Learn how to use giderken in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
İstasyona giderken ben seni geçtim.
Translate from Turkish to English
Okula giderken Tom ile karşılaştım.
Translate from Turkish to English
Bu tekne motorunun Hawaii'e giderken yarı yolda bozulmayacağını umalım.
Translate from Turkish to English
Onunla oraya giderken karşılaştık.
Translate from Turkish to English
Ben dansa giderken annem bebekle ilgilenecek.
Translate from Turkish to English
Eve giderken bulduğum radyoyu tamir ediyorum.
Translate from Turkish to English
Amerika'ya giderken bir gün kaybediyor muyuz?
Translate from Turkish to English
Ben dışarıya giderken yanımda bir şemsiye alırım.
Translate from Turkish to English
Yurtdışına giderken, bir çift gözlük daha almalısınız.
Translate from Turkish to English
Yeni Zelanda'ya giderken Los Angeles'ta iki gece konakladık.
Translate from Turkish to English
Sen alışverişe giderken ben çocuklara bakarım.
Translate from Turkish to English
İstasyona giderken eski bir sınıf arkadaşıma rastladım.
Translate from Turkish to English
Trene giderken ite kalka yol açtı.
Translate from Turkish to English
Bir pasaport, yabancı bir ülkeye giderken, onsuz gidemeyeceğin bir şeydir.
Translate from Turkish to English
Otobüs engebeli yol boyunca giderken takırdadı.
Translate from Turkish to English
Giderken kapıyı kapat.
Translate from Turkish to English
Tom eve giderken Amerikalı olduğunu düşündüğü bir adamla karşılaştı.
Translate from Turkish to English
Okuluma giderken Tom'la karşılaştım.
Translate from Turkish to English
Londraya giderken Bay Higgins Tom ve Susie'ye bir sürü ilginç şeyler söyledi.
Translate from Turkish to English
Tom okula giderken Mary'ye rastladı.
Translate from Turkish to English
Tom üniversiteye giderken amcasıyla birlikte Boston'da yaşadı.
Translate from Turkish to English
O, evin dışına giderken görüldü.
Translate from Turkish to English
Tom bugün okula giderken yeni bir ceket giydi.
Translate from Turkish to English
Dün evime giderken Tony ile karşılaştım.
Translate from Turkish to English
Dün, parktaki yürüyüşten evime giderken bir sağanağa yakalandım.
Translate from Turkish to English
Tom evine giderken yemek için bir iki lokma atıştırmak istedi.
Translate from Turkish to English
Tom okuldan eve giderken çok klas bir mahalleden yürür.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'yi işten eve giderken onun biraz ekmek almasını isteyip istemediğini sormak için aradı.
Translate from Turkish to English
Tom okula giderken Mary diye birine çarptı.
Translate from Turkish to English
İstasyona giderken belediye binasını geçtim.
Translate from Turkish to English
İstasyona giderken bir sağanağa yakalandım.
Translate from Turkish to English
Bu öğleden sonra eve giderken George'u gördüm.
Translate from Turkish to English
Lütfen işe giderken bu paketi Jones'ların evine bırak.
Translate from Turkish to English
O,eve giderken Sammy Davis, Jr ile karşılaştı.
Translate from Turkish to English
Ben okuldan eve giderken Tony ile karşılaştım.
Translate from Turkish to English
Bu sabah okula giderken Tony ile karşılaştım.
Translate from Turkish to English
Ben tiyatroya giderken Yoko ile karşılaştım.
Translate from Turkish to English
Koji eve giderken sağanağa yakalandı.
Translate from Turkish to English
Ben işe giderken, bu paketi Jones'ın evine bırakacağım.
Translate from Turkish to English
Tom bu sabah okula giderken Mary'ye rastladı.
Translate from Turkish to English
Evime giderken ona rastladım.
Translate from Turkish to English
Evime giderken onunla karşılaştım.
Translate from Turkish to English
Eve giderken bütün yolu yürüdü.
Translate from Turkish to English
Evime giderken kimseye rastlamadım.
Translate from Turkish to English
O, giderken ıslık çaldı.
Translate from Turkish to English
Okula giderken ona rastladım.
Translate from Turkish to English
Hepimiz okula giderken üniforma giyeriz.
Translate from Turkish to English
Lütfen eve giderken uğra.
