Learn how to use gönüllü in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Az sayıda fil Avrupa'ya gitmek için gönüllü olurdu.
Translate from Turkish to English
Uluslararası konferansta gönüllü bir çevirmen olarak çalışıyor.
Translate from Turkish to English
Şirket insanların gönüllü olarak istifa etmeleri için yalvardı.
Translate from Turkish to English
Alçak gönüllü adam komşuları ile iyi geçiniyor.
Translate from Turkish to English
O, gönüllü faaliyetine kendini adamış.
Translate from Turkish to English
O, gönüllü olarak çalışmaya karar verdi.
Translate from Turkish to English
Bu organizasyon gönüllü katkılara bağlıdır.
Translate from Turkish to English
O, gönüllü olarak annesinin temizlik yapmasına yardımcı oldu.
Translate from Turkish to English
O, gönüllü olarak size destek veriyor.
Translate from Turkish to English
Tom gönüllü olarak çalışır.
Translate from Turkish to English
Tom çok fazla gönüllü iş yapar.
Translate from Turkish to English
Tom bir kobay olmak için gönüllü değildi.
Translate from Turkish to English
Tom kesinlikle gönüllü olmayacak.
Translate from Turkish to English
Tom hâlâ lisede iken evsizler barınağında bir gönüllü olarak çalışmaya başladı.
Translate from Turkish to English
Tom onu gönüllü olarak yaptı.
Translate from Turkish to English
Tom'un gönüllü iş için fazla zamanı yok.
Translate from Turkish to English
O, ona yardım etmek için gönüllü oldu.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'ye yardımcı olmak için gönüllü oldu.
Translate from Turkish to English
Hiç gönüllü iş yaptın mı?
Translate from Turkish to English
Onunla birlikte toplantıya gitmek için gönüllü oldu.
Translate from Turkish to English
Hiç çocuğum olmadığından, gönüllü iş yapmak için ebeveynlerin harcadığından daha çok harcayacak zamanım var.
Translate from Turkish to English
O, işi yapmak için gönüllü oldu.
Translate from Turkish to English
Benim için herhangi bir şeyi yapmaya gönüllü.
Translate from Turkish to English
Bir gönüllü olarak çalışan bir arkadaşım var.
Translate from Turkish to English
Yaşlandıkça, daha alçak gönüllü oldu.
Translate from Turkish to English
Kendini gönüllü çalışmaya adadı.
Translate from Turkish to English
Onu gönüllü olarak yaptım.
Translate from Turkish to English
Bay Smith tanıdığım kadarıyla alçak gönüllü bir adamdı.
Translate from Turkish to English
Niçin bunu yapmaya gönüllü oldun?
Translate from Turkish to English
Tom bir şey denemek için gönüllü.
Translate from Turkish to English
Oh, o kadar alçak gönüllü olma.
Translate from Turkish to English
Neden gönüllü olacaktım ki? Nasıl olsa gideceğimi biliyordum.
Translate from Turkish to English
Gönüllü olmak mı yoksa emirlere uymak mı bana saygı kazandırır?
Translate from Turkish to English
Benim gönüllü olmama gerek var mıydı, nasıl olsa son görevi yapmaya ben gidecektim, değil mi?
Translate from Turkish to English
Gönüllü olarak çalışıp çalışmadığım merak ediliyor mu?
Translate from Turkish to English
Neden bu iş için gönüllü olmamı istiyorsun?
Translate from Turkish to English
Tom sadece alçak gönüllü.
Translate from Turkish to English
Tom alçak gönüllü oluyor.
Translate from Turkish to English
O gönüllü değil.
Translate from Turkish to English
Gönüllü olmadım.
Translate from Turkish to English
Lütfen alçak gönüllü özrümü kabul et.
Translate from Turkish to English
Gönüllü müsün?
Translate from Turkish to English
Kim gönüllü?
Translate from Turkish to English
Gönüllü olduk.
Translate from Turkish to English
Gönüllü oldum.
Translate from Turkish to English
Kimseye ruhi ve fiziki zarar vermeyecekseniz size gönüllü yardımcı olacağım.
Translate from Turkish to English
Tom bu itirafı gönüllü olarak imzaladı mı?
Translate from Turkish to English
Tom gönüllü olduğunda riskleri biliyordu.
Translate from Turkish to English
Gönüllü olduğumuzda risklerin ne olduğunu hepimiz biliyorduk.
Translate from Turkish to English
Okulda etraftakilere soracağım ve herhangi birinin bize yardım etmek için gönüllü olmayı isteyip istemeyeceğini anlayacağım.
