Turkish example sentences with "çıkmak"

Learn how to use çıkmak in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için "Aç"a tıklatın. Programdan çıkmak için "Çıkış"ı tıklatın. "Resim Düzeni" özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
Translate from Turkish to English

Yurt dışına çıkmak istiyorum.
Translate from Turkish to English

Dünya seyahatine çıkmak amacıyla parasını biriktiriyor.
Translate from Turkish to English

Bu gemi sefere çıkmak üzeredir.
Translate from Turkish to English

Onlara karşı çıkmak hiçbir şeye yaramaz.
Translate from Turkish to English

Cambridge Üniversitesi'nde öğrenim zorluğu çok yüksek olmasına rağmen, çok sayıda öğrencinin hâlâ dışarı çıkmak ve eğlenmek için zamanı var.
Translate from Turkish to English

Ben dışarı çıkmak istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Dışarı çıkmak yerine evde kaldım.
Translate from Turkish to English

Durumla başa çıkmak benim için zor.
Translate from Turkish to English

Yürüyüş için canım dışarı çıkmak istedi.
Translate from Turkish to English

Biz nükleer kriz ile başa çıkmak için mümkün olan tüm çabaları harcıyoruz.
Translate from Turkish to English

Tom öğleden sonra sadece evden çıkmak zorunda olduğuna karar verdi.
Translate from Turkish to English

Bir yerde içki içmek için dışarı çıkmak ister misiniz?
Translate from Turkish to English

Bu kötü havadan dolayı canım dışarı çıkmak istemiyor.
Translate from Turkish to English

Aslan kafesinden dışarı çıkmak için mücadele etti.
Translate from Turkish to English

Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi.
Translate from Turkish to English

Böylesine bir günde canım dışarı çıkmak istemiyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary ile çıkmak istedi fakat o onu geri çevirdi.
Translate from Turkish to English

Tom erken çıkmak için Mary'nin iznini istedi.
Translate from Turkish to English

Tom canının dışarı çıkmak istemediğini söylüyor.
Translate from Turkish to English

Tom bir süre kasabanın dışına çıkmak istediğini söyledi.
Translate from Turkish to English

Canın dışarı çıkmak istiyor mu? Pekala çıkamazsın; Çocukla birlikte her zaman burada kalmak zorundasın.
Translate from Turkish to English

Dün dışarı çıkmak zorunda kaldım.
Translate from Turkish to English

Tom bana oradan çıkmak için bekleyemediğini söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom her zaman Fuji Dağı'na çıkmak istemişti fakat şimdiye kadar, bunu yapmak için zaman bulamamıştı.
Translate from Turkish to English

İşten sonra bir içki için dışarı çıkmak ister misin?
Translate from Turkish to English

Ben çıkmak zorundayım, bir arkadaş ile bir randevum var.
Translate from Turkish to English

Ben dışarı çıkmak istiyorum.
Translate from Turkish to English

Jim güneydoğu Asya gezisine çıkmak üzere.
Translate from Turkish to English

Rumiko, bu hafta sonu, benimle dışarı çıkmak ister misiniz?
Translate from Turkish to English

Dışarı çıkmak için özgürsün.
Translate from Turkish to English

Dışarı çıkmak için hazır mısınız?
Translate from Turkish to English

O, dışarı çıkmak üzereydi.
Translate from Turkish to English

Dışarı çıkmak istemiyor musun?
Translate from Turkish to English

Dışarı çıkmak için kepimi giydim.
Translate from Turkish to English

Tom dışarı çıkmak istemiyor.
Translate from Turkish to English

Dışarı çıkmak istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Canım dışarı çıkmak istemiyor.
Translate from Turkish to English

Canım bugün dışarı çıkmak istiyor.
Translate from Turkish to English

O, onunla çıkmak istiyor.
Translate from Turkish to English

O, zaten dışarı çıkmak istedi.
Translate from Turkish to English

Onun canı yürüyüşe çıkmak istedi.
Translate from Turkish to English

O, dışarı çıkmak için şapkasını giydi.
Translate from Turkish to English

O, onunla birlikte çıkmak istiyor.
Translate from Turkish to English

Dışarı çıkmak için özgürsünüz.
Translate from Turkish to English

Canım gerçekten dışarı çıkmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English

Şu anda canım dışarı çıkmak istemiyor.
Translate from Turkish to English

Bugünlerde canım dışarı çıkmak istemiyor.
Translate from Turkish to English

Bu sabah canım dışarı çıkmak istemiyor.
Translate from Turkish to English

Sen telefon ettiğinde ben çıkmak üzereydim.
Translate from Turkish to English

Bu öğleden sonra dışarı çıkmak istemiyorum.
Translate from Turkish to English

O kadar soğuktu ki kimse dışarı çıkmak istemedi.
Translate from Turkish to English

