Learn how to use fırsatı in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Yeteneğini göstermek için bu az bulunur fırsatı en iyi şekilde kullanmalısın.
Translate from Turkish to English
Güzel bir fırsatı tepmeyin.
Translate from Turkish to English
O, fırsatı iyi kullandı.
Translate from Turkish to English
O, fırsatı en iyi şekilde değerlendirdi.
Translate from Turkish to English
Onu görme fırsatı kaçırmamalısınız.
Translate from Turkish to English
Bu fırsatı kaçırmayın.
Translate from Turkish to English
Tom'un Boston'da Mary ile buluşma fırsatı vardı.
Translate from Turkish to English
Tom Boston'da iken konserlere gitmek için kesinlikle çok fırsatı oldu.
Translate from Turkish to English
Mary'nin çalma fırsatı olmadan Tom kapıyı açtı.
Translate from Turkish to English
O, yurtdışında eğitim alma fırsatı için istekli.
Translate from Turkish to English
Tom meşguldü ve öğle yemeği yeme fırsatı yoktu.
Translate from Turkish to English
Tom'un özür dilemek için çok fırsatı vardı, ama bunu yapmadı.
Translate from Turkish to English
Tom'un tüm yardımları için Mary'ye teşekkür etme fırsatı olmadı.
Translate from Turkish to English
Kate'e bir filmde önemli bir rol oynama fırsatı verildi.
Translate from Turkish to English
Tom deneme fırsatı bile bulamadı.
Translate from Turkish to English
Tom sanat müzesini ziyaret etme fırsatı bile bulamadı.
Translate from Turkish to English
Onun bizi ziyaret etme fırsatı yoktu.
Translate from Turkish to English
O, fırsatı kaçırdı.
Translate from Turkish to English
Onlar fırsatı kaçırdılar.
Translate from Turkish to English
Bu fırsatı değerlendireceğiz.
Translate from Turkish to English
Fırsatı en iyi şekilde değerlendirdik.
Translate from Turkish to English
Tom'un kendini ifade etme fırsatı yoktu.
Translate from Turkish to English
Bu fırsatı değerlendirmelisin.
Translate from Turkish to English
Tom'un Mary'ye fikrini söyleyecek fırsatı olmadı.
Translate from Turkish to English
Onun kalbini kazanma fırsatı olmayacak.
Translate from Turkish to English
Seninle çalışma fırsatı için memnun oldum.
Translate from Turkish to English
Onun böyle bir fırsatı kaçırması üzücü bir durum.
Translate from Turkish to English
Tom'un ne düşündüğünü Mary'ye söyleme fırsatı yoktu.
Translate from Turkish to English
İstediğimiz gibi bir yapma fırsatı, özellikle mümkün olduğu kadar çok az zor işi yapmak neredeyse herkesin gizli bir arzusudur.
Translate from Turkish to English
Çok fazla fırsatı kaçırdım.
Translate from Turkish to English
Tom fırsatı yakalamayacak.
Translate from Turkish to English
Bu fırsatı kaçırmamalıydınız.
Translate from Turkish to English
Tom her zaman Boston'a gitmek istedi fakat hiç fırsatı olmadı.
Translate from Turkish to English
Bu fırsatı hak ediyoruz, Tom.
Translate from Turkish to English
Tom bir kazanma fırsatı olduğunu düşünmüyor gibi görünüyor.
Translate from Turkish to English
Tom'un henüz onu yapacak fırsatı yoktu.
Translate from Turkish to English
Sen durumu düzeltmek için eline geçen birçok fırsatı kullanmadın. Bunu bilerek yaptın, değil mi?
Translate from Turkish to English
Başka bir fırsatı bulacaksın.
Translate from Turkish to English
Altın bir fırsatı kaçırdım.
Translate from Turkish to English
Tekrar sizlerle karşılaşma fırsatı bulduğum için son derece mutluyum.
Translate from Turkish to English
O gitmeden önce Tom'la konuşma fırsatı yakaladığına memnun oldum.
Translate from Turkish to English
O fırsatı alacağız.
Translate from Turkish to English
Tom'un partide Mary ile konuşma fırsatı hiç olmadı.
Translate from Turkish to English
En azından bana bir cevaplama fırsatı ver.
Translate from Turkish to English
Tom hâlâ bir fırsatı varken Mary'nin onunla evlenmesini istemeliydi.
Translate from Turkish to English
Tom seni dinlemeliydi ve fırsatı olduğunda o tabloyu almalıydı.
Translate from Turkish to English
Tom'un sonunda bir fırsatı olabilir.
Translate from Turkish to English
Tom bana yaptığım şeyi neden yaptığımı açıklama fırsatı bile vermedi.
Translate from Turkish to English
Bu fırsatı bize duyduğunuz güvene teşekkür etmek için değerlendirmekten memnun olurum.
