Turkish example sentences with "amerikalı"

Learn how to use amerikalı in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Sen Amerikalı bir çocuksun.

Amerikalı bir kızla tanıştım.

İran, Amerikalı kadının serbest bırakılmasını engelliyor.

Çok sayıda tutucu Amerikalı onunla aynı fikirdeler.

Bir Amerikalı istasyonda benimle konuştu.

Onun Amerikalı olduğunu düşünüyordum ama onun İngiliz olduğu ortaya çıktı.

İran Amerikalı kadının serbest bırakılmasına karşı çıkıyor.

O, bir Amerikalı bilim adamı, Albert Einstein'a saygı duyuyor.

O, Amerikalı bir beyefendi değil mi?

O, Amerikalı bir hanım ile evli.

O bir Amerikalı, ama o Japonya'da doğmuş ve büyümüş olduğu için, oldukça akıcı bir şekilde Japonca konuşabiliyor.

O bir Amerikalı.

O bir Amerikalı değildir.

O bir Amerikalı değil ama bir İngilizdir.

O bir Amerikalı değil ama bir Fransızdır.

Bazı Amerikalı arkadaşlarım var.

Napoli belediye başkanı, saldırıya uğradıktan kısa bir süre sonra yerel halk tarafından dövülen bir Amerikalı turistten özür diledi.

Tom eve bu gidişinde Amerikalı olduğunu düşündüğü bir adamla karşılaştı.

Dün Amerikalı bir öğrenci ile tanıştım.

Harry Amerikalı bir aktördür.

Biz iki Amerikalı erkek ve iki Alman bayanla akşam yemeği yemek için çıktık.

Yazar Hollandalı ve Amerikalı öğrencilerle çalışırken hangi kültürel farklılıkları buldu?

Neden Amerikalı anne ve babalar çocuklarını övüyorlar?

Amerikalı bir öğrenci benim evin yanında yaşıyor.

John Amerikalı bir çocuk.

Brent bir Amerikalı, ama o sanki onun ana diliymiş gibi Japonca konuşuyor.

Tom eve giderken Amerikalı olduğunu düşündüğü bir adamla karşılaştı.

Birçok Amerikalı, Japon işgali hakkında kızgındı.

On üç Amerikalı öldürüldü.

Bir Amerikalı mücadelede öldürüldü.

Birçok Amerikalı Nixon'u destekledi.

Birçok Amerikalı İspanya'yı suçladı.

Birçok Amerikalı planı memnuniyetle karşıladı.

Birçok Amerikalı anlaşmaya karşı çıktı.

Lord Ashburton'ın Amerikalı bir eşi vardı.

Birçok Amerikalı altın standartı istedi.

Binlerce Amerikalı araba sahibiydi.

Pek çok muhafazakâr Amerikalı, onunla aynı fikirdeydi.

Birçok Amerikalı Alaska'nın satın alınmasını protesto ettiler.

Amerikalı turist İtalyan stili dondurmada ısrar etti, zira o normal dondurma için çok yenilikçi idi.

Mary bana Amerikalı bir bebek verdi.

Tony adında Amerikalı bir arkadaşım var.

Lucy Amerikalı bir öğrencidir.

Sue Amerikalı bir öğrenci.

O, Amerikalı mı?

Onlar Amerikalı mı?

Biz Amerikalı değiliz.

Onlar Amerikalı değiller mi?

O bir Amerikalı olmalı.

Onlar Amerikalı olmalılar.

Hey! Burada Uygurca konuşan bir Amerikalı var. Bilgisayarını araştırmak için çabuk buraya gel.

Sen Amerikalı mı yoksa Fransız mısın?

Onu bir Amerikalı sandım.

Onu bir Amerikalı sandık.

Güney Amerikalı bir kampçının bir anakonda tarafından yenildiğini duydum.

Birçok Amerikalı hızlı arabaları sever.

