Turkish example sentences with "dış"

Learn how to use dış in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
Translate from Turkish to English

Ülke, dış ticaret açığını telafi etmek için çok çabalıyor.
Translate from Turkish to English

O politikacı iç ve dış koşullarda deneyimlidir.
Translate from Turkish to English

Hükümet, dış politikasında değişiklikler yapmak zorunda kaldı.
Translate from Turkish to English

Tom alaycı bir tutumun dış görünüşünün altında kendi güvenlik açığını tespit etti.
Translate from Turkish to English

O yirmi yıldır dış ticaretle uğraşıyor.
Translate from Turkish to English

O dış ticaretle ilgileniyor.
Translate from Turkish to English

Japonya dış ticarete bağlıdır.
Translate from Turkish to English

Dış tavsiye gerekli olabilir.
Translate from Turkish to English

İnsanı dış görünüşüne göre yargılamayın.
Translate from Turkish to English

Kazanmanın bir dış şansı vardır.
Translate from Turkish to English

Fakat bir takım dış etkenler bizleri muvaffakiyetsizleştirebilir.
Translate from Turkish to English

Dış ticarete kısıtlama koymamalıyız.
Translate from Turkish to English

Bir insanı dış görünüşüyle yargılama.
Translate from Turkish to English

Ne yaparsak yapalım, iyi insanları kötü insanlardan dış görünüşlerine bakarak ayırmak imkansızdır.
Translate from Turkish to English

Meclis dış yardım bütçesini kesti.
Translate from Turkish to English

Dış ilişkiler hakkında çok şey bilir.
Translate from Turkish to English

Babam dış ticaretle uğraşır.
Translate from Turkish to English

Dış politikadan anlıyor gibi görünüyordu.
Translate from Turkish to English

Ayrıca güçlü bir dış politika sözü verdi.
Translate from Turkish to English

Kalenin dış tarafı beyaza boyandı.
Translate from Turkish to English

Kissinger dış ilişkiler konusunda bir uzmandı.
Translate from Turkish to English

Dış görünüşte bir sümsük gibi görünüyor. Fakat özünde onu zorlu bir delege yapan sağlam bir iradesi var.
Translate from Turkish to English

Dış görünüşe göre yargılamamalısın.
Translate from Turkish to English

Hükümet dış politikasını değiştirmek zorunda kaldı.
Translate from Turkish to English

Dış görünüşlere aldanma.
Translate from Turkish to English

Dış görünüşlere aldanmayın.
Translate from Turkish to English

Dış uzayda yaşam var mı?
Translate from Turkish to English

Kaynama noktası dış basınca bağlıdır.
Translate from Turkish to English

Dün camın üzerinden sürmüştüm, ama sadece dış lastiğim hasar gördü.
Translate from Turkish to English

Dış görünüşe önem verme.
Translate from Turkish to English

Dış görünüşe bakılırsa, hiçbir şey daha makul olamazdı.
Translate from Turkish to English

İnsanları dış görünüşüyle yargılamamalısınız.
Translate from Turkish to English

Bir insanı dış görünüşüne göre yargılayamazsınız.
Translate from Turkish to English

Fırtınalar boyanın dış tabakasını aşındırdı.
Translate from Turkish to English

Benim evim kentin dış mahallelerinde.
Translate from Turkish to English

Dış kapının dış mandalı olmak istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Dış kapının dış mandalı olmak istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Kadınların yüzü giysilerini çıkardıklarında çoğunlukla daha güzeldir, zira onlar o zaman dış görünüşleri hakkında düşünmekten vazgeçerler.
Translate from Turkish to English

İnsanları dış görünüşüyle yargılamayın.
Translate from Turkish to English

İnsanları dış görünüşlerine göre değerlendirmemelisiniz.
Translate from Turkish to English

Üzerindeki boya özellikle dış kısmında yavaş yavaş döküldüğünden, kış gelmeden pencereleri boyatacağım.
Translate from Turkish to English

Duvarın iç kısmı beyaz, dış kısmı ise yeşil renkte.
Translate from Turkish to English

Kulağın dış tarafı kıkırdaktan yapılmıştır.
Translate from Turkish to English

Yazar, Amerikan dış politikasının ateşli bir eleştirmenidir.
Translate from Turkish to English

Benim evim kentin dış mahallelerindedir.
Translate from Turkish to English

İç ve dış gezegenler arasında bir asteroit kuşağı vardır.
Translate from Turkish to English

Babam yıllardır dış ticaretle meşgul.
Translate from Turkish to English

Konuşma dış düşünce ve düşünce iç konuşmadır.
Translate from Turkish to English

İnsanları dış görünüşleriyle yargılamamalı.
Translate from Turkish to English

Dış görünüşler aldatır.
Translate from Turkish to English

Serebral korteks beynin dış katmanıdır.
Translate from Turkish to English

Irak işgali, bir Amerikan başkanı tarafından alınan en kötü dış politika kararıydı.
Translate from Turkish to English

Egzosfer atmosferimizin en dış tabakasıdır.
Translate from Turkish to English

Ekzosfer atmosferimizin en dış tabakasıdır.
Translate from Turkish to English

Bu telefonla dış arama yapabilir miyim?
Translate from Turkish to English

Ülkenin dış ticareti tamamen bu limana bağlıdır.
Translate from Turkish to English

