Turkish example sentences with "yabancı"

Learn how to use yabancı in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Yabancı dil öğrenmek zordur.

Yabancı bir ülkeye gittin mi?

Ben insanım, insana dair hiçbir şey bana yabancı olamaz.

Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı.

Yabancı öğrenciler bu kulübe girebilirler mi?

Babasının yabancı bir ülkede öldüğü söyleniyor.

Yabancı mısın? Nerelisiniz?

Hiç yabancı bir ülkede bulundun mu?

Arttıkça gittikçe daha fazla yabancı görüyoruz.

Bilim adamı sadece Japonya'da değil, aynı zamanda yabancı ülkelerde de ünlü.

Ben, iki yabancı dil öğreniyorum.

Ben bir yabancı olduğum için, şakayı anlayamadım.

Bana bir yabancı tarafından İngilizce öğretildi.

Yabancı ürünler yerine yerli ürünler almayı için tercih ederim.

Yabancı ürünlere haksız tarifeler uygulanmaktadır.

O, ebeveynlerinin isteklerine karşı çıktı ve yabancı ile evlendi.

Onun işi yabancı alıcılarla görüşmek.

Onun yabancı işçilerin çalıştırılmasıyla ilgili çok sayıda fikirleri vardır.

Çok sayıda yabancı insan çalışmak için Japonya'ya gelir.

Birçok yabancı iyi Japonca konuşur.

İki yabancı arkadaşım var.

Tonlama herkesin bildiği gibi yabancı dilin kazanması zor bir parçasıdır.

O İngilizceyi yabancı aksanıyla konuşur.

O bir yabancı idi ve bu şekilde tedavi edildi.

O bir yabancı ile evli.

Japon olanları bir yana bırak, onun çok sayıda yabancı pulları var.

Yabancı insanlar eğlenceli.

Benim sol kulağımda yabancı bir cisim var.

O bir yabancı ile konuşmak için cesaretini topladı.

İki yabancı ile tanıştım, biri Kanadalı idi ve diğeri İngiltereli.

Bir pasaport sizi bir ülkenin bir vatandaşı olarak tanımlar ve yabancı ülkelere seyahat etmene imkan verir.

Bir pasaport, yabancı bir ülkeye giderken, onsuz gidemeyeceğin bir şeydir.

Bu mağaza her türlü yabancı dil dergilerine sahiptir.

Biz bazı yabancı pullar alabildik.

Goethe iddia etti, "yabancı dilleri konuşamayan birisi kendi dilini de bilmez".

Tom iki yabancı dil konuşur.

Bu yabancı otlardan kurtulmalısın.

O yabancı ülkelerde seyahat etti.

Tom, bir yabancı dil öğrenmenin zor olduğunu söylüyor.

Yabancı yatırımcılar, Amerika'daki paralarını geri çektiler.

Dün bir yabancı bana telefon etti.

O, yabancı dil yeteneğinden faydalanabileceği bir iş arıyor.

Eğer üniversiteye girebilirsem, iki yabancı dil konuşmayı öğrenmeyi umuyorum.

O, bir yabancı dili öğrenmede hızlıdır.

O yabancı bir araba satın alma amacı için çok çalıştı.

O bir yabancı, ve yabancı gibi davranılmalı.

O bir yabancı, ve yabancı gibi davranılmalı.

O bir yabancıydı ve bir yabancı gibi davranıldı.

O bir sürü yabancı pullara sahipti.

O yabancı bir araba almak için yeterince zengin.

O bana hiç yabancı değil.

Yuko bir yabancı ile asla konuşmadı.

Yabancı dillerde argo kelimeler öğrenmek eğlencelidir.

Bir yabancı benimle konuştu.

Yabancı bana doğru geldi.

O tam olarak bir yabancı değildi.

O, bana tamamen yabancı.

Bir yabancı beni kolumdan yakaladı.

Sanırım bazı yabancı dil öğretmenlerinin bir yerli konuşucu ile çalışmadan üniversitelerden mezun olmaları bir ayıptır.

O sık sık yabancı ülkelere seyahat eder.

Kapıda duran bir yabancı gördüm.

Yabancı kültürler hakkında öğrenmek eğlencelidir.

Kalabalık otobüste bir yabancı benimle konuştu.

Bir yerli gibi yabancı bir dili konuşmayı gerçekten öğrenebilir miyiz?

O birçok yabancı pula sahipti.

Okul olanaklarımız yabancı öğrenciler için yetersizdir.

Hiç yabancı kitaplarınız var mı?

Ben yabancı yemekten hoşlanmam.

O, bana karşı tamamen yabancı.

Karısı bir yabancı gibi görünüyor.

Doğal kaynaklarımız için yabancı milletlere bağımlıyız.

Binaya bir yabancı girdi.

Otobüste bir yabancı benimle konuştu.

Köpek yabancı adama hırladı.

O bir yabancı ile konuşmaya başladı.

Yabancı biri yanıma geldi ve yolu sordu.

Firma yabancı yönetim altında.

Tom'un sadece hafif bir yabancı aksanı var.

Burada bir yabancı gibi davranıyor.

Aksanı onun bir yabancı olduğunu göstermektedir.

İngiliz arabalarını yabancı olanlara tercih ederim.

Hobim yabancı pullar toplamaktır.

Üç yabancı dil konuşabilir.

Yabancı dilleri öğrenmek zor olabilir.

Şu şirket bir yabancı tarafından yönetilmektedir.

Yabancı dillere ilgi duyuyor musun?

Hiç yabancı bir ülkeyi ziyaret ettin mi?

Yabancı konuşamayacak kadar çok şaşırmıştı.

Hangi yabancı dili öğreniyorsun?

Yabancı ülkelerde bir sürü arkadaşım var.

Ormanda, iki yabancı ile karşılaştı.

Bir yabancı bana okul yolunu sordu.

Yabancı dilleri öğrenme sıkıcıdır.

Bir yabancı dili konuşmak kolay değil.

Yabancı Japoncayı hiç bilmiyordu.

Evin önünde bir yabancı var.

Bu gece yabancı bir film izleyeceğiz.

Bir yabancı bana istasyonun nerede olduğunu sordu.

Her yıl bir sürü yabancı Japonya'yı ziyaret eder.

Yabancı bir dil öğrenmek zordur.

Japonya petrolde yabancı ülkelere bağımlıdır.

Also check out the following words: Eteğim, ölüyor, baktı, işaret, anlama, Gelecekte, olacağını, Bundan, Pazarları, çalışmam.