Turkish example sentences with "şehri"

Learn how to use şehri in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Bu pencere tüm şehri yukarıdan görür.

Bu şehri ilk ziyaretiniz mi?

Volkan külleri şehri kapladı.

Ben sana şehri göstereceğim.

Kasırga şehri mahvetti.

Tom aslında Boston şehri sınırları içinde yaşamıyor.

Birlik ordusu şehri bombaladı.

Hiç kimse böylesine büyük bir şehri asla havadan ikmal etmeye çalışmamıştı.

Kar şehri tamamen kapladı.

Bu şehri ziyaret eden kişi sayısı yıldan yıla artıyor.

O, şehri iyi bilir.

Şehri baştan başa gezdik.

O bana şehri gezdirdi.

Bugün şehri gezeceğim.

Sana şehri gezdireceğim.

Bu otobüs iki büyük şehri bağlar.

Biraz boş zamanım vardı, bu yüzden şehri gezdim.

O şehri asla duymadım.

Kobe bir liman şehri olarak ünlüdür.

Volkanik kül şehri kapladı.

Tom, Mary'ye şehri gezdirdi.

Şehri asla tekrar ziyaret etmeyecek.

Sana bu şehri gezdirecek.

Onun yaşadığı şehri biliyor musun?

Buradan tüm şehri görebiliriz.

Kibarca bana şehri gezdirdi.

Buradan tüm şehri görebilirsiniz.

Şehri tahliye etmek için 24 saatimiz var.

Bu otobüs sana şehri gezdirecektir.

İlk olarak hangi şehri ziyaret edeceksiniz?

Bu tepeden bütün şehri görebilirsin.

Gitmeden önce, onun adamları şehri ateşe verdiler.

Bütün şehri görecek kadar yükseğe tırmandık.

Bir nehir şehri doğuya ve batıya ayırır.

Danimarka'nın ikinci büyük şehri, Aarhus'un posta kodu 8000'dir.

Turistler şafaktan önce şehri terk etmek zorunda kaldı.

Türkiye'nin en kalabalık şehri İstanbuldur.

Bu şehri severim.

Şehri seviyor musun?

Bu şehri beğeniyor musun?

Onlar savaştan sonra şehri düşmana teslim ettiler.

Bu yaz doğduğum yeri ziyaret ettiğimde, şehri on yıl öncekinden farklı buldum.

Arkadaşın şehri terk etti.

Kar, şehri tamamen kapladı.

Bana şehri gösterebilir misin?

Bela bütün şehri mahvetti.

Veba bütün şehri mahvetti.

Bu yol iki şehri bağlamaktadır.

Bir şehri modernleştirmek pahalıdır.

Tom şehri terk etti.

Boston şehri size hizmetiniz için teşekkür ediyor.

Trompetler ses çıkardığında, ordu bağırdı ve trompet sesinde, adamlar yüksek sesle bağırdığında, duvar çöktü; bu yüzden herkes doğruca içeriye hücum etti ve şehri aldılar.Şehri LORD'a verdiler ve kılıçla onun içinde yaşayan her şeyi yok ettiler-erkekler, kadınlar, gençler ve yaşlılar, sığırlar, koyunlar ve eşekler.

Kar gece boyunca bütün şehri kapladı.

Paris gibi bir şehri iki günlüğüne ziyaret etmeyi nasıl düşünürsün?

Ben bu şehri terk etmek istiyorum ve asla geri gelmek istemiyorum.

Bu şehri çok seviyorum.

Paris denilen büyülü şehri görmek ister misin?

Tom aceleyle şehri terk etmiş gibi görünüyor.

Şehri harita üzerinde ara.

Dışarı çıkmaya ve şehri keşfetmeye karar verdim.

Bu şehri hiç sevmiyorum.

Bu şehri seviyorum.

Bu şehri çok iyi biliyorum.

Tokyo'da yaşadığım için o şehri oldukça iyi biliyorum.

O şehri ziyaret ettiğimizden beri uzun zaman oldu.

Sana şehri gezdireyim.

Tom'a şehri gösterir misin?

Tom bize şehri gezdirdi.

Londra artık bir sis şehri değil.

Bu öğleden sonra sana şehri gezdireyim.

Güçlü bir ordu şehri korudu.

Valencia İspanya'nın üçüncü en büyük şehri ve aynı zamanda paella'nın doğum yeri olduğu için bilinir.

Bu, şehri işgallerden korumak için güçlü bir yapıdır.

Yanardağ külleri şehri kapladı.

Onlar her şehri fotoğraflamak istiyor.

Tom üç milyon dolara şehri dava ediyor.

Şehri terk et.

Paris şehri nerede?

Köprü iki şehri birleştiriyor.

Köprü iki şehri birbirine bağlıyor.

Sana şehri gezdirebilirim.

Sana şehri gezdirmekten zevk alacağım.

Şehri terk ediyorum.

Şehri terk etmek zorundayım.

Birliklerimiz şehri ele geçirdi.

Silahlı kuvvetler şehri kuşattı.

Taylandlılar ülkelerinin başkentine "Krung Thep" derler. Çevirecek olursak bu "Melekler Şehri" anlamına geliyor.

1951'de Rahibe Teresa o zamanlar Hindistan'ın en büyük şehri olan Kalküta'ya gönderildi.

Bu şehri çok iyi biliyor.

Madrid İspanyanın başkenti ve onun en önemli şehri.

Cesur askerler şehri yeniden kazanmak için düşman ile boy ölçüştü.

A şehri B şehrinden yaklaşık 100 kilometre uzaklıktadır.

Ben bu şehri çok seviyorum.

Bu bana şehri gezdiren çocuk.

Ben şehri görmekle ilgileniyordum.

Tom o gece tutuklanmaktan kaçınmak için şehri geç saatlerde terk etti.

Dev bir kertenkele şehri mahvediyor.

Bütün şehri buradan görmeye devam edeceğiz.

Deprem bir savaş bölgesi gibi görünerek şehri terk etti.

Yangın şehri yok etti.

O andan itibaren, kasaba Esteban'ın şehri olarak tanındı.

Also check out the following words: gemi, okyanus, yolculuğu, için, uygun, değil, Hemen, yolculuğa, hazırlan, Masanın.