Turkish example sentences with "davrandı"

Learn how to use davrandı in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Ben ona biraz nasihat vermeye çalıştım fakat o bana şiddetle kötü davrandı.

Erkek kardeşim çok sıkı çalışıyormuş gibi davrandı.

O hastaymış gibi davrandı.

İngiltere ile anlaşmayı onaylamak için Senato hızlı davrandı.

O, sanki ona hakaret etmişiz gibi davrandı.

Zengin arkadaş ona soğuk davrandı.

Eve gelirken onu gördüm fakat o beni görmemiş gibi davrandı.

O, oğullarına kötü davrandı.

Tom cevabı bilmiyormuş gibi davrandı.

Tom Mary'yi tanımıyormuş gibi davrandı.

Tom sanki Mary'yi tanımıyormuş gibi davrandı.

Tom Mary için tercüman olarak davrandı.

Tom bir şey duymamış gibi davrandı.

Polis Tom'a sıradan bir suçlu gibi davrandı.

O beni duymamış gibi davrandı.

Tom Mary'ye bir köle gibi davrandı.

Tom Mary'ye bir hizmetçi gibi davrandı.

Tom Mary'ye aileden biri gibi davrandı.

Asker cesurca davrandı.

Dün o onu işitmemiş gibi davrandı.

Tom onun niçin orada olduğunu bilmiyormuş gibi davrandı.

Tom nereye gideceğini bilmiyormuş gibi davrandı.

Tom ne yapacağını bilmiyormuş gibi davrandı.

Tom yaptığının yanlış olduğunu bilmiyormuş gibi davrandı.

Tom Mary'nin okuluna nasıl gidileceğini bilmiyormuş gibi davrandı.

Tom hiç parası yokmuş gibi davrandı.

Tom hastaymış gibi davrandı.

Tom, Mary'ye soğuk davrandı.

Tom aklı başında davrandı ve polise teslim oldu.

Mike toplantının başkanı gibi davrandı.

Tom patronu civarda olmadığı zaman bir patron gibi davrandı

Jim bütün gün çok garip davrandı.

Mary okula gitmekten kaçınmak için hasta gibi davrandı.

Tom kesinlikle sarhoş gibi davrandı.

O kötü davrandı.

O aptalca davrandı.

O benim rehberim olarak davrandı.

O bir çocuk gibi davrandı.

O ona çok iyi davrandı.

O, gerçek bir bebek gibi davrandı.

İngilizler çok geç davrandı.

Tom Mary'ye çok iyi davrandı.

O, oldukça aptalca davrandı.

O, bir doktor gibi davrandı.

O, ona bir kral gibi davrandı.

O sanki deliymiş gibi davrandı.

Tom Mary'yi duymamış gibi davrandı.

O, aptal bir adammış gibi davrandı.

O, bana karşı dürüstçe davrandı.

Tom, Mary'nin onun yapmasını istediğini anlamamış gibi davrandı.

O, bir aziz gibi davrandı.

O, yerin sahibiymiş gibi davrandı.

O, sanki bir şey bilmiyormuş gibi davrandı.

Bize yardım etmekle çok kibar davrandı.

O, sanki onun hakkında bir şey bilmiyormuş gibi davrandı.

Öğretmen bütün öğrencilere adil davrandı.

O, ne olduğunu umursamıyormuş gibi davrandı.

O, nasıl davrandı?

O nasihatime göre davrandı.

O, yaralanmamış gibi davrandı.

O beni tanımıyormuş gibi davrandı.

O, haberi yokmuş gibi davrandı.

O, bir erkek gibi davrandı.

O, korkmuş gibi davrandı.

Onu duymamış gibi davrandı.

Annesi geldiğinde ders çalışıyormuş gibi davrandı.

Dinlemiyormuş gibi davrandı.

Büyük bir cesaretle davrandı.

Bunun hakkında hiçbir şey bilmiyormuş gibi davrandı.

O bir avukat gibi davrandı.

Kız atına kibarca davrandı.

Bana sanki bir yabancıymışım gibi davrandı.

İşitme güçlüğü varmış gibi davrandı.

Tom Mary'nin kim olduğunu bilmiyormuş gibi davrandı.

Tom Mary'ye kendi kızı gibi davrandı.

Beni görünce, uyuyormuş gibi davrandı.

Jane her zaman çok zenginmiş gibi davrandı.

Tom Mary hakkında bir şey bilmiyormuş gibi davrandı.

Delirmiş gibi davrandı.

Tom Mary'nin e-posta adresini bilmiyormuş gibi davrandı.

O akıllıca davrandı.

O bana kötü davrandı.

O konuda bir şey bilmiyormuş gibi davrandı.

O konuda hiçbir şey bilmiyormuş gibi davrandı.

Tom bir pislik gibi davrandı.

Jim, tüm gün çok tuhaf davrandı.

Tom Mary'nin arkadaşıymış gibi davrandı.

Evren bugün de bana acımasız davrandı.

Arkadaşlarımın hepsi beni sevdiği için mi öyle davrandı?

Profesör ona öğrencilerinden biri gibi davrandı.

Tom nasıl davrandı?

Tom erkek kardeşimmiş gibi davrandı.

Tom ve John kardeşmiş gibi davrandı.

Tom kötü şekilde davrandı.

Tom bir çocuk gibi davrandı.

Tom korkuyor gibi davrandı.

Tom rehberim gibi davrandı.

Tom bir bebek gibi davrandı.

Tom bir deli gibi davrandı.

Tom bir aziz gibi davrandı.

Tom o yere sahipmiş gibi davrandı.

Also check out the following words: cümle, yazmak, isterdim, yapmam, gereken, şeyler, Geç, kaldığım, üzgünüm, Açıkça.