Learn how to use üzerindeki in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Bir yorum eklediniz, çeviri değil. Çeviri eklemek için cümle üzerindeki "あ→а" simgesine tıklayın.
Translate from Turkish to English
Ben, 300 doların üzerindeki bir kamerayı maddi olarak karşılayamam.
Translate from Turkish to English
Patron, yazıhanenin üzerindeki balkonda işçileri gözleyerek gezindi.
Translate from Turkish to English
Tom masanın üzerindeki yemeği birkaç dakika içinde yemiş.
Translate from Turkish to English
Tom şöminenin üzerindeki saate baktı.
Translate from Turkish to English
Derinin üzerindeki kabarıklıklar aşırı sıcakların bir sonucu.
Translate from Turkish to English
Tabak üzerindeki deseni seviyor.
Translate from Turkish to English
Lütfen metre üzerindeki rakamları okuyun.
Translate from Turkish to English
18 yaşın üzerindeki insanların araba sürmelerine izin verilir.
Translate from Turkish to English
18 yaşın üzerindeki insanlar araba sürebilir.
Translate from Turkish to English
Telefon kablosunun üzerindeki kuşu görüyor musun?
Translate from Turkish to English
Brezilya'daki Belo Monte barajı çevre ve yerli halk üzerindeki etkisinden dolayı tartışmalı bir projedir.
Translate from Turkish to English
Bu kitap benimki fakat masanın üzerindeki seninki.
Translate from Turkish to English
Tom şişenin üzerindeki etiketi okudu.
Translate from Turkish to English
Tom motoru kapattı fakat üzerindeki farları açık bıraktı.
Translate from Turkish to English
Tom pasta üzerindeki mumları üfledi.
Translate from Turkish to English
Tom pasta üzerindeki mumları söndürdü.
Translate from Turkish to English
"Ne?" diye sordu Pharamp. "Bir şey yok" dedi Sysko "Konfüçyüsçülüğün modern Çin sosyalizmi üzerindeki etkileri hakkında konuşuyorduk."
Translate from Turkish to English
Kitabı konu üzerindeki bütün düşüncelerini barındırıyor.
Translate from Turkish to English
Ordu, uluslararası havaalanı üzerindeki kontrolünü kaybetti.
Translate from Turkish to English
Elli santigrad derecenin üzerindeki sıcaklıklara maruz kalma.
Translate from Turkish to English
Tom pastanın üzerindeki mumları yaktı.
Translate from Turkish to English
Kalmius Nehri üzerindeki Donetsk, doğu Ukrayna'nın en büyük bir kentidir.
Translate from Turkish to English
Tom komodinin üzerindeki lambayı kapattı.
Translate from Turkish to English
Tek kanıt pencere üzerindeki parmak izleriydi.
Translate from Turkish to English
Harita üzerindeki mavi çizgiler nehirleri gösterir.
Translate from Turkish to English
Bu yol üzerindeki tüm moteller dolu.
Translate from Turkish to English
Kapının üzerindeki işaret ne diyor?
Translate from Turkish to English
Çimin üzerindeki siyah köpek güneşe maruz kaldı.
Translate from Turkish to English
Biz sadece o sokak üzerindeki dairede yaşıyoruz.
Translate from Turkish to English
Üzerindeki boya özellikle dış kısmında yavaş yavaş döküldüğünden, kış gelmeden pencereleri boyatacağım.
Translate from Turkish to English
Masanın üzerindeki CD benim.
Translate from Turkish to English
Masanın üzerindeki kimin sözlüğü?
Translate from Turkish to English
Güneşin kent üzerindeki doğuşunu izledim.
Translate from Turkish to English
Satürn üzerindeki beyaz lekelerin, güçlü fırtınalar olduklarına inanılır.
Translate from Turkish to English
Bu sabah karayolu üzerindeki trafik koşulları normaldir.
Translate from Turkish to English
İlin üzerindeki bir duman bulutu var.
Translate from Turkish to English
Ağacın üzerindeki tüm yapraklar sarardı.
Translate from Turkish to English
Elektronik sigaralar, tütüne karşı sağlıklı bir alternatif olarak teşvik ediliyor ama sağlık otoriteleri, kullanıcılar üzerindeki uzun vadeli etkilerine dikkat çekiyor.
Translate from Turkish to English
TV'nin toplum üzerindeki etkisi büyüktür.
Translate from Turkish to English
Kabin basıncının değişmesi gerekiyorsa, koltuğunuzun üzerindeki paneller oksijen maskelerini açığa çıkaracaktır.
Translate from Turkish to English
Tiyatronun kapısının üzerindeki sözler bir metre yükseklikteydi.
Translate from Turkish to English
Kendimi tekerlek üzerindeki bir hamster gibi hissediyorum.
Translate from Turkish to English
Sıcak kum üzerindeki beş saatten sonra ufukta bir çöl serabı gibi görünen bir şey görmeye başladı.
Translate from Turkish to English
Tom sadece otuz yaşın altında veya altmış yaşın üzerindeki kadınları sever.
Translate from Turkish to English
Operatör robot üzerindeki kontrolünü kaybetti.
Translate from Turkish to English
Fransız parfümleri üzerindeki vergiler, ABD'de arttırılmıştır.
Translate from Turkish to English
Havaalanı yolu üzerindeki bir benzin istasyonunda durdular.
Translate from Turkish to English
Harita üzerindeki konumumuz neresidir?
Translate from Turkish to English
Mary geleceğe gitti ve iklim değişikliğinin dünya üzerindeki tüm yaşamı tahrip ettiğini gördü.
Translate from Turkish to English
Öğretmen bu proje üzerindeki işi bölmemizi istiyor.
