeyim var.

Sana göstermek istediğim çok şey var.

Henüz onu Tom'a göstermek istemiyorum.

Sana göstermek istediğim bir resmim var.

Sana göstermek istediğim bir gazete makalesi var.

Tom uzlaşmasını göstermek için başını salladı.

Tom'un bize göstermek istediği bir resmi var.

Tom'un Mary'ye göstermek istediği bir resmi var.

Bir saat içinde onu Tom'a göstermek istiyorum.

Also check out the following words: günlerden, ağır, hafif, Affedersiniz, tuvalet, kalkarım, yemedim, Xinqiao, Restoranı, düzine.