Turkish example sentences with "şimdi"

Learn how to use şimdi in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Muiriel şimdi 20 yaşında.

Şimdi iyi, ne çok ağır ne de çok hafif.

Şimdi senin kalkman gereken zaman.

Saat şimdi yedi kırk beş.

O şimdi bir mektup yazıyor.

Ve şimdi?

Şimdi havaalanındayım.

Şimdi havalimanındayım.

Toplantıyı şimdi başlatalım mı?

O şimdi evde değil.

Şimdi hatırlıyorum.

Şimdi nerede yaşıyorsun?

Cinsel taciz artık şimdi sosyal bir sorun haline geldi.

Cinsel taciz şimdi artık bir sosyal soruna dönüştü.

Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine pachinko oynayarak tüm vaktini harcıyor.

Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.

Baban şimdi uzakta.

Şimdi sıcaklık sıfırın altında on derece.

Şimdi gitar çalıyorum.

Ben size seve seve yardımcı olacaktım, sadece şimdi çok meşgulüm.

Şimdi öğlen yemeği zamanı.

Şimdi tatil bitti.

Şimdi ne istiyorsun?

Şimdi ders çalışmam gerek ama Tatoeba'da kalmayı tercih ediyorum.

Onlar şimdi gemideler.

Dünya ekonomisi şimdi gerileme döneminde.

Bayan şimdi su içiyor.

Şimdi bundan bahsetmek hala çok erken.

Şimdi ne yapacağımı bilmiyorum.

O şimdi daha yaşlı ve daha akıllıdır.

Şimdi okumuyorum.

Şimdi dükkâna gidiyorum.

Şimdi yapabileceğimiz en iyi yol odur.

Şimdi otuz yaşındayım.

Öğretmen, şimdi yola çıkalım, dedi.

Öğretmen herkese söyledi: " Düğünümüz şimdi başlıyor."

Fiyatlarımız şimdi daha düşük!

Ben şimdi meşgulüm ve seninle oynayamam.

Şimdi nereye gidiyorlar?

Şimdi onların üç çocuğu var.

Onun şimdi yaptığını ne sanıyorsun?

Çok fazla balık avı dolayısıyla, bazı balık stokları şimdi tehlikeli derecede düşük seviyelerde.

Bisikletimi çaldın ve şimdi ben senin ağzını burnunu dağıtacağım.

Oda farklı görünüyor, şimdi daha çok beğeniyorum.

Sizi stetoskop ile dinleyeceğim. Lütfen derin bir nefes alın. Şimdi nefesinizi tutun.

Doğduğunda Fransızdı ama şimdi ABD vatandaşı.

Aslında tarih, bizim yapmamızdan ötürü bize ait değildir. Uzun zaman önce kendi kendimize sınav yapma süreci ile birbirimizi anlardık, şimdi birbirimizi ailede, toplumda ve yaşadığımız devlette apaçık bir yolla anlıyoruz.

Şimdi, birlikte çalışmamız gereken zamandır.

Ben şimdi onun adını hatırlayamıyorum.

Çin halkının yaşamı şimdi gittikçe iyileşmesine rağmen, gelişme için hâlâ bir neden vardır.

Dün çok yedim ve şimdi kötü hissediyorum.

Yurt dışında seyahat şimdi daha popüler.

Balık yemek eskiden olduğu kadar şimdi sağlıklıklı mıdır?

Şimdi ne kadar çok yaparsan, yarın o kadar az yaparsın.

Hava şimdi soğuk.

O şimdi bir doktor.

O, şimdi araba sürebiliyor.

O, şimdi on saattir uyuyor.

Şimdi bile zaman zaman artçı şoklar var.

Dün çok fazla yedim ve şimdi kendimi kötü hissediyorum.

Fotoğrafçılık, şimdi sanatın yeni bir formu olarak kabul edilmektedir.

Ben şimdi iki yıldır Uygurca eğitimi alıyorum.

Eski günlerde, kışın buz pateni yapmaya giderdik ama şimdi çok yaşlıyız.

O her gün, dışarıda yemek yerdi, ancak şimdi buna gücü yetmiyor.

Şimdi olayların akışı değişti.

Top şimdi başkasında.

Onun çalışması şimdi tam.

Siparişinizi şimdi alabilir miyim?

Biz altıda orada olacaksak, şimdi hareket etmek zorundayız.

Onların hepsinin, kolları, bacakları, ve kafaları var,onlar yürürler ve konuşurlar, ama şimdi onlara farklı yapmak isteyen bir şey var.

Linda şimdi çok dans etmiyor fakat eskiden çok dans ettiğini biliyorum.

O şimdi eve geldi. Bunu bilmiyor muydunuz?

O tür elbise şimdi moda.

O şirketin yeni bilgisayar mimarisi ile ilgili bir sorun vardı. Onlar şimdi bir iptal çılgınlığını gözden geçirecekler.

Şimdi üç yıldır İngilizce eğitimi almaktayız.

Her neyse, o şimdi Paris'te olabilir.

Şimdi yüzebilirsin.

O çocuk, trafik kazasında hayatını kaybetmemiş olsaydı, şimdi bir üniversite öğrencisi olacaktı.

Ve şimdi Lvov'dayım.

Şimdi ne yapıyorsun?

Yatırım şimdi ona % 6 kazanç sağlıyor.

Sana gece geç saatlerde Çellonu çalmamanı söyledim, fakat çaldın ve şimdi komşular şikâyet etti.

Sana buraya daha erken gelmemiz gerektiğini söyledim. Şimdi oturmak için hiç yer kalmadı.

Biz onların dükkanının bir başarısızlık olduğunu düşündük, fakat şimdi, zor günleri atlattılar ve hatta büyüdüler.

Sanırım şimdi gitmeliyim.

Şimdi ne yapmam gerektiği konusunda hiçbir fikrim yok.

Tom şimdi ne yapıyor

Şimdi yatmaya gitmeliyiz.

Şimdi bir saç tıraşı olmana gerek yok.

O zaman kendini daha iyi eğitmiş olsaydı, o şimdi daha sağlıklı olacaktı.

Şimdi o alanda ne oluyor?

Üniversite kütüphanesi şimdi açık mı?

Uzun saç şimdi moda değil.

Şimdi özgür demokrasi.

O hastadı, ama şimdi değil.

Tom'un kız arkadaşı şimdi onun burada olduğunu bilseydi, çok kızardı.

Karısı iki çocuğunun yanı sıra şimdi kocasının dedesine de bakmak zorundaydı.

Oğlum şimdi benim kadar uzun boylu.

Eskiden bir gece kuşuydum fakat şimdi bir erken kalkanım.

O şimdi tatilde.

O şimdi sakin; ağlamayı durdurdu.

Also check out the following words: rahatsız, edilmemek, memleket, sınırları, mevzubahis, olmaksızın, malümat, fikirleri, vasıta, aramak.