Üzgünüm fakat canım bugün dışarı çıkmak istemiyor.
Translate from Turkish to English

Sanırım daha iyi bir sistemle ortaya çıkmak çok zor olmazdı.
Translate from Turkish to English

Benimle çıkmak isteyeceğinizin pek olası olmadığını biliyorum fakat hâlâ en azından bir kez sormalıyım.
Translate from Turkish to English

Şimdi dışarı çıkmak için çok geç.
Translate from Turkish to English

Şimdi dışarı çıkmak imkansız.
Translate from Turkish to English

Çocuklar dışarı çıkmak istediler.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary ile çıkmak istiyor.
Translate from Turkish to English

Seyahatlara çıkmak çok eğlenceli.
Translate from Turkish to English

Ağlayan bebeklerle başa çıkmak zordur.
Translate from Turkish to English

Tatile çıkmak istediler.
Translate from Turkish to English

Aynı kural bir yolculuğa çıkmak için de geçerlidir.
Translate from Turkish to English

Tom'un canı yürüyüş için dışarı çıkmak istedi.
Translate from Turkish to English

Canım bu gece dışarı çıkmak istemiyor.
Translate from Turkish to English

O beni görmeye geldiğinde çıkmak üzereydim.
Translate from Turkish to English

Tom'un canı gerçekten dışarı çıkmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English

Bu gece canım dışarı çıkmak istemiyor.
Translate from Turkish to English

Dışarı çıkmak yerine tüm gün evde oturdu.
Translate from Turkish to English

Bu akşam canım dışarı çıkmak istemedi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary ile gerçekten çıkmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English

Öğle yemeğini yedikten sonra, dışarı çıkmak için hazırlandı.
Translate from Turkish to English

Bu sabah canım yürüyüşe çıkmak istemiyor.
Translate from Turkish to English

Bu yağmurda dışarı çıkmak söz konusu değil.
Translate from Turkish to English

O aradığında evimden çıkmak üzereydim.
Translate from Turkish to English

Koltuktan çıkmak için biraz ayağa kalktım.
Translate from Turkish to English

Dışarı çıkmak yerine bütün gün evde kaldı.
Translate from Turkish to English

Telefon çaldığında, dışarı çıkmak üzereydim.
Translate from Turkish to English

Dışarı çıkmak üzereyim.
Translate from Turkish to English

Yine de dışarı çıkmak istedi.
Translate from Turkish to English

Buradan çıkmak istiyorum!
Translate from Turkish to English

Onunla çıkmak istiyorum.
Translate from Turkish to English

Biraz taze hava için dışarı çıkmak istiyorum.
Translate from Turkish to English

Telefon çaldığında babam çıkmak üzereydi.
Translate from Turkish to English

Tam da dışarı çıkmak üzereydi.
Translate from Turkish to English

Yarın çıkmak için hazır olacak mısın?
Translate from Turkish to English

Buradan çıkmak istiyorum.
Translate from Turkish to English

Yürüyüşe çıkmak ister misin?
Translate from Turkish to English

Yürüyüşe çıkmak ister misiniz?
Translate from Turkish to English

Bu gece dışarı çıkmak istiyorum.
Translate from Turkish to English

Dışarı çıkmak istiyorum.
Translate from Turkish to English

Gerçek bir keşif yolculuğuna çıkmak yeni manzaralar bulmakla olmaz ancak onlara yeni gözlerle bakmakla olur.
Translate from Turkish to English

Bir gün yurt dışına çıkmak isterim.
Translate from Turkish to English

Herkes yatakta kalmamı öneriyor fakat ben dışarı çıkmak ve eğlenmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Gerçekten Tom'la çıkmak istemediğini yeterince iyi bildiğini biliyorum.
Translate from Turkish to English

Tom'un Mary'nin gerçekten onunla birlikte çıkmak isteyeceğine inanma sorunu vardı.
Translate from Turkish to English

Kahvaltı için dışarı çıkmak ister misin?
Translate from Turkish to English

Buradan çıkmak zorundayız.
Translate from Turkish to English

Tom bir yürüyüşe çıkmak istiyor.
Translate from Turkish to English

Tom cep telefonu çaldığında tam dışarı çıkmak üzereydi.
Translate from Turkish to English

Yiyecek bir şey için dışarı çıkmak üzereyiz.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: ayında, yaşına, basacak, Köpeğimin, kuyruğu, Böyle, kazanacağından, eminim, değildi, adınızı.