Turkish example sentences with "dışarıya"

Learn how to use dışarıya in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Hastalık onun dışarıya çıkmasını engelledi.
Translate from Turkish to English

Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var.
Translate from Turkish to English

Bu öğleden sonra dışarıya çıkacağım.
Translate from Turkish to English

Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.
Translate from Turkish to English

Baba, dışarıya çıkıp oyun oynayabilir miyim?
Translate from Turkish to English

O, dışarıya belli etmedi.
Translate from Turkish to English

Sabah dışarıya çıkmadan önce her zaman hava durumunu izlerim.
Translate from Turkish to English

Ben dışarıya giderken yanımda bir şemsiye alırım.
Translate from Turkish to English

Her ikisi de dışarıya bakmak için pencereye gitti.
Translate from Turkish to English

Şimdi dışarıya gelmen ve o tür bir şey söylemen yangına körükle gitmek olur.
Translate from Turkish to English

Bu havada dışarıya gitmektense evde kalmayı tercih ederim.
Translate from Turkish to English

Tom'u tokatladıktan sonra, Mary odadan dışarıya doğru koştu.
Translate from Turkish to English

Tom dün evden dışarıya adım bile atmadı.
Translate from Turkish to English

Volkan dışarıya alev ve duman fışkırtıyor.
Translate from Turkish to English

Yanardağ dışarıya alevleri ve lavları fırlatıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom'un dışarıya gelmeye ve neye inandığını söylemeye cesareti yoktu.
Translate from Turkish to English

O, dışarıya şapkasız gitti.
Translate from Turkish to English

Sır dışarıya nasıl sızdırıldı?
Translate from Turkish to English

Onlar odadan dışarıya koştular.
Translate from Turkish to English

Bir kedi odadan dışarıya hızla koştu.
Translate from Turkish to English

O, pencereden dışarıya baktı.
Translate from Turkish to English

O onunla dışarıya çıkacak kadar aptaldı.
Translate from Turkish to English

O, gece vakti yalnız dışarıya çıkmaması için onu uyardı.
Translate from Turkish to English

Ben dışarıya itildim.
Translate from Turkish to English

Volkan dışarıya alevlerini ve dumanlarını güçlü bir şekilde fırlattı.
Translate from Turkish to English

Dışarıya çıkınca soğuktan tir tir titredim.
Translate from Turkish to English

Delikten dışarıya bir fare fırladı.
Translate from Turkish to English

Babam geceleri dışarıya yalnız çıkmama izin vermez.
Translate from Turkish to English

Bebekler geldikten sonra, sık sık dışarıya çıkmadı.
Translate from Turkish to English

Yağmurda çocuklarını dışarıya göndermedi.
Translate from Turkish to English

Oynamak için dışarıya çıkmadan önce lütfen işlerinizi yapın.
Translate from Turkish to English

Niçin dışarıya çıkmıyoruz?
Translate from Turkish to English

Çöpü dışarıya götür.
Translate from Turkish to English

Köpekleri kim dışarıya bıraktı?
Translate from Turkish to English

Dünkü şiddetli kar yağışından dolayı, yer çok kaygandı. Dışarıya adım atar atmaz kaydım ve kıçımın üstüne düştüm.
Translate from Turkish to English

2008'de işe başladığımızda, çalıştırmak istediğimiz insanların bir listesini yazdık sonra dışarıya çıktık ve onları işe aldık.
Translate from Turkish to English

Çöpü dışarıya çıkar.
Translate from Turkish to English

Tüm ışıkların kapatıldığından emin ol dışarıya çıkmadan önce.
Translate from Turkish to English

Çay fincanlarını dışarıya çıkarmayın olur mu?
Translate from Turkish to English

Strese girdiğimde sigara içmek için dışarıya çıkacağımı biliyorsun, değil mi?
Translate from Turkish to English

Yalova da aklımdan geçti fakat dışarıya vurmamıştım.
Translate from Turkish to English

Tom dışarıya gidiyor.
Translate from Turkish to English

Tom dışarıya gitti.
Translate from Turkish to English

Burada dışarıya gelme.
Translate from Turkish to English

Onu dışarıya götür.
Translate from Turkish to English

Onlar dışarıya koştular.
Translate from Turkish to English

Dışarıya çıktık.
Translate from Turkish to English

Neden şimdi dışarıya gidiyorsun?
Translate from Turkish to English

Dışarıya geri git.
Translate from Turkish to English

Tom dışarıya geri döndü.
Translate from Turkish to English

Zamanımı çalışıyor olmam gerekirken pencereden dışarıya bakarak geçiriyorum.
Translate from Turkish to English

