Turkish example sentences with "alice"

Learn how to use alice in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Alice, köpeği görmedi.
Translate from Turkish to English

Alice gülümsedi.
Translate from Turkish to English

" Ehem!"diyerek Alice böbürlendi,gururla göğsünü kabarttı.
Translate from Turkish to English

Alice umurumda değil.
Translate from Turkish to English

Gerçekten bir Alice vardı, fakat Harikalar Diyarı hayal gücünün bir uydurmasıdır.
Translate from Turkish to English

Alice konuşuyorken John sözünü kesti.
Translate from Turkish to English

Alice, geçen Pazardan beri soğuk algınlığı geçiriyor.
Translate from Turkish to English

Alice utanç içinde başını eğdi.
Translate from Turkish to English

Alice hoş kokulu bir parfüm kullanıyor.
Translate from Turkish to English

Alice muhtemelen gelebilir.
Translate from Turkish to English

Alice dün orada olabilir, ama biz onu görmedik.
Translate from Turkish to English

Alice, kitabı nerede bulacağını bilmediğinden, onun nerede olduğunu annesine sordu.
Translate from Turkish to English

Alice şiddetli bir baş ağrısı yüzünden işten eve erken döndü.
Translate from Turkish to English

Alice odasına koştu.
Translate from Turkish to English

Alice uzun yoldan kaydı.
Translate from Turkish to English

Alice sert annesinden korkmuştu.
Translate from Turkish to English

Alice kız kardeşini dinlemiyordu.
Translate from Turkish to English

Alice, toplantıda mevcut değildi, değil mi?
Translate from Turkish to English

Alice saat onda yatağa gitti.
Translate from Turkish to English

Alice saat onda yatmaya gitti.
Translate from Turkish to English

Alice odamda uyuyor.
Translate from Turkish to English

Alice benim annemdir.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi seviyor fakat Mary John'u seviyor. İşleri daha ilginç hale getiren, John Alice'i seviyor fakat Alice Tom'u seviyor.
Translate from Turkish to English

Jack, Jill ve Alice tepeye tırmandılar.
Translate from Turkish to English

Tom cuma gecesi Mary ile ve cumartesi gecesi Alice ile dışarı çıktı.
Translate from Turkish to English

Alice çok güzel bacaklara sahip.
Translate from Turkish to English

Mary ve Alice kız kardeştir.
Translate from Turkish to English

Mary ve Alice kardeşmiş gibi davrandılar.
Translate from Turkish to English

Geçen gün John ve Alice bakarken Tom Mary'yi öptü.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary John ve Alice masanın etrafına oturtuldular.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary kızlarına Alice adını verdiler.
Translate from Turkish to English

Mary ve Alice kardeş değiller.
Translate from Turkish to English

Kimin daha sevimli olduğunu düşünüyorsun, Mary mi yoksa Alice mi?
Translate from Turkish to English

Alice, Eric'e karşı sadakatsizdi.
Translate from Turkish to English

Mary ve ben evliyken Tom ve Alice ile bowling oynamaya giderdik.
Translate from Turkish to English

Mary ve Alice kız kardeş mi?
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin Alice kadar güzel olduğunu düşünmüyor.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary geceyi John ve Alice ile konuşarak geçirdi.
Translate from Turkish to English

Mary, onun geçen haftayı Alice ile Boston'da geçirdiğini bilseydi Tom Mary'nin ne söyleyeceğini merak ediyordu.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary, John ve Alice hepsi aynı zamanda kartlarına baktılar.
Translate from Turkish to English

Mary ve Alice her zaman benzer giysiler giyiyor.
Translate from Turkish to English

Mary ve Alice sık sık aynı şeyi giyiyor.
Translate from Turkish to English

Mary ve Alice gerçekten kardeş mi?
Translate from Turkish to English

Mary ve Alice kardeş gibi görünüyor.
Translate from Turkish to English

Alice otobüsünü yakalamak için koşuyor.
Translate from Turkish to English

Hem Mary hem de Alice kendilerinden daha genç adamlarla evlendiler.
Translate from Turkish to English

Mary ve Alice yasal olarak evli aynı cinsten bir çift.
Translate from Turkish to English

Alice şu anda tenis oynuyor.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary, John ve Alice masanın etrafında oturuyorlardı ve iskambil oynuyorlardı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye John'u Alice ile gördüğünü söyledi.
Translate from Turkish to English

Alice odasında uyuyor.
Translate from Turkish to English

Tom şimdi Mary ile evli ama o vaktiyle Alice ile evliydi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'den ayrıldıktan sonra Alice ile çıkmaya başladı.
Translate from Turkish to English