Translate from Turkish to English
Yardım etmek için gönüllü olman harika.
Translate from Turkish to English
Tom bulaşıkları yıkamak için gönüllü oldu.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin bulaşıkları yıkamasına yardım etmek için gönüllü oldu.
Translate from Turkish to English
Hiç gönüllü var mı?
Translate from Turkish to English
Hiç kimse gönüllü olmak istemedi.
Translate from Turkish to English
Yardım için gönüllü olmana sevindim.
Translate from Turkish to English
Kaç tane gönüllü aldınız?
Translate from Turkish to English
Bayan Smith aktif olarak gönüllü bir işle meşgul.
Translate from Turkish to English
Yarışmada elli gönüllü var.
Translate from Turkish to English
Bana yardım etmesi için bir gönüllü istiyorum.
Translate from Turkish to English
Sihirbaz, seyircilerden bir gönüllü istedi.
Translate from Turkish to English
Tom gönüllü bir itfaiyecidir.
Translate from Turkish to English
Yardım etmeye gönüllü müsün?
Translate from Turkish to English
Yardım etmek için gönüllü kişi ben değilim.
Translate from Turkish to English
Tom işi yapmak için gönüllü oldu.
Translate from Turkish to English
Kimse gönüllü olmak istemiyor.
Translate from Turkish to English
Tom gönüllü oldu.
Translate from Turkish to English
Gönüllü olmadığımı nasıl biliyorsun?
Translate from Turkish to English
Tom'un bize yardım etmek için gönüllü olacağını umuyorum.
Translate from Turkish to English
Gönüllü olarak mı buradasın?
Translate from Turkish to English
Hiç gönüllü iş yapar mısın?
Translate from Turkish to English
ENERGY STAR, işletmelerin ve bireylerin tasarruf yapmasına ve üstün enerji verimliliği ile iklimimizi korumasına yardımcı olan bir ABD Çevre Koruma Ajansı gönüllü programıdır.
Translate from Turkish to English
Tom'un bize yardım etmek için gönüllü olduğundan oldukça eminim.
Translate from Turkish to English
Onun sorularını cevapladım ama herhangi bir bilgi için gönüllü olmadım.
Translate from Turkish to English
Gönüllü olma hakkında kim bir şey söyledi?
Translate from Turkish to English
Tom bize yardım etmek için gönüllü oldu.
Translate from Turkish to English
Yüzlerce polis ve gönüllü yoğun çalılık alanda üç yaşındaki kayıp çocuğu arıyor.
Translate from Turkish to English
Hiç kimse gönüllü değil.
Translate from Turkish to English
Hiç kimse gönüllü olmuyor.
Translate from Turkish to English
Hiç kimse gönüllü olmadı.
Translate from Turkish to English
Bunun için gönüllü oldun.
Translate from Turkish to English
Tom bir gönüllü.
Translate from Turkish to English
Bütün üyelerimiz gönüllü.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin ona gitarını vermek için gönüllü olacağını düşünmüyor.
Translate from Turkish to English
Ben gönüllü olurdum.
Translate from Turkish to English
Tom'la gitmek için gönüllü olmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Daha fazla gönüllü arıyoruz.
Translate from Turkish to English
Biz bir gönüllü arıyoruz.
Translate from Turkish to English
Gönüllü grup savaş mağdurlarının yiyecek ve ilaç eksikliğini gideriyor.
Translate from Turkish to English
Ben gönüllü itfaiyeye katılmaya karar verdim.
Translate from Turkish to English
Yardım etmeye gönüllü olduğun için teşekkürler.
Translate from Turkish to English
Tom yardım etmeye gönüllü.
Translate from Turkish to English
Gönüllü olmak zorundaydım.
Translate from Turkish to English
Sence biri gönüllü olur mu?
Translate from Turkish to English
Tom belirlenmiş sürücü olmaya gönüllü oldu.
Translate from Turkish to English
Yaptığım her şeyi telafi etmek için bir gönüllü olarak çalışmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Yardımcı olmak için gönüllü olmana sevindim.
Translate from Turkish to English
Ben gönüllü olarak askere yazıldım.
Translate from Turkish to English
Pek gönüllü idi, lakin gönüllülük pek çabuk geçip gitmekte olan bir şey.
Translate from Turkish to English
Tom gönüllü olmak için çok hızlıydı.
Translate from Turkish to English
Kaç tane gönüllü buldun?
Translate from Turkish to English