Turkish example sentences with "ders"

Learn how to use ders in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

"Akşam yemeğinden sonra ders çalışacak mısın?" "Evet, çalışacağım."

Ders çalışmayı sevmem.

Ders çalışmak için çok yorgundu.

Sovyet Rusya'da öğretmene ders verilir!

Ders verme nedeniyle çok yorgunum.

Ders sırasında Japonca konuşmamalısın.

Ders sırasında Japonca konuşmamalısınız.

Ders esnasında Japonca konuşmamalısın.

Ders esnasında Japonca konuşmamalısınız.

Şimdi ders çalışmam gerek ama Tatoeba'da kalmayı tercih ediyorum.

Çoğu kez müzik dinleyerek ders çalışırım.

Daha fazla ders çalışmalısın.

Dünyada bize iyi ders vermesinden başka hiçbir şey yok.

Tony ne zaman ders çalışıyor?

Bu iyi bir ders kitabı.

Burada ders çalış.

Bu ders kitabı yeni başlayanlar için dizayn edilmiştir.

O, Amerikan tarihine dair bir ders kitabı okuyordu.

Bu, onları bir ders kitabı için, bir uygulama için, bir araştırma projesi için, her şey için yeniden serbestçe kullanabileceğin anlamına gelir.

Ders on ile başlayacağız.

O kadar yorgunum ki ders çalışamıyorum.

Belki iki saat boyunca ders çalıştım.

Ben okuldan sonra ders çalışmam.

Orijinali bir ders kitabı olarak yazılmıştır.

Ders başladıktan sonra bile arkadaşıyla konuşmaya devam etti.

Tom ders çalışmanın dışında herhangi bir şey yapar.

Tom'un ders çalışma isteği yok.

Tom'a ders sırasında konuştuğu için gözaltı cezası verildi.

Tom öfkesini yönetmeyi öğrenmek için ders aldı.

Ve ders kitabınızda sayfa 10'u açın.

Tom Mary'ye onun İngilizce ders kitabını ödünç alıp alamayacağını sordu.

O içeri girdiğinde, o iki saattir ders anlatıyordu.

Tabii ki, ben Japonya'da iken Çin hakkında ders kitaplarından öğrendim, ama benim kendi adıma Çin'de gördüğüm bu ders kitaplarında anlatıldığından tamamen farklıdır.

Tabii ki, ben Japonya'da iken Çin hakkında ders kitaplarından öğrendim, ama benim kendi adıma Çin'de gördüğüm bu ders kitaplarında anlatıldığından tamamen farklıdır.

Tom tek bir ders kaçırmadı.

Tom ders sırasında uyanık kalamadı.

Bazı anne-babalar, çocuklarının ders kitaplarındaki çıplak resimler hakkında şikâyette bulundu.

Taro, Londra'dan bazı İngilizce konuşma ders kitapları ısmarladı.

O ilk ders ile ilgili sinirli gibi görünüyor.

Oyna ya da ders çalış - seçim senindir.

Tom geçen yılın ders planlarını benimsedi böylece onları bu yılın daha düşük seviyeli öğrencileri için kullanabildi.

Ders 3'ü okuyalım.

Bu ders kitabı iyidir.

Bu kimin ders kitabı?

Gelecek ders nedir?

Hatalarından ders almalısın.

Ders 8:30 da başlar.

3. ders ile başlayalım.

Babam eve geldiğinde, ben ders çalışıyordum.

Senin en sevdiğin ders hangisidir?

Ders on ile başlayalım.

Tom, ders sırasında notlar aldı.

Ders kitabını almayı unuttum.

Ders kitaplarını nereden alırız?

O, ders sırasında uyuyordu.

Ders 10'u baştan itibaren oku.

Ders 8:30'a kadar başlamaz.

Ders saat 8'de başlar.

Ders iki kolaydır.

Bugün ders yok.

Ders onda başlar.

O ders kitabı güncel değil.

Matematik en sevdiğim ders.

Siz böyle aranızda konuşursanız, ders işlemeye devam edemem.

Annesi geldiğinde ders çalışıyormuş gibi davrandı.

Ders iki bölümden oluşuyor; biri teorik, diğeri pratik.

Televizyon izledikten sonra, ders çalışırım.

Mary şimdi odasında ders çalışıyor.

Bu ders kitabı benim için çok zor.

Tom ders kitabını arabada bıraktı.

Ders çalışmadan önce televizyon izlerim.

Ders sırasında uykuya daldım.

Bırak ders çalışmayı, düşünmek için bile bitik durumdaydım.

İki saattir ders çalışmaktayım.

İngilizce ders 8:30 da başladı.

Ders kitabını dikkatle okumalısın.

Onun başarısızlığı bana iyi bir ders öğretti.

Ders pazartesi başlayacak.

Odama gidiyorum, böylece ders çalışabilirim.

Kitapçıda ders kitapları satıyorlar.

Ders sırasında diğerleriyle konuşma.

Lisede birçok konuda ders alıyoruz.

İngilizce en sevdiğim ders oldu.

İlk ders için zaten ödeme yaptım.

Akıllı insanlar hatalarından ders alır.

TV'yi kapattı ve ders çalışmaya başladı.

Beden eğitimi gerekli bir ders mi?

Ders kitaplarınız kapalı olarak beni dinleyin.

Konuşmacı ders notlarını düzenledi.

Dergileri, ders kitaplarını ve her şeyi bir kenara koymanı istiyorum.

Bütün ders boyunca sinekleri saydı.

Matematik ders kitabını tekrar unutmamalısın.

Okulda en başarılı olduğum ders matematik idi.

Bu ders kitabı yabancı öğrencilere yöneliktir.

Tom akşam yemeğinden beri odasında ders çalışıyor.

Bu ders kitabının, aceleyle basıldığı için, bir sürü hatası var.

Monika çok ders çalışıyor.

Bu son ders mi?

Ara sıra kütüphanede ders çalışıyor musun?

Ara sıra kütüphanede ders çalışır mısın?

İkinci ders oldukça basit.

Also check out the following words: Japonya, Arabız, kitabın, havaalanındayım, havalimanındayım, getir, Ken, satrançta, yendi, Röportajın.