Turkish example sentences with "annesi"

Learn how to use annesi in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Bu çocuğun annesi bir sunucu.

Onun annesi bir Kennedy idi.

Alain'i annesi bile her zaman korudu fakat şımarık küçük çocuk, kitapta derin bir nefret uyandıran ve kendini beğenmiş bir kişiye dönüşür.

Marjane Satrapi'nin annesi Tadji'dir.

O, annesi gibi güzel.

Saatlerce dehşete düşürüldükten sonra,sonunda annesi onu kurtardı.

Felicja'nın annesi, Rumen asıllı bir Polonyalıdır.

Felicja'nın annesi Bogdana'dır.

O, konser için annesi tarafından yapılan mavi bir elbise giydi.

Lucy'nin annesi, ona küçük kız kardeşine bakmasını söyledi.

O çocuğun annesi bir spiker.

Lucy'nin annesi ona küçük kız kardeşine bakmasını söyledi.

Bu kızın bir annesi yok.

Annesi onun hakkında endişeli.

O annesi kadar iyi bir piyanistti.

O, annesi tarafından azarlandı.

O, annesi ile şehir turu yaptı.

O, on bir yaşında iken annesi öldü.

O, onun annesi değil kız kardeşidir.

Onu annesi tarafından azarlandığını gördüm.

Annesi oğlu hakkında ne yapacağını bilmiyordu.

Tom'un annesi Tom üniversiteden mezun olmadan tam bir hafta önce öldü.

Tom'un annesi Tom'u holde çıplak gezdiği için kovaladı.

Annesi de babası da ölü.

Annesi Tom'un öksürüğü hakkında endişe ediyor.

Tom'un annesi gribe yakalandı.

Tom'un annesi çok iyi bir aşçıdır.

Bill, annesi bir hemşire olmak için eğitim alırken, büyükanne ve büyükbabası ile birlikte yaşamaya gönderildi.

Tom, annesi için alışveriş sepetini itti.

Onun annesi ona yeni bir elbise yaptı.

Tom'un annesi onun mezuniyet resmini şömine rafında muhafaza etti.

Tom'un annesi Mary'nin yaşadığı caddenin karşısındaki hastanede bir hemşiredir.

Tom'un büyükbüyükannesinin annesi İskoçya'da yaşamış.

Annesi ona izin verseydi, Tom bir boksör olmak isterdi.

Tom annesi için supermarkete gitmeye isteksiz görünüyor.

Annesi eve gelmeden önce Tom bütün ev ödevini yaptırdı.

Tony ve annesi çiftliğe geldiler ve çiftlik avlusunda yürüdüler.

Annesi onu uyandırıncaya kadar Jim uyanmadı.

Dan genellikle annesi tarafından azarlanır.

Jane'in annesi Japonya'da olsaydı, ben onu Bez Bebek Şenliğine davet edebilirdim.

Hem Ken'in annesi hem de arkadaşı, yakında havaalanına varacaktır.

Mike'ın annesi evlenmeden önce büyük bir şehirde yaşadı.

Beth protesto etti, ancak annesi onun inanılmaz şişman olduğunu hatırlattı.

Mary'nin annesi olduğunu düşündüğüm bir kadın gördüm.

Tom, annesi yerine babası ile yaşamayı seçti.

Annesi haklıydı.

Kızın annesi yok.

Ona annesi ve babası tarafından güvenilir.

Onun annesi alışverişe gitti.

Onun annesi iyi bir piyanisttir.

Cookie'nin annesi kanserden öldü.

Onun annesi bir şarkıcıydı.

Annesi onu almak için geldi.

Onun annesi bir mektup yazıyor.

Annesi kapıyı çaldı.

Annesi gözlerini ayırdı.

Annesi ona yeni bir elbise yaptı.

Onun annesi bir okul öğretmeniydi.

Onun annesi ve kız kardeşi hastaydı.

Annesi onun beş haftadır yatakta hasta olduğunu söyledi.

O, hasta annesi için endişe ediyor.

O, annesi kadar iyi bir aşçıdır.

Onun annesi ülkede tek başına yaşıyor.

Kız annesi ile alışverişe gitmek için ısrar etti.

O, annesi ile birlikte alışverişe gitmeye niyetlendi fakat annesi meşguldü.

O, annesi ile birlikte alışverişe gitmeye niyetlendi fakat annesi meşguldü.

Onun hem annesi hem de babası ölü.

Annesi bize deli oldu.

Annesi rahat bir nefes aldı.

Annesi geldiğinde ders çalışıyormuş gibi davrandı.

O, onun ablası gibi görünse de, aslında annesi.

Sadece Jim değil, annesi ve babası da hasta.

Annesi geçen yıl öldü.

Annesi çalışmaya devam edecek.

Annesi dört yıl sonra öldü.

Annesi bir İngilizce öğretmenidir.

Annesi onunla ilgileniyor.

Annesi kadar güzeldir.

Annesi tarafından eşlik edildi.

Annesi ile alışverişe gitti.

Annesi akşam yemeği pişirmekle meşguldü.

Annesi yaşına göre genç görünüyor.

Çocuk annesi için ağlıyordu.

Annesi haftada bir aerobik yapar.

Annesi en güzel bir kadındır.

Annesi sayesinde ünlü oldu.

Annesi göründüğü kadar yaşlı değil.

Onun annesi tarafından azarlandığını gördüm.

Çocuk annesi ile kalmayı seçti.

Annesi yemek pişirmekle meşguldü.

Annesi ona banyoyu temizletti.

Annesi sürekli bundan şikayet eder.

Tom'un annesi onun öksürüğünden endişeli.

Susie'nin annesi çok güzel bir kadın.

Annesi geçen perşembeden beri hasta.

Benden, annesi eve dönene kadar kalmamı istedi.

Annesi bir bit yeniği sezmiş olmalı.

Annesi onu affetsin diye dua etti.

Annesi sürekli olarak bundan şikâyet ediyor.

Annesi kızına onu kendinin yapmasını söyledi.

Annesi onun motosiklet sürmesine izin vermedi.

Also check out the following words: barda, soju, içtik, sürü, ödevim, Gözlüğüm, Onların, şarapları, nedeniyle, toplantı.