Translate from Turkish to English
Fırsatı sabırsızlıkla bekliyorum.
Translate from Turkish to English
İngilizceyi pratik yapmak için her fırsatı kullandı.
Translate from Turkish to English
Tom'un bir şey yapma fırsatı yoktu.
Translate from Turkish to English
Tom, bu fırsatı kaçıramazsın.
Translate from Turkish to English
Özür dilerim ama bu fırsatı bir daha yakalayamam.
Translate from Turkish to English
Bu fırsatı takdir ediyorum.
Translate from Turkish to English
İnşallah Boston'a gitme fırsatı yakalarım.
Translate from Turkish to English
Tom'un asla onu yapma fırsatı olmadı, değil mi?
Translate from Turkish to English
Tom'un asla fırsatı olmadı, değil mi?
Translate from Turkish to English
Tom'un veda etmeye fırsatı bile olmadı.
Translate from Turkish to English
Biz o fırsatı kullanmak zorundayız.
Translate from Turkish to English
Tom, Mary'ye açıklama yapma fırsatı bile vermedi.
Translate from Turkish to English
Bu büyük bir iş fırsatı.
Translate from Turkish to English
Bu çok ilginç bir yatırım fırsatı.
Translate from Turkish to English
Fırsatı kaçırma.
Translate from Turkish to English
Bütün istediğim Tom için bir şey yapma fırsatı.
Translate from Turkish to English
Sana onu yapma fırsatı vermek istiyorum.
Translate from Turkish to English
Tom bana düşünme fırsatı vermedi.
Translate from Turkish to English
Savaş neoconlar için çok kârlıdır. Ukrayna'da ve Rusya'ya karşı bir savaş, sadece onlar için büyük bir iş fırsatı olabilir.
Translate from Turkish to English
Tom benim bu büyük fırsatı kaçırıyor olduğumu düşünüyor.
Translate from Turkish to English
Tom'un bir bomba yerleştirmek için çok fırsatı vardı.
Translate from Turkish to English
Tom ne zaman bir fırsatı olsa oraya gider.
Translate from Turkish to English
Bu fırsatı boşa harcamayalım.
Translate from Turkish to English
Fırsatı kaçırmayın.
Translate from Turkish to English
Bu inanılmaz fırsatı kaçırma.
Translate from Turkish to English
Tom hâlâ bir fırsatı varken buradan çıkmak zorunda.
Translate from Turkish to English
Tom'un çoğu kez Fransızca konuşma fırsatı yok.
Translate from Turkish to English
Tom fırsatı olduğunda gitmeliydi.
Translate from Turkish to English
Bu fırsatı kaçıramam.
Translate from Turkish to English
Tom'un sana verdiği fırsatı kaçırma.
Translate from Turkish to English
Tom fırsatı değerlendirdi.
Translate from Turkish to English
Bu inanılmaz fırsatı kaçırmayın.
Translate from Turkish to English
Sen gecikerek iyi bir fırsatı kaybettin.
Translate from Turkish to English
Güzel bir fırsatı kaçırma.
Translate from Turkish to English
Onun zengin olması gerekir: Göç etmeden önce her fırsatı vardı.
Translate from Turkish to English
Bu fırsatı iyi kullanın.
Translate from Turkish to English
Ben sadece yardım etme fırsatı için minnettarım.
Translate from Turkish to English
Esperantomu geliştirmek için her fırsatı kullandım.
Translate from Turkish to English
O her fırsatı kullandı.
Translate from Turkish to English
Tom ve Mary birlikte vakit geçirmek için kendi yoğun programları içinde zaman bulmak için her fırsatı değerlendirirler.
Translate from Turkish to English
Her fırsatı değerlendir.
Translate from Turkish to English
Tom partiyi iyi bir ağ kurma fırsatı olarak gördü.
Translate from Turkish to English
Sanırım bu fırsatı kaçıramam.
Translate from Turkish to English
O her fırsatı kendi çıkarına kullandı.
Translate from Turkish to English
Bu fırsatı kaçırmamalıyım.
Translate from Turkish to English
Bu, hayatının fırsatı.
Translate from Turkish to English
Eğer fırsatı yakalamazsan onu kaybedersin.
Translate from Turkish to English
O sizi küçümsemek için her fırsatı kullanır.
Translate from Turkish to English
Tom Mary ile konuşma fırsatı bulmayı umuyordu.
Translate from Turkish to English
Yeni yıl kartları bize arkadaşlarınızdan ve akrabalarından haber alma fırsatı sunuyor.
Translate from Turkish to English
Birinin onu konuşma fırsatı olmadığında bir dilde akıcı olması zordur.
Translate from Turkish to English
Biz o fırsatı hiç yaşamadık.
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: yersen, şişmanlarsın, Golfün, hayranıyım, İnsanlar, savaştan, korkar, hissetmiyorum, Öğretmenimiz, bize.