Turkish example sentences with "çiçekler"

Learn how to use çiçekler in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Çiçekler koparıldıkları zaman kısa süre içinde solarlar.
Translate from Turkish to English

Bahçedeki tüm çiçekler sarı.
Translate from Turkish to English

Bahçedeki bütün çiçekler sarı.
Translate from Turkish to English

Bu çiçekler sıcak ülkelerde yetişir.
Translate from Turkish to English

Çiçekler o kadar narin ve güzeldir ki şiirler ve metaforlar olmadan onlar hakkında konuşamazsın.
Translate from Turkish to English

Birçok çiçekler baharda çiçeklenmeye başlar.
Translate from Turkish to English

O, ormanda yürüdüğünü, yabani çiçekler aradığını söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye bazı çiçekler gönderdi.
Translate from Turkish to English

Yakında çeşitli çiçekler çıkar.
Translate from Turkish to English

Çiçekler sarı.
Translate from Turkish to English

Tom avlusunda bazı çiçekler ekti.
Translate from Turkish to English

Neden çiçekler satın aldınız?
Translate from Turkish to English

Çiçekler açar.
Translate from Turkish to English

Çiçekler arıları çeker.
Translate from Turkish to English

Şu çiçekler ölmüş.
Translate from Turkish to English

Bu çiçekler ölüyor.
Translate from Turkish to English

Bu çiçek sarı, ama diğer tüm çiçekler mavi.
Translate from Turkish to English

Çiçekler iyi görünmüyor. Onları sulamak isterim. Bir su kabı var mı?
Translate from Turkish to English

Bu çiçekler miss gibi kokuyor.
Translate from Turkish to English

Ona bazı çiçekler vereceğim.
Translate from Turkish to English

Onun elinde çiçekler var.
Translate from Turkish to English

Bütün bu çiçekler benzer görünüyor.
Translate from Turkish to English

O, çiçekler hakkında çok şey bilir.
Translate from Turkish to English

Teyzem bana bazı çiçekler getirdi.
Translate from Turkish to English

Bahçede çiçekler topladık.
Translate from Turkish to English

Onlar bahçede çiçekler yetiştirirler.
Translate from Turkish to English

Bazı çiçekler Baharda, bazıları sonbaharda açarlar.
Translate from Turkish to English

Bu çiçekler güzeller, değil mi?
Translate from Turkish to English

O, laleler,hercai menekşeler ve papatyalar gibi çiçekler yetiştirir.
Translate from Turkish to English

Bu çiçekler sadece güzel değil, aynı zamanda güzel kokuyorlar.
Translate from Turkish to English

Orada bazı çiçekler vardı.
Translate from Turkish to English

Bu çiçekler İlkbaharda çiçek açarlar.
Translate from Turkish to English

Bahçede çiçekler topladı.
Translate from Turkish to English

Vazodaki çiçekler güldür.
Translate from Turkish to English

Bahçeden çiçekler toplayalım.
Translate from Turkish to English

Güzel çiçekler için teşekkür ederim.
Translate from Turkish to English

Annem bahçesinde çiçekler yetiştirir.
Translate from Turkish to English

Bir sürü güzel çiçekler topladı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary için bazı pembe çiçekler topladı.
Translate from Turkish to English

Bahçedeki bütün çiçekler solmuş.
Translate from Turkish to English

Her mevsimde farklı çiçekler çiçek açar.
Translate from Turkish to English

Bahçedeki çiçekler çok güzel.
Translate from Turkish to English

Birçok güzel çiçekler İlkbaharda çiçek açar.
Translate from Turkish to English

Bahçedeki çiçekler güzel.
Translate from Turkish to English

Bahçedeki çiçekler sulanmalı.
Translate from Turkish to English

Çiçekler hakkında daha fazla öğrenmek istiyordu.
Translate from Turkish to English

Çiçekler arasında bir sürü ot büyüyordu.
Translate from Turkish to English

Bu çiçekler Hokkaido yöresinde görülebilir.
Translate from Turkish to English

Çiçekler bakmak için çok güzeldi.
Translate from Turkish to English

Bu çiçekler diğerlerinden daha önce çiçek açar.
Translate from Turkish to English