O, bir Amerikalı ile evlidir.

Bir Amerikalı tren istasyonunda benimle konuştu.

Onun bir Amerikalı olduğunu düşündük.

Amerikalı bir aile ile birlikte kaldım.

Tüm öğrenciler Amerikalı.

Bir Amerikalı gibi görünmüyor.

Favori Amerikalı aktörün kim?

Tipik bir Amerikalı genç gibi görünüyor.

Birçok Amerikalı Jazzla ilgilidir.

Birçok Amerikalı Caz'a ilgi duyuyor.

Amerikalı çocuk bozuk Japoncayla konuştu.

Okulumuzun müdürü bir Amerikalı.

En az 10 Amerikalı ile arkadaş oldum.

Amerikalı öğrenciler matematikte yetersiz kalıyor.

Amerikalı kadınların oy verme hakkı yoktu.

Ben o partide çok sayıda Amerikalı ile arkadaş oldum.

Bu roman Amerikalı bir yazar tarafından yazıldı.

Amerikalı mısınız?

Onlar Amerikalı görünüyor.

Ben Amerikalı değilim.

Chen Amerikalı değil.

Şirketiniz öncelikli olarak Amerika ile iş yapıyorsa, o zaman Amerikalı bir yerli ile İngilizce öğrenmek zorunda kalırsınız.

On sekizinci yüzyılın sonlarında, Amerikalı için bir pasaport genellikle Amerika Birleşik Devletleri Başkanı tarafından imzalanırdı.

Şu anda altmış beş yaşının üstünde 31 milyon civarında Amerikalı var.

Seni görmek isteyen Amerikalı bir kız var.

Bu öğrenci Amerikalı.

Papa Fransis ilk Lâtin Amerikalı papadır.

Kanadalılar Amerikalı değildir.

Frank Sinatra Amerikalı bir şarkıcıydı.

Bir İngiliz, İskoç, İrlandalı, Galli, Gurka, Leton, Türk, Avustralyalı, Alman, Amerikalı, Mısırlı, Japon, Meksikalı, İspanyol, Rus, Leh, Litvan, Ürdünlü, Yeni Zelandalı, İsveçli, Fin, İsrailli, Rumen, Bulgar, Sırp, İsviçreli, Yunan, Singapurlu, İtalyan, Norveçli, Arjantinli, Libyalı ve Güney Afrikalı bir gece kulübüne gitmişler. Kulüp fedaisi de “Üzgünüm, bir Taylandlı olmadan içeri girmenize izin veremem.” demiş.

Japoncayı çok iyi konuşan bir Amerikalı kız tanıyorum.

O bir Amerikalı ama İngiltere'de yaşıyor.

Sen yarı Amerikalı yarı Japon musun?

Birçok Amerikalı 4 Temmuzda evlenmek istiyor.

Bir araştırmaya göre her yıl 53.000 Amerikalı pasif içicilik sonucu ölüyor.

O, Amerikalı değil, Kanadalıdır.

O Amerikalı değil ama Amerika'yı sever.

William Keeton adlı bir Amerikalı bilimci bu gizemi çözmek için çok ilginç bir deney yaptı.

Mariko'nun anne babası, onun bir Amerikalı ile evlenmesine kuvvetle karşılar.

Monica Sone, Japon asıllı Amerikalı bir yazardı.

Annesi Amerikalı.

Birçok Amerikalı lise öğrencisi Amerikan İç Savaşı'nın 1861 ve 1865 yılları arasında gerçekleştiğini bilmiyor.

Benjamin Franklin, Amerikalı bir devlet adamı ve mucitti.

Edward Sapir, Amerikalı bir dilciydi.

Edward Sapir, Amerikalı bir dil bilimciydi.

Also check out the following words: birbirlerine, karşı, kardeşlik, zihniyeti, ile, hareket, etmelidirler, Bilmiyorum, Mum, kendiliğinden.