学习如何在土耳其语句子中使用haline。超过100个精心挑选的例子。
Cinsel taciz artık şimdi sosyal bir sorun haline geldi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Babam her sabah yürümeyi bir kural haline getirdi
Translate from 土耳其语 to 中文
Bu büyük bir problem haline gelebilir.
Translate from 土耳其语 to 中文
O, her gün bahçede iki saat çalışmayı bir kural haline getiriyor.
Translate from 土耳其语 to 中文
Zamanın gerisinde kalmayayım diye her gün gazete okumayı bir alışkanlık haline getirdim.
Translate from 土耳其语 to 中文
Çöpten kurtulmak yetkililer için büyük bir baş belası haline gelmiştir.
Translate from 土耳其语 to 中文
Ben erken kalkmayı bir kural haline getirdim.
Translate from 土耳其语 to 中文
İstek başkanlık kampanyasında sıcak bir siyasi sorun haline geldi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Her sabah koşuya gitmeyi kural haline getiririm.
Translate from 土耳其语 to 中文
Büyük bir ateş bütün kasabayı kül haline getirdi.
Translate from 土耳其语 to 中文
O başkaları hakkında asla kötü konuşmamayı kural haline getirmektedir.
Translate from 土耳其语 to 中文
Yangın haline, 119'u ara.
Translate from 土耳其语 to 中文
Üzümler şarap haline getirilir.
Translate from 土耳其语 to 中文
Kasaba bir şehir haline geldi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Onun ölümünün 24 saati içinde onu yakarak kül haline getirdi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Eski ev yanarak kül haline geldi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Artan nüfus bu ülkede ciddi bir sorun haline gelmiştir.
Translate from 土耳其语 to 中文
Film sanayi büyük bir iş haline geldi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Böcek bir pupa halinden ergen haline dönmüştür.
Translate from 土耳其语 to 中文
Yatmaya gitmeden önce kitap okumayı kural haline getiririm.
Translate from 土耳其语 to 中文
Her sabah yürümeyi kural haline getirdim.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom her sabah meditasyon yapmayı kural haline getirdi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Yemeklerden sonra dişlerimi fırçalamayı kural haline getirdim.
Translate from 土耳其语 to 中文
Oyunu oynayanlar yuvarlak oluşturacak şekilde (bacak ve ayakların konumu ters v seklinde) oturur ve sıkıca kenetlenirler. Ortaya bir ebe geçer. Eller bacakların altında olur ve bir havlu (ucu bağlanarak topuz haline getirilmiş) elden ele bacakların altında gezdirilir. Ebe olan bacakların arasından o havluyu almaya (bulmaya) çalışır. Tabi bu arada herkes sallanmakta ve pisi pisi demekte ve çeşitli şekillerde bağırmaktadırlar. Havluyu, uygun konumu bulan, ebenin sırtına hızlıca vurur ve tekrar alta verir ve havlu gezdirilir. Havluyu ebe kimin altında yakalarsa o kişi ebe olur ve ortaya geçer.
Translate from 土耳其语 to 中文
Haline şükret.
Translate from 土耳其语 to 中文
Her gün üç saat İngilizce çalışmayı kural haline getiriyorum.
Translate from 土耳其语 to 中文
Mary ütülemeyi bitirdikten sonra ütüyü kapattı ve fişini çekti sonra soğuması için kendi haline bıraktı.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom'un elleri sıkıca yumruk haline getirildi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bunu bir alışkanlık haline getirmemeye çalış.
Translate from 土耳其语 to 中文
Siz bölmek ve küçük parçalar haline getirmek istiyorsunuz.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bu bir sorun haline geliyor.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom bir sorun haline geliyor.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bu bir sorun haline gelebilir.
Translate from 土耳其语 to 中文
İtalya kısa zamanda bir polis devleti haline getirildi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Onu bir devlet sorunu haline getirdik.
Translate from 土耳其语 to 中文
Doğru olan galiba Tom'u kendi haline bırakmaktır.
Translate from 土耳其语 to 中文
Seni suçlamayı takıntı haline getirmiyorum.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bina moloz haline geldi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Paul randevulara geç kalmamayı kural haline getiriyor.
Translate from 土耳其语 to 中文
Evi terk ettiğinden beri hayat onun için daimi bir mücadele haline geldi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tatoeba, doğum yeri olan Fransa'da kültürel ve sosyal bir olay haline geldi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Babam kışın bile saat altıda kalkmayı kural haline getirir.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom erken kalkmayı bir kural haline getiriyor.
Translate from 土耳其语 to 中文
Özellikle ekonomik kriz dönemlerinde, herhangi bir ürünü alıp almayacağımıza karar verirken fiyat baskın faktör haline gelir.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bunu bir alışkanlık haline getirme.
Translate from 土耳其语 to 中文
Eski park şehirdeki yerlerden sonra en çok aranan bir yer haline dönüştü.
Translate from 土耳其语 to 中文
Sabah kahvaltısından önce yürümeyi prensip haline getiriyorum.