Tom dışarıya baktı.
Translate from Turkish to English

Ya dışarıya çık ya da içeriye gir.
Translate from Turkish to English

Benimle dışarıya gel.
Translate from Turkish to English

Tom derin düşünceye dalmış pencereden dışarıya bakıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom denizde dışarıya baktı.
Translate from Turkish to English

Tom pencereden dışarıya baktı.
Translate from Turkish to English

Tom hüzünle pencereden dışarıya baktı.
Translate from Turkish to English

Tom perdeleri biraz açtı ve dışarıya baktı.
Translate from Turkish to English

Tom pencereden dışarıya eğildi ve elini salladı.
Translate from Turkish to English

Tom arabasının penceresinden dışarıya eğildi ve kapıdaki interkom tuşuna bastı.
Translate from Turkish to English

Tom kornayı çaldı ve pencereden dışarıya eğildi.
Translate from Turkish to English

Tom tekrar pencereden dışarıya baktı.
Translate from Turkish to English

Tom pencereden dışarıya hızlı bir şekilde baktı.
Translate from Turkish to English

Tom'a karanlıktan sonra dışarıya çıkmamasını söyledim.
Translate from Turkish to English

Tom'a karanlıktan sonra dışarıya gitmemesi gerektiğini söyledim.
Translate from Turkish to English

Tom pencereye doğru yürüdü ve dışarıya baktı.
Translate from Turkish to English

Ne olursa olsun, kapıyı kilitli tut ve dışarıya gelme.
Translate from Turkish to English

Silahını dışarıya at.
Translate from Turkish to English

Pencereden dışarıya bak.
Translate from Turkish to English

Tom büyük bir patlama duydu ve ne olduğunu görmek için dışarıya koştu.
Translate from Turkish to English

Tom bir patlama duydu ve ne olduğunu görmek için dışarıya koştu.
Translate from Turkish to English

Bir ziyaretçi bekliyorum bu yüzden şimdi dışarıya çıkamam.
Translate from Turkish to English

Tom masasının üstüne oturdu, pencereden dışarıya baktı.
Translate from Turkish to English

Tom binadan dışarıya koştu.
Translate from Turkish to English

Dışarıya koştum.
Translate from Turkish to English

Hava karardıktan sonra tek başına dışarıya çıkmak iyi bir fikir değil.
Translate from Turkish to English

Tom dışarıya koştu.
Translate from Turkish to English

Hava çok iyi, kuruması için çamaşırlarımı dışarıya asmayı düşünüyorum.
Translate from Turkish to English

Herkes dışarıya çıkıyor.
Translate from Turkish to English

Evde kalmaktansa dışarıya çıkmayı tercih ederdim.
Translate from Turkish to English

Dışarıya bak! Yakında yağmur yağacak gibi görünüyor.
Translate from Turkish to English

Pencereden dışarıya baktım.
Translate from Turkish to English

Neler olduğunu görmek için hepimiz pencereden dışarıya baktık.
Translate from Turkish to English

Annem dışarıya gitti.
Translate from Turkish to English

Tom ön pencereden dışarıya baktı.
Translate from Turkish to English

Sanırım dışarıya bakmalısın.
Translate from Turkish to English

Pencerenden dışarıya bak.
Translate from Turkish to English

Çöpü dışarıya çıkaran Tom'du.
Translate from Turkish to English

Tom kapıdan dışarıya yöneldi.
Translate from Turkish to English

Tom bir an için dışarıya çıktı.
Translate from Turkish to English

Tom hava karardıktan sonra nadiren dışarıya çıkar.
Translate from Turkish to English

Tom neredeyse gece geç saatlerde hiç dışarıya çıkmaz.
Translate from Turkish to English

Dışarıya geliyor musun?
Translate from Turkish to English

Tom kapıya yürüdü ve dışarıya baktı.
Translate from Turkish to English

Tom pencereye yürüdü ve dışarıya baktı.
Translate from Turkish to English

Tom hava karardıktan sonra tek başına dışarıya çıkmamalıydı.
Translate from Turkish to English

Dışarıya gitme yerine ev ödevimi yapmak zorundayım.
Translate from Turkish to English

Dışarıya çıkmadan önce güneş kremi sürün.
Translate from Turkish to English

Pencereden dışarıya bakmayı bırak.
Translate from Turkish to English

Sabahleyin seni bu kadar erken yataktan dışarıya sürüklediğim için üzgünüm.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: Geçen, sene, kurulan, lunapark, sağolsun, şehir, popüler, oldu, Onunla, beraber.