Turkish example sentences with "yüzünden"

Learn how to use yüzünden in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Gürültü yüzünden uyuyamıyoruz.

Monoton günlük yaşantısı yüzünden bunalmış gibi görünüyor.

Linda, babasının ani hastalığı yüzünden üniversiteden geri çağrıldı.

Kaza yüzünden karışıklık ortaya çıktı.

O, soğuk algınlığı yüzünden yatakta.

Oyuncuların çoğu grip yüzünden keyifsiz oldukları için koç oyunu iptal etti.

Kötü hava yüzünden, o gelemedi.

Futbol oyunu kötü hava yüzünden ertelenmişti.

Tren servisi deprem yüzünden ertelendi.

O, iki yanlış başlama yüzünden yarıştan diskalifiye edildi.

Öğrenciler televizyon ve çizgi roman yüzünden, çok kitap okumazlar.

Yer partiden kalanlar yüzünden dağınıktı: Yırtık gürültüyapıcılar, kırışık parti şapkaları, ve kirli Power Ranger tabakları.

Tom ateş yüzünden yatakta.

Tom, gribi yüzünden yatakta.

O, grip yüzünden çöktü.

Yer yokluğu yüzünden bu sorunu atlamak zorunda kaldım.

Posta grev yüzünden ertelendi.

Alice şiddetli bir baş ağrısı yüzünden işten eve erken döndü.

O grip yüzünden yatakta.

O, korku yüzünden ele geçirilmiştir.

O, cinayet yüzünden hapse atılmıştır.

Grip yüzünden yataktaydım.

O, soğuk algınlığı yüzünden çöktü.

O, öfke yüzünden titriyordu.

Soğuk algınlığı yüzünden çöküyorum.

Soğuk algınlığı yüzünden hastalandım.

Onun yüzünden ter damlıyor.

Kaza yüzünden kör oldu.

O, hastalık yüzünden gelemedi.

Yağmur yüzünden gelemedim.

O, hikaye yüzünden gözyaşlarına boğuldu.

Kar fırtınası yüzünden dışarı çıkamadık.

Yağmur yüzünden evdeyiz.

O sorun yüzünden afallamıştı.

Birçoğu bu hastalık yüzünden hayatta kalmaz.

Pencereden gelen ses yüzünden uyuyamadı.

Onu, hataları yüzünden daha az sevmiyorum.

Bütün bu gürültü yüzünden uyuyamıyorum.

Katil, kullandığı kredi kartı yüzünden yakayı ele verdi.

Ses yüzünden uykum kaçtı.

Üzücü haber yüzünden mahvoldu.

Bu başarısızlık sizin hatanız yüzünden.

Kırık bacağım yüzünden yürüyemiyorum.

O sonuçlar yüzünden hayal kırıklığına uğradım.

Senin yüzünden geç kaldık.

Uçak kötü hava yüzünden geç kaldı.

Kar yüzünden okul kapalıydı.

Tren kar yüzünden ertelendi.

Gürültü yüzünden bütün gece uyanık kaldım.

Güçlü rüzgar yüzünden şapkasını uçurdu.

Yaraları yüzünden korkunç ağrı çekiyordu.

Olanlar yüzünden aşırı heyecanlandı.

Bir haftadır grip yüzünden yataktayım.

Fırtına yüzünden yakındaki bir ahıra sığındık.

Bu hata onun dikkatsizliği yüzünden.

Kar yüzünden tren çalışmadı.

İş yokluğu yüzünden, personelin yarısı işten çıkartıldı.

Gidişimizi fırtına yüzünden erteledik.

Güzel kız yüzünden dikkati dağılmıştı.

Başına gelecekler yüzünden beni suçlama. Ben seni affettim.

Yağmur yüzünden oyunu ertelemek zorunda kaldık.

Fırtına yüzünden yoktum.

Teri yüzünden sildi.

Kar yüzünden geç kaldı.

Yağmur yüzünden oyun iptal edildi.

Sanırım bu Tom'un bir çocuk olması gerçeği yüzünden.

Ben yaptığım tüm terbiyesizlikler yüzünden özür diliyorum.

Senin yüzünden küplere biniyorum.

Senin yüzünden ölüyordum.

İyi insanlar yüzünden belli olur.

Beni bilmediğim şeyler yüzünden lütfen suçlamayın, olur mu?

Bana öğretilmeyen kurallar yüzünden yıllarca azap çektirmediniz mi?

Bu proje sizin hatalarınız yüzünden benim gözümde sonlanmıştır.

Dünya bütünüyle güzel ama gerçekten savaşlar yüzünden çok acılar yaşandı.

Senin korkaklığın yüzünden senin adına utanıyorum.

İnsanlar savaşlar yüzünden ölmemeli.

Tom yüzünden buradayım.

Tom bunun yüzünden biraz çıldırdı.

Senin yüzünden buradayız.

Senin yüzünden geciktik.

Benden hatalarınız yüzünden özür dilemedikçe sizi affetmeyeceğim.

Hangi yasa neden ve kim yüzünden değişti?

Tom senin yüzünden ayrıldı.

Onun görgü yokluğu yüzünden dehşete düştüm.

Hastalık yüzünden toplantıya katılamadım.

Tom'un yüzünden bir damla ter aktı.

Senin yüzünden hastalandım.

Sadece yalanlarınız yüzünden size kızgınım.

Kaza yüzünden sarsıldı.

Tom yapmadığı bir şey yüzünden hapiste.

Yüzünden gözyaşları düşmeye başladı.

Senin yüzünden her şey mahvoldu.

Bir hastalık yüzünden o yoktu.

Senin umursamaz tavırların yüzünden sıkıntılı günler bizi bekliyor.

Tren saatleri fırtına yüzünden altüst olacak.

Çocukların televizyon yüzünden yazmayı ihmal etme eğilimi var.

Soğuk havalar yüzünden hastalandım.

Bastıkları paralar yüzünden enflasyon yükseldi.

Basılan paralar yüzünden enflasyon yükseldi.

Hastalığım yüzünden ayrılamadım.

Hastalığım yüzünden gidemedim.

Also check out the following words: söylemeni, kuşuyum, İkimiz, aynı, yaştayız, sürdü, bakma, Anlamadım, farklı, halk.