Tıbbi gelişmelere karşın dış gebelik, dünya çapındaki anne ölümlerinin önemli bir nedeni olmaya devam etmektedir.
Translate from Turkish to English

Güneş sistemimizdeki gezegenler iç gezegenler ve dış gezegenler olarak sınıflandırılır.
Translate from Turkish to English

Duvar dış tarafta beyaz ve içeride yeşil.
Translate from Turkish to English

Şimdiye kadar kaç tane dış gezegen keşfedildi?
Translate from Turkish to English

Bilim adamları dış gezegenleri nasıl tespit ediyor?
Translate from Turkish to English

Gökbilimciler dış gezegenleri nasıl tespit ediyor?
Translate from Turkish to English

İnsan hakları, dış politikamızın ruhudur.
Translate from Turkish to English

Fadıl'ın görevi onu dış dünyadan uzak tuttu.
Translate from Turkish to English

Amerika'nın dış borcu 500 milyar doları aştı.
Translate from Turkish to English

Bu organizma dış uzayda hayatta kalabilir.
Translate from Turkish to English

Bütçenin % 1'inden azı dış yardım harcanmaktadır.
Translate from Turkish to English

Tom kentin dış mahallelerinde oturuyor.
Translate from Turkish to English

Tom dış ilişkileri anlıyor.
Translate from Turkish to English

Bu dış turizmi etkileyecek mi?
Translate from Turkish to English

İnsanlığın geleceği dış uzaydır.
Translate from Turkish to English

Dış uzaya gitmek ister misiniz?
Translate from Turkish to English

Milyoner dış dünyadan tamamen tecrit edildi.
Translate from Turkish to English

Dış ilişkilerde bir kariyerle ilgileniyorsun, değil mi?
Translate from Turkish to English

Güzel insanları severim. Dış görünümleri ise bu arada beni hiç ilgilendirmez
Translate from Turkish to English

Sami'nin cesedinde hiçbir görünür dış travma işareti yoktu.
Translate from Turkish to English

Pioneer 10, Mars ve Jüpiter arasındaki asteroid kuşağına giren ve güneş sisteminin dış bölgelerine yolculuk eden ilk uzay aracıydı.
Translate from Turkish to English

Bizim Tom da şu hep dış güzelliği peşinde koşan tiplerden.
Translate from Turkish to English

Tom dış güzelliği peşinde olanlardandır.
Translate from Turkish to English

Dış görünüşümün güzel olmasını istiyorum.
Translate from Turkish to English

Ali'nin dış yan bağlarında ödem tespit edildi.
Translate from Turkish to English

Yıldızspor'un dış saha karnesi zayıf.
Translate from Turkish to English

Dış gezegenler büyük, halkalı ve gaz dolu kürelerdir ve Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün'ü içine alır.
Translate from Turkish to English

Tom'un dış görünüşü felaket.
Translate from Turkish to English

Biri, dış görünüşü ve uygarca girişimlerle İngiliz desteğini istemeye ve sağlamaya yönelen niteliği idi.
Translate from Turkish to English

Beliren ulusal savaşın tek amacı yurdu dış saldırıdan kurtarmak olduğu halde bu savaşın, başarıya ulaştıkça, ulusal iradeye dayanan yönetimin bütün ilkelerini ve şekillerini evre evre bugünkü döneme değin gerçekleştirmesi olağan ve kaçınılmaz bir tarih akışı idi.
Translate from Turkish to English

Dış tehlikenin yakın etkileri karşısında üzüntü duyanlar arasında ise, geleneklerine, düşünme yeteneklerine, ruhsal durumlarına uymayan olası değişikliklerden ürkeceklerin ilk anda direnmelerine yol açabilirdi.
Translate from Turkish to English

Dış mihrakların oyununa gelmeyin.
Translate from Turkish to English

Bu nedenle cesaretimizi yitirmeyiz. Her ne kadar dış varlığımız harap oluyorsa da, iç varlığımız günden güne yenileniyor. Çünkü geçici, hafif sıkıntılarımız bize, ağırlıkta hiçbir şeyle karşılaştırılamayacak kadar büyük, sonsuz bir yücelik kazandırmaktadır. Gözlerimizi görünen şeylere değil, görünmeyenlere çeviriyoruz. Çünkü görünenler geçicidir, görünmeyenlerse sonsuza dek kalıcıdır.
Translate from Turkish to English

Ben dış kapının mandalı mıyım?
Translate from Turkish to English

Ben dış kapının dış mandalı mıyım?
Translate from Turkish to English

Ben dış kapının dış mandalı mıyım?
Translate from Turkish to English

Buteflika, Cezayir ekonomisini dış yatırıma açtı.
Translate from Turkish to English

Tom dış kapının dış mandalı.
Translate from Turkish to English

Tom dış kapının dış mandalı.
Translate from Turkish to English

Cezayir hem iç hem de dış tehditlere sahiptir.
Translate from Turkish to English

Cezayir'in hem iç hem de dış tehditleri vardır.
Translate from Turkish to English

Ali dış görünüşü güzel ama kalbi kötü biri.
Translate from Turkish to English

İç güzellik, dış güzellikten daha önemlidir.
Translate from Turkish to English

Esas olan dış görünüş değildir.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: dışında, pek, bilinmiyor, Mahjong, taşları, güzeller, genellikle, oynanan, oyun, dünyada.