Translate from Turkish to English
O, eve giderken beni arabasına aldı.
Translate from Turkish to English
Eve giderken beyaz bir kuş gördüm.
Translate from Turkish to English
Lütfen giderken kapıyı kilitle.
Translate from Turkish to English
Tam ben giderken o geri geldi.
Translate from Turkish to English
O eve giderken düz bir lastik aldı.
Translate from Turkish to English
O, okula giderken kaza gördü.
Translate from Turkish to English
Ben okula giderken ona rastladım.
Translate from Turkish to English
Keşke evine giderken bana uğrayabilsen.
Translate from Turkish to English
Tam biz giderken o geldi.
Translate from Turkish to English
Eve giderken oyalanma.
Translate from Turkish to English
Eve giderken bir kaza geçirdi.
Translate from Turkish to English
Okula giderken kep giyerim.
Translate from Turkish to English
Tom üniversiteye giderken çalıştı.
Translate from Turkish to English
Oraya giderken yakıtımız bitti.
Translate from Turkish to English
Okula giderken cüzdanımı kaybettim.
Translate from Turkish to English
Okula giderken amcamı gördüm.
Translate from Turkish to English
Okula giderken bugün hangi gömleği giyeceksin?
Translate from Turkish to English
Okuldan eve giderken onunla karşılaştım.
Translate from Turkish to English
İşe giderken amcama rastladım.
Translate from Turkish to English
İşe giderken dayıma rastladım.
Translate from Turkish to English
Okulumuza giderken karşılaşırdık.
Translate from Turkish to English
Köye giderken kayboldu.
Translate from Turkish to English
Arabası işe giderken bozuldu.
Translate from Turkish to English
Evime giderken sağanağa yakalandım.
Translate from Turkish to English
Eve giderken fırtınaya yakalandım.
Translate from Turkish to English
Eve giderken arkadaşlarımdan birine rastladım.
Translate from Turkish to English
Okula giderken trafik kazası geçirdi.
Translate from Turkish to English
Havaalanına giderken zorluk çektim.
Translate from Turkish to English
Kütüphaneye giderken arkadaşıma rastladım.
Translate from Turkish to English
Tam da yatmaya giderken ondan bir telefon aldım.
Translate from Turkish to English
Dün eve giderken kızla tanıştı.
Translate from Turkish to English
Tokyo'ya giderken Osaka'da mola verdim.
Translate from Turkish to English
Osaka'ya giderken arabayı nöbetleşe sürdük.
Translate from Turkish to English
İstasyona giderken öğretmenime rastladım.
Translate from Turkish to English
Eve giderken parası çalındı.
Translate from Turkish to English
Tiyatroya giderken benzinimiz bitti.
Translate from Turkish to English
Tom işten eve giderken bir düzine yumurta almamı rica etti.
Translate from Turkish to English
Eve giderken postaneye uğrayacağım.
Translate from Turkish to English
Araba havalimanına giderken bozuldu.
Translate from Turkish to English
Eve giderken bir yerde cüzdanımı çaldırdım.
Translate from Turkish to English
Ofise giderken cüzdanımı çaldırdım.
Translate from Turkish to English
Tom bu sabah okula giderken Mary ile karşılaştı.
Translate from Turkish to English
Oraya giderken arabamızı sırayla sürdük.
Translate from Turkish to English
Mary eve giderken beklenmedik bir biçimde John'a rastladı.
Translate from Turkish to English
Eve giderken Tom'un okuluna uğradım.
Translate from Turkish to English
Eve giderken bir ayrım yaptım mı?
Translate from Turkish to English
Tom çocuklar okula giderken eşlik edecek.
Translate from Turkish to English
Lütfen eve giderken benim eve uğra.
Translate from Turkish to English
Arabada eve giderken ertesi gün için planlar yapıyordu.
Translate from Turkish to English
Okuldan eve giderken bir sağanak yağmura yakalandım.
Translate from Turkish to English
O giderken bana ayın 25'ine kadar tekrar geleceğini söyledi.
Translate from Turkish to English
Okuldan eve giderken bir sağanağa yakalandım ve iliklerime kadar ıslandım.
Translate from Turkish to English
Bugün okuldan eve giderken biraz para buldum.
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: güvenlik, duvarı, sistemiyle, sunucuyu, yapılandırmam, gelmedin, yerine, otur, kapattı, olmasın.