Turkish example sentences with "jim"

Learn how to use jim in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Onu Jim diye çağırırlar.

Jim Kanadalıdır.

Jim mektubu Betty'ye yazdı.

Jim bir avukat değil fakat bir doktordur.

Jim kızlarla arkadaşlık yapma sanatını biliyor gibi görünüyor.

Jim dışarı gitti, ama Mary evde kaldı

Jim sınava hazırlanırken gece yarılarına kadar çalıştı.

Jim dizüstü bilgisayarında bir şeyler yazmaya koyuldu.

Jim elini kaldırdı.

Jim araba sürmeyi öğreniyor.

Jim kendi görüşünde ısrar ediyor.

Jim başarısını sıkı çalışmaya bağlıyor.

Jim sınavı geçmekle öğünüyor.

Jim sınavda kopya çekerken yakalandı.

Jim bana korkak dedi.

Jim, benim kompozisyonumda bazı dil bilgisi hatalarına dikkat çekti.

Jim bana bir taksi çağırdı.

Jim bizi beklemesinin bir sakıncası olmayacağını söyledi.

Jim, bir avukat değil. O bir doktor.

Jim, bir avukat değil, ama bir doktordur.

Tom ve Jim yıllardır birbirleriyle görüşmüyorlar.

Tom Jim kadar uzundur.

Tom ve Jim aynı boydalar.

"O kim?" " O Jim."

Jim, ona piyanoda eşlik etti.

Jim bütün gün çok garip davrandı.

Jim ve Mike topu ileri ve geri attı.

Jim zorlanmadan sorumu yanıtladı.

Jim için çikolata aldım.

Jim Japonca okuyabilir.

Annesi onu uyandırıncaya kadar Jim uyanmadı.

Jim elma sevmez, değil mi?

Jim kalemini düşürdü ve onu almak için eğildi.

Jim bebeği uyandırmamak için odaya sessizce girdi.

Jim onunla tanışır tanışmaz Mary'ye âşık oldu.

Jim ile konuşan kız Mary'dir.

Jim okula otobüsle gider.

Jim ağaçtan indi.

Jim kamerasını çaldırdı.

Jim Anne'e birkaç kez çıkma teklif etti.

Jim son üç haftadır beni akşam yemeğine çıkarmak için çalışıyor.

Jim Londra'ya gitti.

Jim Japonya'yı sevmeyi öğrendi.

Jim henüz evde değil.

Jim henüz gelmedi.

Jim kalp krizinden sonra, şeker alımını kesmek zorunda kaldı.

Jim ile hiç karşılaşmamış olmama karşın, ben hemen onu ayırt ederim.

Jim sözünün adamı.

Jim yaklaşık Bill kadar uzun boylu.

Jim güneydoğu Asya gezisine çıkmak üzere.

Jim arabasının üzerinde çalışıyor.

Jim kız arkadaşını çok seviyor.

Jim nerede?

Jim sınıf arkadaşları tarafından çok seviliyor.

Ona amcasının anısına Jim adı konuldu.

Jim eskiden olduğu gibi değil.

Jim henüz yolun sol tarafında sürmeye alışkın değil.

Jim James'in kısa şeklidir.

Jim, finaller için sıkı çalışıyor.

Jim arkadaşlarının herhangi birinden daha uzun boylu.

Jim bahçeyi suluyor.

Jim topa çok sert vurdu.

Jim bir topa çok iyi vurur.

Jim dün Paris'ten ayrıldı.

Jim doktoru seviyor.

Jim davul çalmayı seviyor.

Jim günde üç mil koşmaya özen gösterir.

Jim, derhal hastaneye yatırılmalı.

Benim adım James ama lütfen bana Jim deyiniz.

Jim tekrar gelmeyeceğine bana söz verdi.

Jim, kayak yaparken bacağında bir kas çekildi.

Jim babasına benzer.

Jim kadar hızlı koşarım.

Jim Ron kadar hızlı koşar.

Kollarını bağlamış olarak Jim tek başına oturuyordu.

Jim haftada en az üç kez koşmaya gittiğini söylüyor.

Jim Julie'yi kolundan yakaladı.

Jim buzlu yolda kaydı ve incindi.

Jim eve varır varmaz, o, sürünerek yatağa gitti.

Jim eve varır varmaz doğruca tuvalete gitti.

Jim benim evimde kaldı.

Jim değişim öğrencisi olarak Japonya'da bizimle kaldı.

Jim kardeşi kadar sıkı çalışır.

Jim geceye kadar çalışır.

Jim öğretmenin yanılabileceğini öne sürdü.

Pencereyi kapa, Jim.

Ben onun iyi bir kitap olduğunu düşünmüştüm fakat Jim başka türlü düşündü.

Jim kilitin içinde anahtarı çevirdi.

Jim öfkesine hakim oldu ve bir kavgadan kaçabildi.

Jim öfkesine hâkim olabildi.

Jim bedensel çalışmadan korkuyordu.

Jim o kadar yorgundu ki uzandı ve uyudu.

Jim onu görme amacı ile Londra'ya geri döndü.

Jim teklifini kabul edecektir.

Jim bugün gelmeyecek.

Keşke Jim kendisi gibi davransa.

Jim ve Nancy'nin nerede olduklarını biliyor musunuz?

Jim caddeyi geçmeden önce sağa ve sola baktı.

Jim kapıyı açar.

Sadece Jim değil, annesi ve babası da hasta.

Jim de partiye geliyor.

Also check out the following words: ve, haklar, bakımından, eşit, doğarlar, Akıl, vicdana, sahiptirler, birbirlerine, karşı.