Turkish example sentences with "ikinci"

Learn how to use ikinci in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

John o kadar sesli konuştu ki ikinci kattan bile duyabildim.

Amazon, Nil'den sonraki dünyanın ikinci en uzun nehridir.

Ben ikinci el kitapçılarda ve ikinci el giyim dükkanlarında alışveriş yapmayı severim.

Ben ikinci el kitapçılarda ve ikinci el giyim dükkanlarında alışveriş yapmayı severim.

Osaka, Japonya'nın ikinci en büyük şehridir.

Muiriel, Tatoeba'nın ikinci üyesidir.

Doktorlar ikinci bir operasyonu yapmayı reddettiler.

Bombay, Hindistan'ın en çok nüfuslu, dünyanın ise ikinci en çok nüfuslu şehridir.

Onun ikinci oğlu evlendi ve yuva kurdu.

1980'de ikinci kez İtalya'ya gittim.

1980'de İtalya'ya ikinci kez gittim.

İtalya'ya ikinci kez 1980'de gittim.

İtalya'ya 1980'de ikinci kez gittim.

Futbol ikinci yüzyılda Çin'de oynanıyordu.

"Tomorrow" kelimesi ikinci hecesinde bir aksan taşır.

Selena Gomez'in ikinci albümü Billboard Magazine'in top iki yüz albüm tablosunda dört numaraya yerleşti.

Eurovision'un en kötü şarkısı birinci, en iyi şarkısı sondan ikinci oldu. Ne saçmalık!

Türkler 1683'te Viyana'yı ikinci kez kuşattı.

Rusya ikinci bir süper güç olarak ortaya çıkmıştı.

Darbeyle ilgili sadece ikinci el bilgiye sahibiz.

Gabriel Roiter ölçüsünü tanımlamak için daha sezgisel olabilen ikinci bir yol vardır.

Bu ikinci el araç satılıktır.

Bu ikinci el araç yeni kadar iyi.

Bu ikinci el arabanın fiyatı makul.

Bu onunla yaptığım ikinci buluşma.

Tepenin üstündeki eski kilise on ikinci yüzyıla kadar uzanmaktadır.

Bu kelimenin vurgusu ikinci hecede.

Arkadaşımız yarışı ikinci sırada bitirdi.

Ben, şimdi benimle evlenmek istediğini biliyorum, ama siz daha sonra ikinci düşüncelere sahip olacağınızı düşünmüyor musunuz?

Tom ona ikinci el araba satın almamasını önerdi.

Tom'un karısı ikinci çocuklarına hamile.

Önce plandan hoşlandığımı düşündüm fakat ikinci düşünüşümde ona karşı çıkmaya karar verdim.

Tom ikinci el bir bilgisayar için o kadar çok para ödemek için isteksizdi.

Tom'un acelesi vardı bu yüzden ikinci fincan kahvesini içmeden bıraktı.

Tom kendine ikinci fincan kahveyi doldurdu.

Tom ikinci fincan kahveyi içti ve bir çörek daha yedi.

Tom onu ikinci kez çok daha iyi yaptı.

Evinin ikinci katında kaç oda vardır?

Hayır, o ikinci el.

Bu Japonya'nın ikinci en uzun nehri.

Mike lisenin ikinci yılında ve Ann de.

Sanırım Jack Mary'nin ikinci kuzeni.

Tom yarışta ikinci oldu.

Onu ikinci bir kez yap.

Bana ikinci bir şans ver.

Lütfen ikinci bir porsiyon alın.

O bir ikinci sınıf öğrencisidir.

O, ikinci bir porsiyon çorba içti.

Ben bu kitaba ikinci el kitap dükkanında rastladım.

Oyunun ikinci yarısı çok heyecan vericiydi.

O, ikinci el araba ticareti yapar.

Herkes ikinci bir şansı hak eder.

"Tomorrow" kelimesinde vurgu ikinci hecededir.

Kütüphane ikinci katta.

Olsa olsa o, ikinci sınıf bir şarkıcı.

Bu ikinci kez uçuşum.

Dünyadaki en büyük ikinci ülke hangisidir?

Lisenin ikinci yılındayım.

Bayan Smith ikinci çocuğunu doğurdu.

Doktorun ofisi ikinci katta.

"Üçüncü dilek mi?" Adam şaşırdı. "Birinci ve ikinci dileği dilememişsem, o nasıl üçüncü dilek olabilir ki?"

Danimarka'nın ikinci büyük şehri, Aarhus'un posta kodu 8000'dir.

O bir ikinci sınıf öğrencisi.

O ikinci el.

Onun ikinci bir işi var.

Tom ikinci olarak bitirdi.

Hong Kong'da, İngilizce ikinci dildir.

On iki rengin bir toplamı için üç ana renk ve dokuz ikinci derecede renk vardır.

Tom bana ikinci bir şans vermeli, değil mi?

Birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı, yedinci, sekizinci, dokuzuncu, onuncu... sondan bir önceki, son.

Bana bir daha mesaj atma demene rağmen ikinci mesajı da attığımı unuttun mu?

İki yerde keçi peyniri gördüm fakat ikinci gördüğüm yere fiyat sorup bilgi almadım.

Tom bir ikinci sınıf öğrencisi.

O birinci ben ikinci mi oldum?

Los Angeles, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ikinci en büyük şehirdir.

Los Angeles, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ikinci en büyük kenttir.

Eğer istersen sana ikinci bir şans vermeye hazırım.

Onun ikinci romanında karakterler büyüdü.

Otelde üçüncü ve ikinci katta bir toplantı vardı.

Uruguay, Güney Amerika'nın en küçük ikinci ülkesidir.

Los Angeles Amerika'daki ikinci en büyük kent.

Aptallar yarışsa sen ikinci olurdun çünkü birinci olamayacak kadar çok aptalsın.

Sana ikinci bir şans veriyorum.

O sadece ikinci el giysiler alır.

Yorumunun ikinci kısmının büyük bir örnek cümle olacağını düşünüyorum.

Lisenin ikinci sınıfındayım.

O ikinci sınıf öğrencisi.

Japonya'daki en yüksek ikinci dağın hangisi olduğunu düşünüyorsunuz?

Venüs güneşten ikinci gezegendir.

Satürn güneş sisteminde ikinci en büyük gezegendir.

Zürih, Londra'dan sonra dünyanın ikinci en büyük altın borsasıdır.

Tom sana ikinci bir şans veriyor.

Büyük olasılıkla, devlet başkanı ikinci bir dönem hizmet edecek.

Asla ikinci el bir elbise satın almam.

Tom bana ikinci bir şans verdi.

O burada çalışır ama aslında bürosu ikinci katta.

Bergen, Norveç'teki ikinci en büyük kenttir.

Bu ikinci kez olmayacak.

Türkler 1683'te Viyana'yı ikinci kez kuşattılar.

Yürüyebilirsin veya ikinci bir seçenek olarak, seni oraya arabamla götürürüm.

İlk olarak çok pahalı, ikinci olaraksa onu beğenmiyorum.

Also check out the following words: yersen, şişmanlarsın, Golfün, hayranıyım, İnsanlar, savaştan, korkar, hissetmiyorum, Öğretmenimiz, bize.