Translate from 土耳其语 to 中文
Kız ince belli bir kadın haline geldi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Olumsuzca düşünmek alışkanlık haline gelebilir.
Translate from 土耳其语 to 中文
Yatmaya gitmeden önce dişlerimi fırçalamayı bir kural haline getiriyorum.
Translate from 土耳其语 to 中文
Ciddi bir eğitim etkisi nedeniyle çocuk tamamen farklı bir kişi haline geldi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Yanıtı onun ruh haline bağlıdır.
Translate from 土耳其语 to 中文
İsrail, dünyadaki en önemli yüksek teknoloji merkezlerinden biri haline gelmiştir.
Translate from 土耳其语 to 中文
Savaş Washington'un neokonları için büyük bir iş haline geldi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Onun kitabı eleştiri konusu haline geldi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Mary ilgi odağı haline geldi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Plastik torba bir numaralı halk düşmanı haline gelmiştir.
Translate from 土耳其语 to 中文
İskoçya, Büyük Britanya Krallığının parçası haline geldi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tüm toplumlar kapitalist haline geldi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Küfürsüz bir Rus konuşması bir rapor haline dönüşür.
Translate from 土耳其语 to 中文
Yüksek tarifeler uluslararası ticaret için bir engel haline gelmiştir.
Translate from 土耳其语 to 中文
kaynayan su buharlaşır ve gaz haline dönüşür.
Translate from 土耳其语 to 中文
Mektup düzenlemek bir kayıp sanat haline gelmektedir.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bu bir alışkanlık haline geldi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Dünyayı daha iyi bir yer haline getirelim.
Translate from 土耳其语 to 中文
O, şimdi bir moda haline geldi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Helen Reddy'ye ait "Ben Kadınım" şarkısı Kadın Özgürlük Hareketi'nin gayri resmi marşı haline gelmiştir.
Translate from 土耳其语 to 中文
Kaldırılmış eller bir protesto sembolü haline gelmiştir.
Translate from 土耳其语 to 中文
Dan baş şüpheli haline geldi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom'un mütevazı bir geçmişi vardı ama o ülkenin en zengin adamlarından biri haline geldi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Onlar o fabrikada kullanılmış yemek yağını sabun haline getirmektedirler.
Translate from 土耳其语 to 中文
O her sabah altıda kalkmayı kural haline getirmektedir.
Translate from 土耳其语 to 中文
Onu kız arkadaşıyla görmek beni kötü bir ruh haline soktu.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bazı durumlarda, pidgin birinci dil haline geldi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Onun kızı güzel bir kadın haline geldi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Rüya bir gerçeklik haline geldi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Arazi bir park haline dönüştürüldü.
Translate from 土耳其语 to 中文
Kasaba harabe haline düştü.
Translate from 土耳其语 to 中文
Kasaba harabe haline dönüştü.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bu ciddi bir sorun haline gelebilir.
Translate from 土耳其语 to 中文
Arazilerini savunmak şimdi bir günah haline mi geldi?
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom Mary'yi saplantı haline getirdi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Ben İbranice öğrenmeyi saplantı haline getiriyorum.
Translate from 土耳其语 to 中文
İngilizce artık dünyadaki çeşitli ulusların ortak dili haline gelmiştir.
Translate from 土耳其语 to 中文
O bir spor tutkunu haline geldi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Hayatım bir koşu bandı haline geldi ve bir mola vermem gerekir.
Translate from 土耳其语 to 中文
Hayvan yerel bir efsane haline geldi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Çevrede alışveriş onun için bir yük haline gelmiştir.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bay Smith, her sabah yürüyüşü bir kural haline getirdi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Suriye eski haline dönmeyecek.
Translate from 土耳其语 to 中文
O, mücadele için coşku ve iradesini eski haline getirdi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Randevular için asla geç kalmamayı bir kural haline getiriyorum.
Translate from 土耳其语 to 中文
O bir hafta içinde eski haline dönecek.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bir elma tohumu ekerseniz, ağaç haline gelebilir.
Translate from 土耳其语 to 中文
Rheinland, Versailles Antlaşması ile demilitarize bir bölge haline getirildi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Başarısı onu kıskançlık hedefi haline getirdi.
Translate from 土耳其语 to 中文
O iyi bir ruh haline mi sahip?
Translate from 土耳其语 to 中文
Sıkı çalışma, Japonya'yı bugünkü haline getirdi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Güneş'imizden 1,5 ila 4 misli daha büyük bir yıldız nötron yıldızı olacaktır. Ondan daha büyük olan yıldızlar kara delik haline geleceklerdir.
Translate from 土耳其语 to 中文
Hükümetlerimiz insan nüfusu içinde yaşayan uzaylılar haline geldi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Fadıl kesinlikle pişman olmadan bir seri katil haline geldi.
Translate from 土耳其语 to 中文
还可以查看以下单词:Kendimi、nedense、geceleri、hissediyorum、Ummak、strateji、değildir、Amcamlarda、yedik、dolara。