Bahçede bazı güzel çiçekler var.
Translate from Turkish to English

Mary oğlundan güzel çiçekler aldı.
Translate from Turkish to English

Bir daha ki gelişimde, sana bazı çiçekler getireceğim.
Translate from Turkish to English

Çiçekler hava şartlarına karşı korunur.
Translate from Turkish to English

O bize çiçekler gönderir.
Translate from Turkish to English

Ne güzel çiçekler!
Translate from Turkish to English

Ne hoş çiçekler!
Translate from Turkish to English

Böyle güzel çiçekler görmemiştim.
Translate from Turkish to English

Çiçekler rüzgarda sallanıyordu.
Translate from Turkish to English

Çiçekleri koparmadan da koklayabiliriz ve tüm çiçekler koklanmaya değer.
Translate from Turkish to English

Kimsenin bahçesine zarar vermeden tüm çiçekler koklanamaz mı?
Translate from Turkish to English

Çiçekler göndereceğim.
Translate from Turkish to English

Bütün vakitsiz açan çiçekler soğuktan yandı.
Translate from Turkish to English

Tom çiçekler getirdi.
Translate from Turkish to English

Çiçekler için teşekkür ederim.
Translate from Turkish to English

Bu çiçekler öldü.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary Anneler gününde annelerine çiçekler verdiler.
Translate from Turkish to English

Hobilerimden birisi yapay çiçekler yapmaktır.
Translate from Turkish to English

Tom annesine doğum gününde çiçekler gönderdi.
Translate from Turkish to English

Şu çiçekler benim için mi?
Translate from Turkish to English

Kızlar çayırda çiçekler topladı.
Translate from Turkish to English

En son ne zaman karına çiçekler verdin?
Translate from Turkish to English

Tom evlilik yıl dönümlerinde karısına çiçekler vermeyi asla unutmaz.
Translate from Turkish to English

Tom yıl dönümlerinde Mary'ye çiçekler ve çikolata verdi.
Translate from Turkish to English

Tom artık bana çiçekler vermiyor.
Translate from Turkish to English

Tom artık Mary'ye çiçekler vermiyor.
Translate from Turkish to English

Tom sevgililer gününde Mary'ye çiçekler ya da bir şey vermeliydi.
Translate from Turkish to English

Bu çiçekler çok güzel, değil mi?
Translate from Turkish to English

Hala birçok insan Zamboanga'yı Çiçekler Kenti olarak düşünür.
Translate from Turkish to English

Yağış yokluğu nedeniyle bahçedeki çiçekler öldü.
Translate from Turkish to English

O çiçekler güzel.
Translate from Turkish to English

Kuşların vatanı ormandır, balıkların nehir, arıların çiçekler ve Çin de küçük çocukların vatanıdır. Biz çocukluğumuzdan beri vatanımızı kuşların ormanı, balıkların nehri, arıların çiçekleri sevdiği gibi seviyoruz.
Translate from Turkish to English

Bu çiçekler Hollanda’dan geliyor.
Translate from Turkish to English

Mary için çiçekler almayı unuttum.
Translate from Turkish to English

Mary için çiçekler almayı hatırladın mı?
Translate from Turkish to English

Tom Mary için çiçekler almaya niyet etmişti ama unuttu.
Translate from Turkish to English

Burada çiçekler vardı.
Translate from Turkish to English

Çiçekler güzel kokuyor.
Translate from Turkish to English

Şu çiçekler çok güzel!
Translate from Turkish to English

Bu çiçekler yağmurdan korunmalıdır.
Translate from Turkish to English

Baharda, çiçekler büyür ve ağaçlar çiçek açar.
Translate from Turkish to English

Bu çiçekler bana mı?
Translate from Turkish to English

Tom annesine çiçekler gönderdi.
Translate from Turkish to English

Yağmurdan sonra çiçekler yeniden canlandı.
Translate from Turkish to English

Bu çiçekler güzel.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin mezarına çiçekler koydu.
Translate from Turkish to English

Çiçekler şimdi nerede?
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye çiçekler gönderdi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye çiçekler aldı.
Translate from Turkish to English

Bu çiçekler sizin için değil.
Translate from Turkish to English

Tom'un Mary'ye çiçekler verip vermediğini merak ediyorum.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: karıştırmayın, gezileri, ertelendi, paran, fincan, Bunun, kamera, almak, açım, zordur.