Turkish example sentences with "değer"

Learn how to use değer in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Tüm insanlar özgür, değer ve hak bakımından eşit olarak doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler. Birbirlerine karşı kardeşlik düşünceleriyle davranmalıdırlar.

Sinüs ve kosinüs fonksiyonları -1 ve 1 arasında bir değer alır (-1 ve 1 dahil).

Kalıntılar görülmeye değer.

Mekan, en az bir kere ziyaret edilmeye değer.

O konu tartışılmaya değer.

Müze görülmeye değer.

Bu sorun tartışılmaya değer.

Bu kitabın okumaya değer olacağını düşünüyor musun?

Buna gerçekten değer veriyorum.

Gerçekten ona değer miydi?

Sergi bir ziyarete oldukça değer.

Kale, görülmeye değer.

Michelangelo Sistine Kilisesinin tavanına bazı figürler çizebilsin diye, Shakespeare bazı konuşmaları ve Keats şiirlerini yazabilsin diye, bana öyle geliyor ki sayısız milyonlarcasının yaşamış olmalarına ve acı çekmiş olmalarına ve ölmüş olmalarına değer.

Çoğu öğrenci okul gezilerinde Kyoto'nun görülmeye değer yerlerini geziyorlar.

Fuarda dikkate değer bir şey yoktu.

Lindbergh'in tek başına sürekli transatlantik uçuşu kayda değer bir başarıydı.

O, profesöre oldukça değer veriyor.

Olay hatırlamaya değer.

Kötü havadan dolayı şehrin görülmeye değer yerlerini görme fikrinden vazgeçtim.

O palto çok paraya mal olmuş olabilir ama değer.

Bir gün hayatın gözlerinin önünde hızla akıp gidecektir. Emin ol, izlemeye değer.

Eğer sistem istikrarlı değilse, son değer teoremi uygulanmaz.

Bu antika saat bin dolar değer.

Bu eski kitap 50,000 yen değer.

Çalışma çok fazla enerji alır fakat bu çabaya değer.

Televizyon önemli bir kültür kaynağı olabilir, ve eğitim yayınlarına birçok okulda değer verilmektedir.

Yeni müze ziyaret etmeye değer.

Yenin değer kaybetmesi enflasyona neden olur mu?

Yen dolar karşısında yüzde 10 değer kazandı.

Yen'in dolar karşısında değer kaybetmesi bekleniyor.

Nazik sözlerinize değer vereceğim.

Denemeye değer.

Onun denemeye değer olduğunu düşünüyorum.

Sanırım o denemeye değer.

Tom övgüye değer seçildi.

O, onura her şeyden daha çok değer verir.

"Bu kamera ne kadar değer? " " Yaklaşık 100 dolar. "

İnsanları mutlu eden şeyin ne olduğunu düşünmeye değer.

O sağlığa zenginliğin üzerinde değer verir.

Bu kitap iki kez okumaya değer.

Sanırım bu kitap okumaya değer.

Bu kitap okumaya değer.

Bu kitap dikkate değer.

Eğer bir şey yapmaya değiyorsa, kötü olarak yapmaya değer.

Yarın yaklaşık bu zaman Osaka'nın görülmeye değer yerlerini geziyor olacağız.

Bu bir milyon yen değer.

Bu onun hepsinden çok değer verdiği çömlektir.

Senin güdün takdire değer fakat eylemin değmez.

Ona değer vereceğim.

Kyoto ziyaret etmeye değer.

Denemeye değer, doğrumu?

Bence sormaya değer.

New York ziyaret etmeye değer.

O kitap okumaya değer.

O film izlemeye değer.

Hayatı yaşamaya değer hale getir.

Bu okumaya değer bir hikayedir.

O, ona çok değer veriyor.

Kyoto bir kez ziyaret etmeye değer.

Müze ziyaret etmeye değer.

Kuala Lumpur ziyaret etmeye değer.

Onun yeni romanı okumaya değer.

O, dikkate değer sonuçlar elde etti.

İyi kitaplar her zaman okumaya değer.

Yardım edilmek istemeyen insanlara yardım etmeye çalışarak zaman geçirmeye değer mi?

Biz dakikliğe değer veririz.

Bu ne kadar değer?

Bu film izlemeye değer.

Bu yüzük ne kadar değer?

Onun yeni filmi görülmeye değer.

Bu film izlenmeye değer.

Müşterilerimize değer veriyoruz.

Roma ziyaret etmeye değer bir şehirdir.

O müze ziyaret etmeye değer.

Roman övgüye değer.

Plan değerlendirmeye değer.

Konu tartışmaya değer.

Her şeyi denemeye değer diyerek onu da bir deneyeyim dedim. Fakat, böyle bir programın üstesinden gelmek benim boyumu aşan bir mesele çıktı.

Biz Yokohama'nın görülmeye değer yerlerini gezdik.

Onun icadı kayda değer.

Onun konuşması dinlemeye değer.

O müzeyi ziyaret etmeye değer.

Her halükarda denemeye değer.

Bu film yeniden görmeye değer.

Sadece birkaç TV programı izlemeye değer.

Arkadaşlığına çok değer veriyorum.

İspanyolca öğrenmeye değer.

Bu atasözü hatırlamaya değer.

O yer iki kez ziyaret etmeye değer.

Bu yer iki kez ziyaret etmeye değer.

Onun önerisi düşünmeye değer.

Yer kesinlikle görülmeye değer.

O, her zaman karısının görüşlerine değer verir.

Onun hikayesi dinlemeye değer.

Buralarda görülmeye değer yerler nedir?

İngilizcede kayda değer bir gelişme yaptı.

Onun en son romanı okumaya değer.

Organik gıda yemek paraya değer mi?

Bence önerisi düşünmeye değer.

Elmasa 5,000 dolar değer biçildi.

Yapmaya değer bir şey iyi yapmaya değer.

Also check out the following words: sipariş, çağırabilir, Vatan, hainleri, sınır, dışı, edilecek, Diyetisyenler, gıda, konusunda.