Translate from Turkish to English
İngiltere üzerindeki Norman zaferinin İngilizce dili üzerinde büyük bir etkisi vardı.
Translate from Turkish to English
Lviv belediye binası üzerindeki saat ilkin 1404 yılında kuruldu.
Translate from Turkish to English
İlaç alırken şişe üzerindeki yönergeleri dikkatle izleyin.
Translate from Turkish to English
İlaç içerken şişe üzerindeki talimatlara dikkatlice uyun.
Translate from Turkish to English
Bu tren Nakano üzerindeki her istasyonda durur.
Translate from Turkish to English
Lütfen oradaki ürünlerin üzerindeki vergiyi ödeyin.
Translate from Turkish to English
Sorun üzerindeki bilgimiz oldukça sınırlıdır.
Translate from Turkish to English
Kapı üzerindeki kilidi değiştirmek zorundasın.
Translate from Turkish to English
Öğrenci, yargıcın, konuşması üzerindeki kritik yorumlarıyla cesaretlendi.
Translate from Turkish to English
30 yaşın üzerindeki hiç kimseye güvenme.
Translate from Turkish to English
Beyaz bir at üzerindeki bir şövalyenin onu götürmesi için bekliyor.
Translate from Turkish to English
Gömleğimin üzerindeki kan erkek kardeşimin.
Translate from Turkish to English
Küçük bir ada üzerindeki bir göletin ortasında şirin bir ördek evidir.
Translate from Turkish to English
O tavusun üzerindeki tüyler inanılmaz.
Translate from Turkish to English
Dünya üzerindeki yaşam, Mars'ta mı başladı?
Translate from Turkish to English
Doğum günü pastası üzerindeki tüm mumları bir kerede üfle.
Translate from Turkish to English
Dedem doğum günü pastası üzerindeki 97 tane mumu üfledi.
Translate from Turkish to English
Biz küçük bir tepe üzerindeki bir yeşil alanda piknik yaptık.
Translate from Turkish to English
Harita üzerindeki kırmızı daireler okulları gösterir.
Translate from Turkish to English
Kutunun üzerindeki etiket, içerikle eşleşmiyor.
Translate from Turkish to English
O ayağa kalktı ve masanın üzerindeki şapkasına uzandı.
Translate from Turkish to English
Bu resim üzerindeki çerçeveyi beğeniyor musun?
Translate from Turkish to English
Harita üzerindeki kırmızı çizgiler demiryolu hatlarını temsil eder.
Translate from Turkish to English
Bacaklarının üzerindeki o çürükleri nasıl aldın?
Translate from Turkish to English
Adalar üzerindeki anlaşmazlık nedeniyle, Çin'deki birçok Japon işletmelerine saldırı yapıldı.
Translate from Turkish to English
Kunduzlar Dünya üzerindeki en işlek memeliler olarak düşünülebilir.
Translate from Turkish to English
Ortak anlaşma imzalanır imzalanmaz, ithalat üzerindeki kısıtlamaları kaldırabiliriz.
Translate from Turkish to English
Masanın üzerindeki radyo bir Sony.
Translate from Turkish to English
Kral VIII. Henry, Londra'dan çok uzak olmayan Thames Nehri üzerindeki sarayı Hampton Court'ta bir tenis kortuna sahipti.
Translate from Turkish to English
Tabağın üzerindeki bütün kurabiyeleri yedim.
Translate from Turkish to English
Kahire, Fadıl için dünya üzerindeki en mutlu yerdi.
Translate from Turkish to English
O yaprağın üzerindeki nedir?
Translate from Turkish to English
Yaprağın üzerindeki nedir?
Translate from Turkish to English
Tom bana onun üzerindeki tüm parayı verdi.
Translate from Turkish to English
Beyaz at üzerindeki bir prensi aramayı bırakın; onlar yoklar.
Translate from Turkish to English
Silah üreticilerinin politikacılar üzerindeki etkisi sonucunda binlerce insan öldü.
Translate from Turkish to English
O hayvanlar üzerindeki zulüm hakkında bir kitap okuduktan sonra et yemeyi bıraktı.
Translate from Turkish to English
O, trafik sinyalinin üzerindeki küçük kamerayı fark etmedi.
Translate from Turkish to English
Son görüşmelerinde ona hoş olmayan sözler sarf etmişti. Oysaki o akrabasının kendisi üzerindeki emeği çok büyüktü.
Translate from Turkish to English
Bir asırdan fazla bir süre önce, Rusya'daki Tunguska Nehri vadisinin üzerindeki gökyüzünde bir kuyrukluyıldız veya bir göktaşı patladı. Patlamada yüzlerce mildeki milyonlarca ağaç yıkıldı.
Translate from Turkish to English
Tom masanın üzerindeki mumu yaktı.
Translate from Turkish to English
Tom masanın üzerindeki kitabı gösterdi.
Translate from Turkish to English
Tom üzerindeki tüm parayı soygunculara verdi.
Translate from Turkish to English
Moğol orduları yolları üzerindeki her şeyi ortadan kaldırdı.
Translate from Turkish to English
O kule üzerindeki saat doğru.
Translate from Turkish to English
Tom üzerindeki bütün parayı bana ödünç verdi.
Translate from Turkish to English
Bu durumun sağlık üzerindeki etkisi büyük.
Translate from Turkish to English
Bunun üzerindeki miktarlar vergiye tabi olacak.
Translate from Turkish to English
Bunun Kosova'daki genel güvenlik durumu üzerindeki etkisi ne olacaktır?
Translate from Turkish to English
En az destekleyenlerse altmış beş yaş üzerindeki kesim.
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: belaya, girecek, Alkolsüz, içecekleriniz, Çocukların, uykuya, ihtiyacı, vardır, Odasına, girdi.