Turkish example sentences with "başka"

Learn how to use başka in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Beklemekten başka çare yoktu.

Onların başka şarapları yok.

Odada eski bir sandalyeden başka bir şey yoktu.

O bütün gün oynamaktan başka bir şey yapmaz.

Onu başka bir şekilde söyle.

Bir şiiri başka bir dile çevirmek zordur.

Meseleyi ona bırakmaktan başka çaremiz yoktu.

Bu bir şakadan başka bir şey değildi.

Kız ağlamaktan başka bir şey yapmadı.

Kız ağlamaktan başka bir şey yapmıyor.

Başka sorun var mı?

Başka sorunuz var mı?

Şakadan başka bir şey değil.

On dakikalık bir başka yürüyüş bizi kıyıya getirdi.

Allah'tan başka bir ilâh yoktur ve Muhammed, Allah'ın elçisidir.

Onun başka bir oğlu var.

Bana başka bir kamera göster.

Çin'de başka bir arkadaşım var.

O, kendisinden başka hiçbir şey düşünmüyor.

Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı.

Bir gün başka bir Esperantist ile gerçekten tanışmak istiyorum...

Bir gün gerçekten başka bir Esperantist ile tanışmak istiyorum.

Yemek yemek isteyen başka birisi var mı?

Valiz kirli çamaşırlardan başka bir şey içermiyordu.

John'dan başka hiç kimse onu duymadı.

Dünyada bize iyi ders vermesinden başka hiçbir şey yok.

Yoksulluktan dolayı okulu bırakmaktan başka seçimi yoktu.

Peki başka ne var?

Başka seçeneğim yoktu.

Bir süre bana bakmaktan başka bir şey yapmadı.

Bize ve başka herkese bu günü hatırlatmak için, bizimle birlikte herkese bir ağaç dikmesini rica ediyorum.

Lütfen bana başka bir örnek gösterin.

Başka hiç kimse yaralanmadı.

Bu başka bir olay.

Tartışmamız gereken başka bir sorun var.

Belki bu dünya başka bir gezegenin cehennemidir.

Onun dışında başka hiç kimse partiye gelmedi.

Ben yanlışlıkla başka birinin odasına girdim.

Bu dünyada değişkenlikten başka sürekli bir şey yoktur.

Özür dilemekten başka yapacak bir şey yok.

Ben başka bir şey yapamam.

Bu bir yalandan başka bir şey değil.

Bu görevi başka bir kişiye vermelisin.

Nasıl çevireceğini bilmediğin cümleler ekleyebilirsin. Belki başka biri çevirir!

Fakir bir köylüden başka bir şey değilim.

O, başka bir soğuk algınlığına yakalanmak istemediğinden dolayı odadan ayrılmayacak.

O, başka bir şekilde eve gitmiş olabilir.

Bana başka bir sıcak havlu getirir misin?

Tom hataları için her zaman başka birini suçlamaya çalışır.

O, bir çocuktan başka bir şey değildir.

Annemin elmas yüzüğünü satmaktan başka seçeneği yoktu.

Annem ağlamaktan başka hiçbir şey yapmadı.

Onun için beklemekten başka yapacak bir şey yoktu.

Benim senden başka gerçek arkadaşım yok.

Benim senden başka arkadaşım yok.

Onlar şikâyet etmekten başka bir şey yapmıyorlar.

New York'a geri dönmek için kırmızı-göz uçuşu yapmaktan başka seçeneğim yok.

Bütün gün televizyon izlemekten başka bir şey yapmaz.

Başka gecikmelerden kaçınmalıyız.

Bir grup insanın bizimle birlikte su kayağına gideceğini düşünmüştüm. Fakat kesinlikle başka hiç kimse gelmedi.

Konuyu ona bırakmaktan başka seçeneğimiz yoktu.

Cenazeyi ona teslim etmekten başka yapabileceğimiz bir şey yoktu.

Beklemekten başka yapabileceğim bir şey yok.

Başka bir deyişle, sağduyudan şüphe etmelisin.

Hayat siz başka planlar yapmakla meşgulken başınıza gelen şeydir.

Annesinin ölümünü duyduğunda ağlamaktan başka bir şey yapmadı.

O güzel kuş her gün ötmekten başka bir şey yapmadı.

Kapıyı açtığında TV dan başka açık bir şeyi yoktu.

Bu şartlar altında teslim olmaktan başka seçeneğimiz yok.

Japonya'da başka hiçbir şehir Tokyo kadar büyük değildir.

Bu insanlar masum olmaktan başka bir şey değiller.

Haberi duyduğumda hayal kırıklığından başka bir şey hissedemedim.

O, ağlamaktan başka bir şey yapmaz.

Adam üç gündür bir şey yememişti, yiyecekten başka bir şey düşünemiyordu.

Sadece başka biri kötü bir şey yaptığı için kötü bir şey yapmanız hak değildir.

İyi sağlık başka herhangi bir şeyden daha değerlidir.

Tom bütün gün TV izlemekten başka hiçbir şey yapmaz.

Tom Pazar günleri kitap okumaktan başka hiçbir şey yapmaz.

Tom kavgaya karışmak istemiyordu, fakat başka seçeneği yoktu.

Tom o güne kadar başka bir ülkede yaşamak için bir şansı olacağını düşünmüyordu.

İnekler bu ülkede başka bir hayvandan daha faydalıdır.

İş yerindeki adamların karının seni başka bir kadın için terk ettiğini duyuncaya kadar bekle.

Geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki ayrım sadece çok yaygın yanılsamadan başka bir şey değildir.

Eğer yanımda olsan başka bir şeye ihtiyacım olmaz.

Sonuçta, insanlar kendilerine bu şekilde ödeme yapılmasına öyle alışmışlar ki başka türlüsünden rahatsız oluyorlar.

Konuya başka bir yaklaşım deneyelim.

Bilimsel buluşların çoğu bilinenin keşfinden başka bir şey değildir.

Söyleyecek başka bir şeyin yoksa bana "Merhaba, nasılsın?" demenin hiçbir faydası yok.

Benden başka hiç kimse onu duymadı.

Benden başka bütün üyelerin onun söylediğine inancı vardı.

O, bu şehirdeki herhangi başka birinden daha zengin.

O bu şehirdeki başka herkesten daha zengindir.

Bütün gün ağlamaktan başka hiçbir şey yapmadı.

Onu mutlu eden başka biri olsa da, o mutlu olduğu sürece, bu iyi.

Ben onun başka bir adamla birlikte olma düşüncesine dayanamam.

Kız arkadaşını başka bir adamla görmesi işkenceydi.

Başka bir dil konuşabiliyor musun?

Senden başka hiçbir şey düşünmüyorum.

Onun planını kabul etmekten başka seçenek yoktur.

Benim başka bir bebek için çok yaşlı olduğumu düşünüyor musunuz?

Tom'un aklında başka bir şey vardı.

Also check out the following words: gereksiz, endişelenmeye, konferansta, çevirmen, geldiği, kesin, kızımdır, annemdir, cadı, pençelerini.