Alice nehir kıyısında kız kardeşinin yanında oturmaktan sıkılmaya başlamıştı ve yapacak da bir şeyi olmadığından bir iki kez kız kardeşinin okuduğu kitaba çaktırmadan bakıverdi fakat kitapta resim ya da diyalog yoktu, Alice de "resimsiz ve diyalogsuz bir kitap ne işe yarar" diye kendi kendine düşündü.
Translate from Turkish to English

Alice nehir kıyısında kız kardeşinin yanında oturmaktan sıkılmaya başlamıştı ve yapacak da bir şeyi olmadığından bir iki kez kız kardeşinin okuduğu kitaba çaktırmadan bakıverdi fakat kitapta resim ya da diyalog yoktu, Alice de "resimsiz ve diyalogsuz bir kitap ne işe yarar" diye kendi kendine düşündü.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary John ve Alice ile birlikte pikniğe gitti.
Translate from Turkish to English

Yunanistan Prensesi Alice sağırdı ve üç dilde dudak okuyabilirdi.
Translate from Turkish to English

Alice, Mary'nin en sevdiği arkadaşıdır.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary, John ve Alice arkadaşlar. Onlar çocukluklarından beri birbirlerini tanımaktadır.
Translate from Turkish to English

Bu hafta sonu Tom ve Mary, John ve Alice ile iki çiftli bir randevuya gitmeyi planlıyor.
Translate from Turkish to English

Alice "Mary?" diye fısıldadı.
Translate from Turkish to English

Mary ve Alice uygun kıyafetler giydi.
Translate from Turkish to English

Alice pazara yürümedi.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary, John Alice ve ben birlikte şarkı söylerdik.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary'nin Alice adında bir kızları var.
Translate from Turkish to English

"Mary sevimlidir." "Alice de."
Translate from Turkish to English

Mary Alice kadar güzeldir.
Translate from Turkish to English

Mary Alice kadar çok makyaj yapmaz.
Translate from Turkish to English

Tom hem Mary hem de Alice ile çıktı.
Translate from Turkish to English

Alice kilo vermeye çalıştı.
Translate from Turkish to English

Alice yüreğinde erimiş katı bir şey hissetti.
Translate from Turkish to English

Mary ve Alice, Tom'un yeğenleri.
Translate from Turkish to English

Tom bana Fransızca, "Alice önceki gün Mary'yi gördü" dedi.
Translate from Turkish to English

Tom bana, "Alice önceki gün Mary'yi görmedi." diyecek.
Translate from Turkish to English

Tom bana önceki gün Alice Mary'yi nerede gördü?" diye soracak.
Translate from Turkish to English

Thomas bana "Alice önceki gün Mary'yi görmedi mi?" diye sordu.
Translate from Turkish to English

Tom soruyor bana, "Neden Alice önceki gün Mary'yi görmüş?"
Translate from Turkish to English

Tom bana "Alice önceki gün Mary'yi gördü mü?" diye sordu.
Translate from Turkish to English

Mary Alice kadar güzel değil.
Translate from Turkish to English

Mary'yi Alice sanmıştım.
Translate from Turkish to English

Mary ve Alice kardeş gibiydiler.
Translate from Turkish to English

Mary ve Alice tek yumurta ikizidir.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary, John ve Alice hepsi Fransızca konuşabilir.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary, John ve Alice hepsi eğleniyor gibi görünüyor.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary, John ve Alice hepsi orada olacak.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary, John ve Alice hepsi aynı sınıfta.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary, John ve Alice hepsi oradaydı.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary, John ve Alice hepsi onu yapabilir.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary, John ve Alice hepsi dans etmeyi sever.
Translate from Turkish to English

Tom Mary ve John'ın Alice hakkında konuştuğunu duydu.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary, John ve Alice hepsi dans etmekten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary, John ve Alice hepsi Kanadalı.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary, John ve Alice buraya birlikte geldi.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary, John ve Alice hepsi Boston'lu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin John ve Alice ile konuştuğunu görmedi.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary, John ve Alice aynı sınıfta.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary, John ve Alice hepsi onu yapacak.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary, John ve Alice hepsi sınıfta.
Translate from Turkish to English

Mary ve Alice, kardeş gibiler.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'yi boşayıp Alice ile evlenmek istiyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi boşadı ve Alice ile evlendi.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: doğup, büyüdüm, Düşmanla, anlaşmaya, vardılar, Go, büyük, ihtimalle, ülkemdeki, Japon.